s1
s2
s3
previous arrow
next arrow
s1m
s2m
s3m
previous arrow
next arrow

Sağlığınız ve Güzelliğiniz Emin Ellerde

Deri Sağlığı ve Güzellikte Uzman Dokunuş

Cilt sağlığınız ve güzelliğiniz için dermatoloji ve estetik bakımın en üst seviyesini sunuyoruz. Modern tekniklerimiz ve kişiye özel çözümlerimizle sağlıklı, canlı ve doğal bir cilt görünümü için yanınızdayız. Uzmanlığımızı estetik bir vizyonla birleştiriyor, her adımda güvenilir ve profesyonel bir hizmet sunuyoruz.

Dermatoloji, estetik ve medikal dermatoloji alanlarında sunduğumuz kapsamlı hizmet yelpazesiyle cildinizin tüm ihtiyaçlarına çözüm sunuyoruz. Sağlık ve estetiği harmanlayan yaklaşımımız sayesinde doğal ve uzun süreli sonuçlarla hayalinizdeki cilde kavuşabilirsiniz.

Dermatolojik İşlemler

Cilt ve deri sağlığınızın korunması ve iyileştirilmesi için uzman yaklaşım ve en son teknolojileri bir araya getiriyoruz. Akne, egzama, siğil, deri kanseri ve daha birçok dermatolojik sorunun teşhis ve tedavisinde bireysel ihtiyaçlarınıza uygun çözümler sunarak sağlıklı ve konforlu bir yaşamın kapılarını aralıyoruz.

Akne Tedavisi

Akne (Sivilce) tedavisinde uzman yaklaşım ve modern yöntemlerle sağlıklı, pürüzsüz bir cilde…
Devamı »

Dermatolog Dr. Nejla Dinçer ile Sağlıklı ve Işıltılı Bir Cilt!

Alanında uzmanlık ve 15 yıllık deneyimle, bilimsel temellere dayalı modern tedavi yöntemleri sunuyoruz. Tedavi sürecinin her aşamasında profesyonel destek sağlarken, uluslararası standartlardaki dermatolojik çözümlerimizle hastalarımıza sağlıklı ve mutlu bir yaşam sunmayı hedefliyoruz. Çorlu’nun en güvenilir dermatoloji kliniğinde, cilt sağlığınızı korumak ve en iyi versiyonunuza ulaşmak için bizimle iletişime geçin!

İlk Randevu

Hastalarla ilk randevu ve muayenenin planlanması, şikayetlerinin dinlenmesi üzerine gerçekleştirilir.

Teşhis

Gelişmiş tanı yöntemlerinin kullanılarak, tedaviden önce hastalığın en doğru tanımı yapılmaktadır.

Tedavi Planı Oluşturma

Hastanın genel sağlık durumuna, yaşına ve diğer etmenlere göre tedavi şeklinin oluşturulması.

Tedavi Uygulama

Dünya standartlarına uygun, en yeni ve modern yöntemlerle kişiye özel tedavi uygulamaları.

Tedavi Sonrası Kontroller

Her hasta için özel olarak düzenli kontrollerinin yapılması, sağlık durumunun incelenmesi.

Koruyucu Uygulamalar

Tedavi sonrasında yaşam şeklinin değiştirilmesi, psikolojik destek ve koruyucu önlemler alınması.

Kozmetik İşlemler

Zamana meydan okuyan güzellik ve gençlik için en yeni ve etkili kozmetik uygulamaları sunuyoruz. Botoks, dolgu, lazer tedavileri ve cilt yenileme gibi işlemlerle doğal bir ışıltıya kavuşmanızı sağlarken, kırışıklık, leke ve yara izi gibi sorunlara kalıcı çözümler üretiyoruz.

Dolgu Uygulamaları

Dolgu uygulamaları, yüz hatlarını belirginleştirmek, ciltteki hacim kayıplarını gidermek ve kırışıklıkları azaltmak…
Devamı »

Hastalarımız Ne Diyor?

Nermin A. (34)

Merhaba, bende HPV sorunu vardı. Yaklaşık 2 yıldır uğraştım, hiçbir çözüme ulaşamadım, ta ki Dr. Nejla Hanım ile tanışana kadar. Kendisi çok ilgiliydi, özel tavsiyeler verdi ve radyofrekans işlemleri sayesinde başarı elde ettik. Güler yüzlü, sorduğunuz sorulara net cevaplar verebileceğiniz nadir bir insan. Bu hastalığı yaşayan herkes, gönül rahatlığıyla gidip tedavi olabilir. Kendisine sonsuz teşekkürler.

Samet G. (32)

Yüzümde ve boynumda oluşan egzema nedeniyle buraya geldim. Daha önce kendi kendime nemlendirici kremlerle tedavi etmeye çalıştım, ancak hiçbir şey işe yaramadı. Buraya geldikten sonra, tedavimin ilk üç günü içinde inanılmaz derecede bir gelişme yaşadım. Doktorun tavsiyelerine uyarak daha hızlı sonuçlar alabilirsiniz. Gelmeden önce tedavi süreci ve doktor hakkında bazı endişelerim vardı, ama iyi ki gelmişim; şu anda ne döküntü ne kaşıntı kalmadı. Herkese gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.

Özlem S. (28)

Bebeğim 2 aylıkken vücudunda kızarıklık oluşmuştu. İki doktora götürdüm ve bana bebeğin alerji, sıcaktan isilik olmuş dediler; ilaç verdiler ama geçmedi. Komşumun vesilesiyle Dr. Nejla Dinçer’e gittim ve yaklaşık 2 buçuk aylık tedavimiz bugün sona erdi. Bebeğim rahat uyuyor, tabii ben de. Uyuz denen hastalık kalmadı. Allah önce doktoru bulmama vesile olan komşumdan, sonra da Dr. Nejla Dinçer’den razı olsun. Şiddetle tavsiye ediyorum; çile çekip kendinize eziyet etmeyin, hemen Dr. Nejla Dinçer’den randevu alın.

Derya B. (26)

Saçlarımın alt bölümünde sedef hastalığı şikayetiyle başvurduğum Dr. Nejla Dinçer ile başladığımız tedavi sürecinin ilk 10 gününde kaşıntı ve yaralarda %50 azalma oldu. Toplamda 3 ay gibi kısa bir sürede tedavi tamamlandı. Şu an tedaviyi biteli 1 ay oldu ve her şey yolunda, hiçbir sorun yok. Hızlı tanı, doğru tedavi ve güzel tavsiyelerle Dr. Nejla Dinçer’in kliniğinden ayrıldım. Bilginize ve emeğinize sağlık hocam, teşekkürler.

Gülay K. (29)

Bundan yaklaşık 6 ay önce genital bölgemde et beni gibi görünen lezyonlar fark ettim ve yapılan muayene sonucunda HPV olduğunu öğrendim. Daha önce gittiğim farklı yerlerde uygulanan tedaviler yetersiz kaldı ve bu bulaşıcı hastalık yayılmaya başladı. Ayrıca, bazı tedavi yöntemleri cildimde iz bırakan yaralara neden oldu. Durumumu bilen bir arkadaşımın tavsiyesiyle Nejla Hocam’dan randevu aldım. Kendisi doğru ve etkili bir tedavi yöntemi uyguladı ve 6 ay sonunda tamamen sağlığıma kavuştum. Bu tür bir rahatsızlık yaşayan herkes, gönül rahatlığıyla Nejla Hocam’ın kliniğine başvurabilir.

Emel Y. (22)

Ben Malkara’da yaşıyorum. Yaklaşık 3 ay önce 3-4 gün boyunca aç karnına cips yedim ve yüzüm gerçekten çok kötü bir hale geldi. Yanıyor, kaşınıyor ve kırmızı hale geldi; sivilceler kırmızı ve küçüktü. Bu durum alerjik reaksiyon nedeniyle olmuştu ve çok pişmandım. O cipsi yediğim için dışarı çıkamaz hale gelmiştim. Tavsiye üzerine Nejla Hanım’ın kliniğine gittim. Kendisi çok etkili bir tedavi uygulayarak birkaç hafta içinde yüzümdeki sivilcelerden kurtulmamı sağladı. Kendisine çok teşekkür ederim.

Uzmanlık ve Deneyimle Cildinize Özel Çözümler

Uzm. Dr. Nejla Dinçer’in dermatoloji alanındaki uzmanlığı ve yıllara dayanan tecrübesi, her türlü cilt sorununda güvenilir ve etkili çözümler sunar. Cilt sağlığınız için bilimsel yaklaşımlarla geliştirilmiş tedavi yöntemlerimizi keşfedin.

Teknolojinin Gücü, Uzmanlığın Hassasiyetiyle Buluşuyor

Kliniğimizde kullandığımız ileri teknoloji cihazlar ve modern ekipmanlar, dermatolojik sorunlarınızın teşhis ve tedavisinde en güncel yöntemleri uygulamamıza olanak tanır. Yenilikçi teknolojiyle desteklenen uzmanlığımız, cilt sağlığınıza değer katar.

Güzelliğiniz ve Cilt Sağlığınız İçin Sürekli Yenilik

Cilt sağlığı ve güzellik alanındaki en son gelişmeleri yakından takip ediyor, bilgi birikimimizi yenilikçi yöntemlerle sürekli güncelliyoruz. Kliniğimize kazandırdığımız ileri teknolojiler ve modern yaklaşımlar sayesinde en iyi sonuçları elde etmeniz için çalışıyoruz.

Botoks Uygulamaları

Botoks uygulamasını kaç kez yaptırabilirim?

Botoks düzenli olarak yapılabilen bir uygulamadır. Ancak, etkisinin azalmaması için uygulamalar arasında en az 3-4 ay beklenmesi önerilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Botoks nedir?

Botoks, kasların geçici olarak gevşemesini sağlayan bir toksindir. Yüzdeki kırışıklıkları azaltmak, mimik çizgilerini yumuşatmak ve aşırı terleme gibi durumları tedavi etmek için kullanılır.

This post is also available in: English (İngilizce)

Botoks acı verir mi?

Botoks uygulaması genellikle çok hafif bir batma hissi ile yapılır. İşlem öncesinde uygulanan anestezik kremler sayesinde rahatsızlık minimum seviyeye indirilebilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Leke Tedavisi

Leke tedavisi her cilt tipine uygulanabilir mi?

Leke tedavisinde kullanılan yöntemler cilt tipine göre değişiklik gösterebilir. Hassas ciltlerde bazı uygulamalar tahrişe neden olabilir. Bu nedenle dermatoloğunuzun önerdiği en uygun tedavi yöntemi seçilmelidir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Leke tedavisinde kullanılan kremler etkili midir?

Leke açıcı kremler hafif ve yüzeysel lekelerde etkili olabilir. Ancak derin ve inatçı lekeler için lazer veya mezoterapi gibi profesyonel tedavilerle desteklenmesi gerekebilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Leke tedavisi ağrılı mıdır?

Leke tedavisinde kullanılan yöntemler genellikle minimal rahatsızlık verir. Lazer veya kimyasal peeling gibi uygulamalarda hafif yanma veya batma hissi olabilir, ancak bu etkiler kısa sürede geçer.

This post is also available in: English (İngilizce)

Leke tedavisi kaç seans sürer?

Leke tedavisinde seans sayısı lekenin türüne ve cilt yapısına bağlı olarak değişir. Genellikle 3-6 seans arasında değişen uygulamalar yapılır ve seanslar 2-4 hafta arayla gerçekleştirilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Leke tedavisi için hangi yöntemler kullanılır?

Leke tedavisinde kimyasal peeling, lazer tedavisi, PRP, mezoterapi, karbon peeling ve leke açıcı kremler gibi çeşitli yöntemler kullanılabilir. En uygun tedavi yöntemi, lekenin türü ve cilt yapısına göre belirlenmelidir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Cilt lekeleri neden oluşur?

Cilt lekeleri, güneş ışınları, hormonal değişiklikler, akne izleri, genetik faktörler ve yaşlanma gibi nedenlerden kaynaklanabilir. Ayrıca bazı ilaçlar, kozmetik ürünler ve cilt tahrişine yol açan işlemler de leke oluşumunu tetikleyebilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Ramazan ve Oruç

Ramazan ve Oruç: Dermatoloji Tedavileri ile İlgili Sık Sorulan Sorular

Hastalarımızdan Ramazan ve Oruç ile ilgili gelen soruları, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açıklamalarını referans alarak yanıtlıyoruz.

Unutmayın, sağlık her şeyden önce gelir. Oruç tutarken tedavinizi aksatmayın, şüphelerinizde uzmana danışın.

This post is also available in: English (İngilizce)

Ramazan ve Oruçla İlgili Genel Dermatolojik Tavsiyeler

Dermatolog Onayı: Tedavi planınızda Ramazan’a özel düzenlemeler yapmak için mutlaka doktorunuza danışın.

Su Tüketimi: İftar ve sahur arasında 2-2.5 litre su tüketerek cilt sağlığınızı koruyun.

Acil Durumlar: Oruç tutmanın sağlığınızı riske atacağı durumlarda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın fetvalarını ve doktorunuzun önerilerini dikkate alın.

Unutmayın, sağlık her şeyden önce gelir. Oruç tutarken tedavinizi aksatmayın, şüphelerinizde uzmana danışın.

This post is also available in: English (İngilizce)

Oruçluyken Krem Sürülebilir mi?

Vücuda sürülen krem, merhem veya yağlar, deri yoluyla çok az miktarda ve yavaş bir şekilde kana karışabilir. Ancak bu durum, yeme-içme anlamına gelmediği için oruç bozmaz.

Diyanet Görüşü: Deriye uygulanan merhemler veya ilaçlı bantların kullanımı orucu geçersiz kılmaz.

This post is also available in: English (İngilizce)

Botoks Yaptırmak Orucu Bozar mı?

Botoks enjeksiyonları, dolaşım veya sindirim sistemine besin/sıvı aktarmadığı için oruç bozmaz.

Öneri: Acil bir tıbbi gereklilik yoksa kozmetik işlemleri iftar sonrasına ertelemek daha uygundur.

This post is also available in: English (İngilizce)

İğne Yaptırmak Orucu Bozar mı?

Besin/Vitamin İğneleri & Serum: Ağızdan alınan aşılar, damar yoluyla serum veya kan nakli, oruç bozabilir.

Lokal Anestezi: Küçük cerrahi müdahalelerde kullanılan lokal anestezik iğneler oruç bozmaz.

Tavsiye: İğnelerin mümkünse iftar sonrası yapılması önerilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Akne Tedavisinde Oruç ve İlaç Kullanımı

İzotretinoin (Roaccutane, Aknetrent, Zoretanin):

Doz Ayarlaması: Günlük 2 doz yerine tek doz iftarda yemekle alınabilir.

Dikkat Edilmesi Gerekenler:

İlaç cilt ve dudak kuruluğunu artırdığından, Ramazan’da düşük doz tercih edilebilir.

İftar-sahur arasında bol su tüketimi kuruluğu azaltmaya yardımcı olur.

This post is also available in: English (İngilizce)

Sedef Hastalığı Tedavisi ve Oruç

Acitretin (Psöretil):

Kullanım: Tek doz halinde iftarda alınabilir.

Sıvı Tüketimi: İlaç karaciğer ve böbrekler üzerinde yük oluşturabileceğinden, iftar-sahur arasında en az 2 litre su içilmelidir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Alerji ve Mantar İlaçları Oruçla Nasıl Kullanılmalı?

Tok Karına Alım: Antihistaminikler (alerji ilaçları) ve antifungal (mantar) ilaçlar iftarda veya sahurda tok karına alınmalıdır.

Yan Etki Riski: Aç karnına kullanım mide rahatsızlığına yol açabilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Tetradox (Tetrasiklin) Kullanımında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Zamanlama: Tetradox, iftarda yemekle birlikte alınmalıdır.

Uyarı: Sahurda içilip hemen yatılırsa, yemek borusunda tahriş veya ülser riski artar.

This post is also available in: English (İngilizce)

6 Nokta Lifting

6 Nokta Lifting sonrasında iyileşme süreci nasıldır?

İşlem sonrası hafif kızarıklık veya şişlik olabilir, ancak bu etkiler kısa sürede kaybolur. Günlük aktivitelere hemen dönülebilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

6 Nokta Lifting işlemi ağrılı mıdır?

İşlem sırasında hafif bir batma hissi olabilir, ancak genellikle ağrısız bir uygulamadır. Uygulama öncesinde anestezik krem kullanılarak hasta konforu artırılır.

This post is also available in: English (İngilizce)

6 Nokta Lifting uygulaması diğer işlemlerle kombine edilebilir mi?

Evet, dolgu, mezoterapi ve cilt yenileme işlemleriyle kombine edilerek daha etkili ve uzun süreli sonuçlar elde edilebilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

6 Nokta Lifting kimler için uygundur?

Yüzünde hafif sarkma ve gevşeme yaşayan, ameliyatsız bir gençleşme yöntemi arayan kişiler için uygundur. Ancak hamileler ve bazı sağlık sorunları olan kişiler için önerilmeyebilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

6 Nokta Lifting hangi bölgelere uygulanır?

Bu işlem genellikle elmacık kemikleri, çene hattı, yanaklar ve yüzün alt bölgelerine uygulanarak sarkmaların toparlanmasını sağlar.

This post is also available in: English (İngilizce)

6 Nokta Lifting nedir?

6 Nokta Lifting, yüzün belirli altı noktasına özel olarak botulinum toksin uygulanarak yüz hatlarını yukarı kaldırmayı, sıkılaştırmayı ve daha genç bir görünüm elde etmeyi amaçlayan bir estetik işlemdir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Tırnak Hastalıkları

Tırnak batması nasıl tedavi edilir?

Tırnak batması tedavisinde, bölge temiz tutulmalı ve iltihap varsa antiseptik solüsyonlar kullanılmalıdır. Ağır vakalarda, cerrahi müdahale ile batık tırnak kısmı alınabilir. Rahat ayakkabı giymek ve tırnakları düz kesmek batmayı önleyebilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Tırnaklarda beyaz lekeler neden oluşur?

Tırnaklardaki beyaz lekeler genellikle tırnak travmaları, çinko veya kalsiyum eksikliği nedeniyle oluşur. Çoğu zaman zararsızdır ve tırnak uzadıkça kendiliğinden kaybolur. Ancak sık tekrarlıyorsa, beslenme düzeninizi gözden geçirmek faydalı olabilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Tırnaklarım neden sararıyor?

Tırnakların sararması genellikle oje kullanımı, sigara, mantar enfeksiyonları veya bazı sistemik hastalıklar nedeniyle olabilir. Sararma uzun süre devam ediyorsa ve tırnak yapısında değişiklikler varsa, bir dermatoloğa danışmak gerekir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Tırnak mantarı nasıl bulaşır?

Tırnak mantarı, ortak kullanılan havuz, duş alanları, hijyenik olmayan manikür-pedikür aletleri veya enfekte kişilerle temas yoluyla bulaşabilir. Tırnak mantarı ilerledikçe kalınlaşma, renk değişimi ve kırılganlık oluşturabilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Eksozom

Eksozom tedavisi kimler için uygundur?

Eksozom tedavisi, cildini gençleştirmek, akne ve yara izlerini azaltmak, saç dökülmesini durdurmak ve genel cilt sağlığını iyileştirmek isteyen bireyler için uygundur. Ancak hamileler, emziren anneler ve aktif cilt enfeksiyonu olanlar için önerilmez.

This post is also available in: English (İngilizce)

Eksozom uygulaması nedir?

Eksozom uygulaması, cilt yenilenmesini desteklemek, saç dökülmesini azaltmak ve hasarlı dokuları onarmak için kullanılan ileri biyoteknolojik bir tedavi yöntemidir. Mezenkimal kök hücrelerden elde edilen eksozomlar, hücre yenilenmesini hızlandırarak cildi daha sağlıklı hale getirir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Eksozom tedavisi hangi alanlarda kullanılır?

Eksozom tedavisi, cilt gençleştirme, akne izi tedavisi, leke tedavisi, saç dökülmesi, yara iyileşmesi ve egzama gibi birçok dermatolojik problemde kullanılabilir. Aynı zamanda cilt elastikiyetini artırmak ve yaşlanma belirtilerini azaltmak için tercih edilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Akne

Akne izleri kalıcı mıdır?

Hafif akne izleri zamanla solabilir, ancak derin ve kalıcı izler için profesyonel tedaviler gerekebilir. Lazer, kimyasal peeling, PRP ve mikroiğneleme gibi yöntemler, akne izlerinin görünümünü azaltmada etkilidir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Hangi akne tedavisi bana uygun olur?

Akne tedavisi, kişinin cilt yapısına, aknenin şiddetine ve nedenlerine göre belirlenir. Hafif akneler için topikal kremler, temizleyiciler ve cilt bakımı yeterli olabilirken, daha yoğun akne vakalarında ilaç tedavisi, kimyasal peeling, lazer veya PRP gibi yöntemler uygulanabilir. En uygun tedavi için bir dermatolog değerlendirmesi gereklidir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Akne neden oluşur?

Akne, genellikle yağ bezlerinin aşırı çalışması, gözeneklerin tıkanması, bakterilerin çoğalması ve hormonal değişiklikler nedeniyle ortaya çıkar. Genetik yatkınlık, stres, yanlış cilt bakımı ve beslenme alışkanlıkları da akne oluşumunu etkileyebilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Akne kendiliğinden geçer mi?

Hafif akneler zamanla düzelebilir, ancak tedavi edilmezse iz bırakabilir veya kronik hale gelebilir. Özellikle orta ve şiddetli akneler için uygun bir tedavi uygulanmazsa, kalıcı leke ve iz riski artabilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Göz Çevresi Morluk

Göz altı morluk tedavisi ne kadar sürer?

Tedavi yöntemi ve uygulamaya bağlı olarak değişmekle birlikte, işlemler genellikle 15-30 dakika sürer. Kalıcı sonuçlar için seanslar halinde uygulanabilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Evde göz altı morluklarını nasıl azaltabilirim?

Düzenli uyku, dengeli beslenme, bol su tüketimi, güneş kremi kullanımı ve göz çevresi için uygun nemlendiriciler morlukların görünümünü hafifletebilir. Ayrıca soğuk kompresler ve yeşil çay poşetleri de kısa süreli rahatlama sağlayabilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Göz altı morluklarını önlemek için ne yapabilirim?

Düzenli uyku düzeni oluşturmak, güneş kremi kullanmak, sağlıklı beslenmek, alkol ve sigaradan kaçınmak, stres yönetimi sağlamak ve cilt tipine uygun göz çevresi bakımı yapmak morluk oluşumunu önlemeye yardımcı olabilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Göz altı morlukları neden oluşur?

Göz altı morlukları genetik yatkınlık, uyku düzensizliği, stres, yaşlanma, alerjiler, kansızlık, güneşe maruz kalma ve cilt yapısının incelmesi gibi birçok faktöre bağlı olarak gelişebilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Göz altı morlukları kendiliğinden geçer mi?

Bazı durumlarda, dinlenme, sağlıklı beslenme ve iyi bir cilt bakımı ile morlukların görünümü hafifleyebilir. Ancak genetik veya yapısal nedenlere bağlı morluklar genellikle kalıcıdır ve profesyonel tedavi gerektirebilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Ben (Nenüs)

Benler kansere dönüşebilir mi?

Bazı benler, özellikle düzensiz kenarlı, renk değişimi gösteren veya hızla büyüyenler, melanom adı verilen cilt kanseri türüne dönüşebilir. Bu tür değişiklikler fark edildiğinde doktora başvurulmalıdır.

This post is also available in: English (İngilizce)

Güneş ışığı benleri etkiler mi?

Evet, aşırı güneşe maruz kalmak benlerin koyulaşmasına ve yeni ben oluşumuna neden olabilir. Güneş koruyucu kremler kullanmak ve uzun süre güneşte kalmamak ben sağlığını korumak için önemlidir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Ben takibi nasıl yapılmalıdır?

Benlerin düzenli olarak aynada kontrol edilmesi önerilir. Asimetri, düzensiz kenarlar, renk değişikliği, çap büyümesi ve kanama gibi belirtiler varsa bir dermatoloğa danışılmalıdır.

This post is also available in: English (İngilizce)

Benler zararlı mıdır?

Çoğu ben zararsızdır, ancak bazıları zamanla değişim gösterebilir ve cilt kanseri riskini artırabilir. Özellikle hızlı büyüyen, renk ve şekil değiştiren benler için dermatolojik muayene önerilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Ben (nevüs) nedir?

Benler, ciltte melanin pigmenti üreten hücrelerin bir araya gelmesiyle oluşan, genellikle kahverengi veya siyah renkte olan cilt lekeleridir. Doğuştan var olabilir veya sonradan gelişebilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Lazer ile Leke Tedavisi

Lazer tedavisi sonrası nelere dikkat etmeliyim?

Tedavi sonrası cildi güneşten korumak çok önemlidir. Güneş kremi (SPF 50+) kullanılmalı, sert kimyasallardan kaçınılmalı ve cildi nemlendirmek için uygun ürünler tercih edilmelidir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Lazerle leke tedavisi kalıcı mı?

Tedavi edilen lekeler büyük oranda açılır veya tamamen kaybolabilir. Ancak güneşe maruz kalma ve cilt bakımına dikkat edilmezse yeni lekeler oluşabilir. Düzenli bakım ve güneş koruyucu kullanımı önemlidir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Lazerle yara izi tedavisi nasıl yapılır?

Lazer tedavisi, yara izlerinin olduğu bölgeye kontrollü ısı vererek cildin kendini yenilemesini sağlar. Bu süreç, kolajen üretimini artırarak yara izlerinin zamanla daha az belirgin hale gelmesine yardımcı olur.

This post is also available in: English (İngilizce)

Lazerle leke tedavisi nasıl çalışır?

Lazer ışınları, cildin alt katmanlarına nüfuz ederek melanin birikimini hedef alır ve lekelerin rengini açar. Aynı zamanda cildin yenilenmesini sağlayarak daha pürüzsüz ve eşit tonlu bir görünüm elde edilmesine yardımcı olur.

This post is also available in: English (İngilizce)

Altın İğne

Altın iğne sonrası nelere dikkat edilmelidir?

İlk birkaç gün güneşten korunmalı, yüksek faktörlü güneş kremi kullanılmalı ve cildi tahriş edebilecek makyaj veya peeling gibi uygulamalardan kaçınılmalıdır. Cilt iyileşme sürecindeyken nemlendirici ürünler kullanmak faydalıdır.

This post is also available in: English (İngilizce)

Altın iğne radyofrekans nedir?

Altın iğne radyofrekans, mikro iğneler ve radyofrekans enerjisi kullanılarak cilt yenileme ve sıkılaştırma sağlayan bir uygulamadır. Cilt altına iletilen ısı enerjisi kolajen üretimini artırarak kırışıklıkların, lekelerin ve izlerin görünümünü azaltır.

This post is also available in: English (İngilizce)

Altın iğne hangi cilt problemlerine iyi gelir?

Altın iğne; kırışıklıklar, akne izleri, cilt lekeleri, genişlemiş gözenekler, sarkma ve elastikiyet kaybı gibi birçok cilt problemine karşı etkili bir tedavi yöntemidir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Rozasea

Hangi besinler rozaseayı kötüleştirebilir?

Alkol, baharatlı yiyecekler, kafeinli içecekler, çikolata ve süt ürünleri bazı kişilerde rozasea semptomlarını artırabilir. Kişiye özel tetikleyiciler farklılık gösterebilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Rozasea için hangi cilt bakım ürünleri kullanılmalı?

Parfüm ve alkol içermeyen, hassas ciltlere uygun nemlendiriciler ve güneş koruyucular tercih edilmelidir. Cildi tahriş edebilecek sert peeling ve alkol bazlı toniklerden kaçınılmalıdır.

This post is also available in: English (İngilizce)

Rozasea neden olur?

Rozaseanın kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık, cilt hassasiyeti, bağışıklık sistemi tepkileri ve çevresel faktörlerin hastalığın ortaya çıkmasında etkili olduğu düşünülmektedir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Rozasea nedir?

Rozasea, yüzde kızarıklık, kılcal damar genişlemeleri, sivilce benzeri kabarcıklar ve hassasiyetle kendini gösteren kronik bir cilt rahatsızlığıdır. Genellikle burun, yanak, alın ve çenede belirginleşir ve zamanla şiddetlenebilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Siğil ve Nasır

Siğil ve nasır oluşumunu nasıl önleyebilirim?

Siğil oluşumunu önlemek için ortak kullanılan kişisel eşyalardan kaçınmalı, el ve ayak hijyenine dikkat edilmelidir. Nasırları önlemek için ise rahat ve uygun ayakkabılar giymek, ayakları düzenli olarak nemlendirmek ve aşırı basınca maruz kalan bölgeleri korumak gerekir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Nasır ağrı yapar mı?

Evet, özellikle nasırın kökü derinleştiğinde veya bir sinire baskı yaptığında ağrıya neden olabilir. Nasırın bulunduğu bölgeye uygulanan basınç arttıkça ağrı şiddetlenebilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Siğil bulaşıcı mıdır?

Evet, siğiller temas yoluyla bulaşabilir. Ortak havlu, tıraş bıçağı kullanımı veya cilt teması siğilin yayılmasına neden olabilir. Bu nedenle siğil olan bölgeyi kaşımamak ve hijyene dikkat etmek önemlidir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Siğil nedir ve nasıl oluşur?

Siğil, ciltte küçük, kabarık ve pürüzlü bir dokuya sahip, genellikle deri renginde olan oluşumlardır. HPV (Human Papilloma Virus) adı verilen bir virüsün cilt yoluyla bulaşması sonucu ortaya çıkar. Siğiller, özellikle bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde daha sık görülür.

This post is also available in: English (İngilizce)

Cilt Yenileme

Cilt tonu açma işlemi nasıl yapılır?

Cilt tonu açma işlemi, kimyasal peeling, lazer tedavileri ve özel cilt aydınlatıcı serumlar kullanılarak yapılır. Bu işlemler melanin üretimini dengeleyerek cildin daha eşit bir tona sahip olmasını sağlar.

This post is also available in: English (İngilizce)

Cilt yenileme sonrası nelere dikkat edilmelidir?

İlk birkaç gün güneşten korunmak, cildi tahriş edebilecek sert temizleyicilerden kaçınmak ve bol su içmek önerilir. Ayrıca dermatoloğun önerdiği nemlendirici ve koruyucu ürünler düzenli olarak kullanılmalıdır.

This post is also available in: English (İngilizce)

Leke tedavisi ile cilt yenileme aynı şey mi?

Hayır, leke tedavisi sadece koyu lekeleri gidermeye odaklanırken, cilt yenileme işlemleri genel olarak cildin gençleşmesini, canlanmasını ve tonunun eşitlenmesini sağlar.

This post is also available in: English (İngilizce)

Cilt yenileme işlemi kimler için uygundur?

Cilt tonu eşitsizliği, lekeler, ince kırışıklıklar, mat ve cansız cilt görünümünden şikayetçi olan herkes için uygundur. Ancak hamileler, emziren anneler veya aktif cilt hastalığı olanlar için uygun olmayabilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Cilt yenileme nedir?

Cilt yenileme, ciltteki lekeleri, ince kırışıklıkları ve ton eşitsizliklerini gidermek için uygulanan profesyonel bakım ve tedavi yöntemleridir. Bu işlemler cildin daha parlak, pürüzsüz ve sağlıklı görünmesini sağlar.

This post is also available in: English (İngilizce)

Kırışıklık

Kırışıklıklar en çok hangi bölgelerde oluşur?

Kırışıklıklar en sık alın, göz çevresi (kaz ayağı), dudak çevresi, boyun ve ellerde görülür. Bu bölgeler mimik hareketleri ve güneşe maruz kalma nedeniyle daha hızlı yaşlanabilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Kırışıklıkları önlemek için neler yapabilirim?

Cildi düzenli olarak nemlendirmek, güneş koruyucu kullanmak, bol su içmek, sağlıklı beslenmek, sigara ve alkol tüketimini sınırlamak kırışıklıkların oluşumunu geciktirmeye yardımcı olabilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Cilt bakım kremleri kırışıklıkları giderir mi?

Cilt bakım kremleri kırışıklıkları tamamen yok etmez, ancak düzenli kullanımda cildi nemlendirerek ve kolajen üretimini destekleyerek ince çizgilerin görünümünü azaltabilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Mimik kırışıklıkları nasıl tedavi edilir?

Mimik kırışıklıkları botoks ile başarılı şekilde azaltılabilir. Botoks, kasların hareketini geçici olarak sınırlayarak kırışıklıkların derinleşmesini engeller ve cilde daha pürüzsüz bir görünüm kazandırır.

This post is also available in: English (İngilizce)

Kırışıklık neden oluşur?

Kırışıklık, yaşlanma sürecinin doğal bir parçasıdır ve cildin elastikiyetini kaybetmesiyle ortaya çıkar. Güneşin zararlı etkileri, genetik faktörler, sigara kullanımı, stres ve yetersiz nemlendirme kırışıklık oluşumunu hızlandırabilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Kırışıklıkları tamamen yok etmek mümkün mü?

Tamamen yok etmek mümkün olmasa da, kırışıklıkların görünümünü azaltmak ve oluşumunu geciktirmek için botoks, dolgu, lazer tedavileri ve cilt bakım yöntemleri gibi çeşitli estetik uygulamalar mevcuttur.

This post is also available in: English (İngilizce)

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar

Herhangi bir belirti yaşamadan da cinsel yolla bulaşan bir hastalık taşıyor olabilir miyim?

Evet, bazı CYBH’ler uzun süre belirti göstermeden ilerleyebilir. Bu yüzden risk altında olan kişilerin düzenli test yaptırması önemlidir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Genital bölgede herhangi bir değişiklik fark ettiğimde ne yapmalıyım?

Gecikmeden bir dermatoloğa başvurmalısınız. Erken teşhis ve tedavi, hastalığın ilerlemesini önleyebilir ve bulaş riskini azaltabilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Genital muayene nasıl yapılır, acı verir mi?

Genital muayene kısa ve ağrısız bir işlemdir. Doktor, belirtileri değerlendirerek gerekirse bölgeden örnek alabilir veya testler önerebilir. İşlem sırasında hastanın konforu ön planda tutulur.

This post is also available in: English (İngilizce)

Genital bölgeyle ilgili sorunlar yaşadığımda bir dermatoloğa gitmem gerekir mi?

Evet, dermatologlar cilt ve mukoza hastalıkları konusunda uzman oldukları için genital bölgede görülen döküntü, kaşıntı, siğil, yara veya renk değişiklikleri gibi sorunları değerlendirebilir ve gerekli tedaviyi önerebilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Egzama

Egzama kendiliğinden geçer mi?

Egzama bazen hafifleyebilir, ancak tamamen geçmesi genellikle mümkün değildir. Doğru tedavi ve cilt bakımı ile belirtiler kontrol altına alınabilir ve alevlenmeler önlenebilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Egzama bulaşıcı mıdır?

Hayır, egzama bulaşıcı bir hastalık değildir. Ciltte tahriş ve inflamasyon sonucu ortaya çıkar, ancak kişiden kişiye geçmez.

This post is also available in: English (İngilizce)

Egzama neden olur?

Egzama genetik yatkınlık, alerjik reaksiyonlar, çevresel faktörler ve stres gibi birçok nedenle ortaya çıkabilir. Cilt bariyerinin zayıflaması, cildi dış etkenlere karşı daha hassas hale getirerek egzamanın gelişmesine yol açabilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Sıvı Yüz Germe

Sıvı Yüz Germe kalıcı mıdır?

Hayır, bu işlem kalıcı değildir. Kullanılan dolgu maddelerine bağlı olarak etkisi genellikle 12-18 ay sürer ve gerektiğinde tekrar edilebilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Sıvı Yüz Germe hangi işlemlerle kombine edilebilir?

Daha etkili sonuçlar için botoks, mezoterapi, PRP ve cilt yenileme uygulamaları ile kombine edilebilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Sıvı Yüz Germe nasıl etki eder?

Bu işlem, yüzde hacim kaybı olan bölgeleri doldurarak, kırışıklıkları azaltarak ve cildi sıkılaştırarak yüz hatlarını daha genç ve dinamik hale getirir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Sıvı Yüz Germe nedir?

Sıvı Yüz Germe, cildi gençleştirmek ve sıkılaştırmak için dolgu maddeleri, botulinum toksin ve cilt yenileyici enjeksiyonlar kullanılarak yapılan ameliyatsız bir yüz germe işlemidir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Genel Konular

Cilt lekeleri zararlı mıdır?

Cilt lekeleri genellikle zararsızdır, ancak bazı lekeler cilt kanserinin belirtisi olabilir. Eğer bir leke zamanla büyüyor, renginde değişiklik oluyorsa veya kaşıntı, kanama gibi belirtiler gösteriyorsa dermatoloğa danışmak önemlidir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Güneş kremi kullanmak neden önemlidir?

Güneş kremi, cildi güneşin zararlı UV ışınlarından koruyarak erken yaşlanmayı, güneş lekelerini ve cilt kanseri riskini azaltır. SPF 30 veya daha yüksek koruma faktörlü bir güneş kremi kullanmak ve düzenli olarak yenilemek cilt sağlığı için önemlidir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Dermatoloğa ne zaman gitmeliyim?

Cildinizde kalıcı kızarıklık, kaşıntı, döküntü, lekeler, iyileşmeyen yaralar, saç dökülmesi veya tırnak değişiklikleri gibi belirtiler varsa bir dermatoloğa görünmeniz önerilir. Ayrıca cilt bakımı, leke tedavisi ve estetik uygulamalar için de dermatoloji uzmanına danışabilirsiniz.

This post is also available in: English (İngilizce)

Dermatoloji nedir ve hangi hastalıklarla ilgilenir?

Dermatoloji, cilt, saç, tırnak ve mukoza ile ilgili hastalıkları teşhis ve tedavi eden tıbbi bir uzmanlık alanıdır. Akne, egzama, sedef hastalığı, mantar enfeksiyonları, cilt kanseri, saç dökülmesi ve alerjik cilt reaksiyonları gibi pek çok hastalık dermatolojinin ilgi alanına girer.

This post is also available in: English (İngilizce)

Saç Hastalıkları

Mevsim geçişlerinde saç dökülmesi artar mı?

Evet, özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında saç dökülmesi geçici olarak artabilir. Bu durum genellikle birkaç ay içinde kendiliğinden düzelir. Ancak dökülme uzun süre devam ederse, bir uzmana danışmak faydalı olabilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Saç dökülmesi normal mi?

Günlük 50-100 tel saç dökülmesi normal kabul edilir. Ancak, saç dökülmesi yoğunlaşır ve yeni saçların yerine gelmediğini fark ederseniz, altında yatan bir neden olup olmadığını anlamak için bir uzmana danışmalısınız.

This post is also available in: English (İngilizce)

Saç dökülmesi neden olur?

Saç dökülmesi genetik faktörler, stres, dengesiz beslenme, hormonal değişiklikler, tiroid hastalıkları, demir eksikliği ve bazı ilaçlar gibi birçok nedene bağlı olabilir. Eğer dökülme uzun süre devam ediyorsa, bir dermatoloğa danışarak altta yatan sebebin belirlenmesi gerekir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Dolgu Uygulamaları

Dolgu uygulaması doğal bir görünüm sağlar mı?

Evet, doğru teknikle ve uygun miktarda yapıldığında dolgu uygulaması doğal ve dengeli bir görünüm sağlar.

This post is also available in: English (İngilizce)

Dolgu işlemi acı verir mi?

Dolgu işlemi genellikle minimal rahatsızlık verir. Uygulama öncesinde lokal anestezik krem sürülerek işlem daha konforlu hale getirilebilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Dolgu uygulaması nedir ve nasıl yapılır?

Dolgu uygulaması, yüzde hacim kaybını gidermek, kırışıklıkları azaltmak ve belirli bölgeleri şekillendirmek için cilt altına dolgu maddesi enjekte edilerek yapılan estetik bir işlemdir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Gençlik Aşısı

Gençlik aşısı kimler için uygundur?

Cildinde kuruluk, ince kırışıklıklar, elastikiyet kaybı veya mat bir görünüm olan herkes için uygundur. Genellikle 25 yaş ve üzeri kişilerde cilt yaşlanmasını önleyici bir tedavi olarak tercih edilir.

This post is also available in: English (İngilizce)

Gençlik aşısı nedir?

Gençlik aşısı, cildin nem dengesini artıran, elastikiyetini güçlendiren ve yaşlanma belirtilerini azaltan hyaluronik asit bazlı bir uygulamadır. Ciltte kolajen üretimini destekleyerek daha canlı, parlak ve genç bir görünüm kazandırır.

This post is also available in: English (İngilizce)

Sorunuzu Yazınız

FAQ Form

İletişim bilgilerinizi doldurmanız zorunlu değildir. İletişim bilgilerinizi, sorduğunuz tıbbi konuda size destek vermek amacıyla sizinle iletişim kurmak için istiyoruz, kişisel bilgileriniz sitemizde yayınlanmayacaktır.

Bilgilendirme: Gönderdiğiniz sorular, tıbbi uygunluk açısından denetlenmekte ve gerekli görüldüğünde editoryal düzenlemeden geçirildikten sonra yayınlanmaktadır.

* işaretli alanların doldurulması zorunludur.

Tırnak Kozmetikleri: Estetik mi, Tehlike mi?

Tırnaklarınız sadece ellerinizin ve ayaklarınızın estetik görünümünü tamamlamaz, aynı zamanda genel sağlığınızın da bir aynasıdır. Tırnak sağlığı, özellikle kozmetik ürünlerin yaygınlaştığı günümüzde daha da önem … Devamı »

Hamilelikte Kozmetik Ürünleri Nasıl Seçmelisiniz?

Günlük yaşamın vazgeçilmezi haline gelen kozmetik ürünler, cilt bakım ve makyaj alanında sıklıkla tercih edilmektedir. Ancak, hamilelik sürecinde vücudun hormonal ve fizyolojik yapısında meydana gelen … Devamı »

Sistemik İzotretinoin Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar

Sistemik Izotretinoin, akne tedavisinde 1982 yılından bu yana en etkili yöntemlerden biri olarak kullanılmaktadır. Bu makalede, sistemik izotretinoin tedavisiyle ilgili doğru bilinen fakat yanlış olan … Devamı »

Mavi Işığın Cilde Zararları ve Korunma Yöntemleri

Mavi Işık ve Cildimize Etkileri: Dijital Çağın Görünmez Tehlikesi Mavi Işık Nedir? Mavi ışık, görünür ışık spektrumunda 400-490 nm dalga boyuna sahip kısa dalga boylu … Devamı »

Yaşlanma Süreci

Yaşlanma süreci, yaşlanmanın vücudumuza ve cildimize etkilerini tanımlamak için kullanılan bir terimdir ve temel olarak içsel ve dışsal faktörlerin birleşen etkisiyle şekillenir. İçsel faktörlerde genetik … Devamı »

Derimiz ve Ruhumuz

Günlük yaşamın getirdiği stres, endişe ve depresyon gibi duygusal durumlar cilt sağlığımızı olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, “Ruh ve Cilt Sağlığı” arasındaki dengeyi korumak, cildin genç, … Devamı »

A

Acantholysis: Epidermal hücreler arasındaki bağlantıların bozulması sonucu ciltte su dolu kabarcıklar ve soyulma oluşmasıdır.

Acanthosis Nigricans Maligna: Genellikle iç organ kanserleri ile ilişkili olarak ciltte ani gelişen koyu renkli kalınlaşmadır.

Acanthosis Nigricans: Ciltte koyu renkli, kalınlaşmış ve pürüzlü bölgelerin oluştuğu, genellikle insülin direnci veya hormon dengesizliği ile ilişkili durumdur.

Acanthosis Palmaris: Avuç içi ve ayak tabanlarında cilt kalınlaşması ve renk değişikliği ile karakterize edilen durumdur.

Acne Inversa: Derin folikül iltihabı ile karakterize, genellikle koltuk altı ve kasık bölgelerinde görülen kronik akne formudur.

Acquired Dermal Melanocytosis: Genellikle Asya kökenli bireylerde görülen, deride mavi-yeşil renkli lezyonların oluştuğu durumu ifade eder.

Acquired Ichthyosis: Yaşlanma veya sistemik hastalıklarla ilişkili olarak cildin pul pul dökülmesi ve kurumasıdır.

Acquired Perforating Dermatosis: Genellikle diyabet veya böbrek hastalığı gibi sistemik durumlarla ilişkili, ciltte perforan lezyonların oluşmasıdır.

Acral Hyperkeratosis: Eller ve ayaklarda ciltte aşırı keratinleşme sonucu kalınlaşma ve sertleşme durumudur.

Acral Lentiginous Melanoma: Eller, ayaklar veya tırnak altlarında ortaya çıkan, genellikle geç teşhis edilen bir melanom türüdür.

Acrochordon: Cilt üzerinde oluşan küçük, yumuşak ve genellikle asiller çıkıntılardır cilt et benleri olarak da bilinir.

Actinic Cheilitis: Güneş ışığının etkisiyle dudaklarda oluşan prekanseröz lezyonlardır.

Actinic Elastosis: Güneşe bağlı olarak ciltte elastin birikimi ve dokuda bozulma ile karakterize, yaşlanmayı hızlandıran bir durumdur.

Actinic Keratosis: Güneşe maruz kalmanın neden olduğu prekanseröz lezyonlardır cildin üst tabakasında ince pullu dokular görülür.

Actinic Lentigo: Güneş ışığına bağlı olarak ciltte leke şeklinde görülen iyi huylu lezyonlardır.

Acute Dermatitis: Ani başlayan ve kısa sürede seyreden cilt iltihabıdır.

Acute Generalized Exanthematous Pustulosis: Genellikle ilaçlara bağlı olarak ortaya çıkan, vücut genelinde görülen, kısa süreli pustüler cilt reaksiyonudur.

Adenoma Sebaceum: Akne rosacea ile ilişkili, yüz bölgesinde görülen küçük, kırmızı damar kümeleridir.

Adnexal Hyperplasia: Cilt eklerine bağlı yapıların aşırı büyümesi veya çoğalmasıdır.

Adverse Reaction Dermatitis: Belirli bir tedavi veya ürün nedeniyle ciltte oluşan olumsuz reaksiyonlardır.

Akne Vulgaris: En yaygın akne formu olup ergenlik döneminde sık görülür.

Akne: Ciltte yağ bezlerinin aşırı çalışması sonucu sivilce, komedon ve iltihaplı lezyonların oluşması.

Alerjik Dermatit: Ciltte alerjik reaksiyon sonucu kızarıklık, kaşıntı ve döküntülerin oluşması.

Alerjik Kontak Dermatiti: Ciltle temas eden alerjenlere karşı gelişen inflamatuar reaksiyondur.

Allergic Contact Dermatitis: Ciltle temas eden alerjenlere karşı gelişen, kaşıntılı ve kızarıklıklı dermatit türüdür.

Allergic Fungal Dermatitis: Mantar alerjisine bağlı olarak ciltte inflamasyon ve kaşıntı oluşan dermatit türüdür.

Allergic Urticaria: Alerjik reaksiyon sonucu ciltte kaşıntılı, kabarık ve geçici kızarıklıkların oluşmasıdır.

Alopecia Areata: Saçların belirli bölgelerde aniden dökülmesiyle karakterize otoimmün bir durumdur.

Alopecia Totalis: Tüm saçların tamamen dökülmesi durumudur.

Alopecia Universalis: Vücudun her yerinde saç dökülmesinin görüldüğü ciddi saç kaybı durumudur.

Amicrobial Pustulosis: Mikrobiyal enfeksiyon bulunmayan, otoimmün veya alerjik tepkiler sonucu ciltte pustüllerin oluşmasıdır.

Androgen Insensitivity Syndrome: Genetik bir durum olup, cinsiyet hormonlarına yanıtın bozulması nedeniyle cilt ve saç özelliklerinde farklılıklar görülebilir.

Androgenetic Alopecia: Genetik yatkınlığa bağlı olarak erkek tipi saç dökülmesi şeklinde ortaya çıkan en yaygın saç dökülme tipidir.

Angiokeratoma: Derideki damarların aşırı büyümesi sonucu oluşan kabarık, koyu lezyonlardır.

Angioma: Deride oluşan, genellikle kırmızı veya mor renkli damar tümörleri olup çoğunlukla zararsızdır.

Antigenic Stimulation: Ciltte bağışıklık sisteminin aşırı uyarılması sonucu inflamasyon ve diğer cilt reaksiyonlarının meydana gelmesidir.

Aplasia Cutis Congenita: Doğuştan cilt eksikliği genellikle kafa derisinde görülen nadir bir durumdur.

Apocrine Carcinoma: Apokrin bezlerden kaynaklanan nadir görülen kanser türüdür.

Apocrine Hyperidrose: Özellikle koltuk altlarında aşırı terleme ile karakterize, apokrin bezlerin anormal aktivitesidir.

Arrector Pili Muscle Dysfunction: Kıl köklerindeki kasların düzgün çalışmaması sonucu ciltte farklılıklar meydana gelebilir.

Arteriovenous Malformation: Deride, arter ve venlerin anormal bağlantısı sonucu oluşan damar yapısı bozukluğudur.

Asteatotic Eczema: Özellikle kış aylarında ciltte aşırı kuruluk ve tahriş sonucu ortaya çıkan egzema türüdür.

Atopik Dermatiti: Genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıkan, kaşıntılı, kuru ve kızarık cilt lezyonlarıyla seyreden kronik cilt hastalığıdır.

Atrophic Scar: Cildin incelmesi ve kolajen kaybı sonucu oluşan çökük yara izleridir.

Atypical Fibroxanthoma: Güneş hasarına bağlı olarak deride oluşan, atipik özellikler gösteren iyi huylu tümördür.

Atypical Mycobacterial Infection: Standart mikobakteriyel enfeksiyonlardan farklı, daha yavaş seyreden ve tedavi gerektiren enfeksiyondur.

Atypical Nevus: Alışılmadık, düzensiz kenarlı ve renk farklılıkları gösteren benlerdir.

Atypical Squamous Proliferation: Deride anormal skuamöz hücre çoğalmasıdır ve kansere dönüşme riski taşıyabilir.

Autoeczematization: Bir bölgede başlayan cilt reaksiyonunun, vücudun diğer bölgelerine yayılmasıdır.

Autoimmune Bullous Dermatoses: Otoimmün mekanizmalara bağlı olarak ciltte kabarcık ve su dolu lezyonların oluştuğu hastalık grubudur (örneğin, pemfigus vulgaris).

Autoimmune Progesterone Dermatitis: Progesteron hormonuna karşı gelişen otoimmün cilt reaksiyonudur genellikle adet döngüsüyle ilişkilidir.

Autoinflammatory Skin Disease: Otoinflamatuar mekanizmalar nedeniyle ciltte tekrarlayan iltihaplanma ve döküntülerin görüldüğü durumdur.

B

Bakteri: Mikroskobik organizmalar olup, cilt enfeksiyonlarına ve iltihaplanmalara neden olabilir.

Bakteriyal Biofilm: Cilt yüzeyinde bakterilerin oluşturduğu yapışkan tabaka enfeksiyon riskini artırır.

Bakteriyal Endospores: Bazı bakterilerin zorlu çevresel koşullarda hayatta kalmasını sağlayan, dayanıklı yapılar oluşturmasıdır.

Bakteriyal İmmün Yanıt: Cildin bakterilere karşı verdiği bağışıklık tepkisidir.

Bakteriyal Sitokin: Bakteri enfeksiyonlarına yanıt olarak üretilen ve inflamasyonu yöneten proteinlerdir.

Bakteriyel Antibiyotik Direnci: Bakterilerin, antibiyotik tedavilerine karşı direnç kazanması durumu, cilt enfeksiyonlarının tedavisini zorlaştırır.

Bakteriyel Antijen: Cilt enfeksiyonlarında bağışıklık sisteminin tetiklenmesinde rol oynayan moleküllerdir.

Bakteriyel Dermatit: Bakterilerin neden olduğu cilt iltihabıdır kızarıklık, şişlik ve ağrı ile seyreder.

Bakteriyel Enfeksiyon: Ciltte bakterilerin yol açtığı enfeksiyon durumu, antibiyotik tedavisi gerektirebilir.

Bakteriyel İnflamasyon: Bakterilerin neden olduğu ve ciltte iltihaplanmaya yol açan durumdur.

Bakteriyel Kontaminasyon: Ciltte istenmeyen bakteriyel çoğalma sonucu enfeksiyon riskinin artmasıdır.

Bakteriyel Piyoz: Deride bakteriyel enfeksiyon sonucu irin veya irin benzeri sıvının birikmesidir.

Bakteriyel Rezistans: Bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç geliştirmesi durumu, cilt enfeksiyonlarının tedavisini zorlaştırır.

Bakteriyofaji: Bakterileri hedef alan virüslerin oluşturduğu, enfeksiyon tedavisinde araştırılan yöntemdir.

Barier Fonksiyonu: Cildin nemi korumasını ve dış etkenlere karşı savunmasını sağlayan doğal bariyer yapısıdır.

Basal Hücre Karsinomu: Deride en yaygın görülen cilt kanseri türüdür bazal hücrelerin kontrolsüz çoğalması sonucu oluşur.

Basal Hücreli Ben: Deride bazal hücrelerden oluşan, genellikle zararsız olan benlerdir.

Basal Hücreli Karsinom: Deride en yaygın cilt kanserlerinden biri olup, bazal hücrelerde anormal çoğalma sonucu oluşur.

Basit Akne: Hafif seyredebilen ve genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkan akne formudur.

Bazal Keratin: Epidermisin en alt tabakasında bulunan, cilt hücrelerinin yapısını destekleyen protein türüdür.

Bazal Tabaka: Epidermisin en alt katmanı olup, cilt hücrelerinin sürekli üretildiği bölgedir.

Ben: Ciltte pigment üreten hücrelerin kümelenmesi sonucu oluşan küçük, kahverengi lekeler veya benlerdir.

Benign Nevus: Genellikle zararsız olan ve düzenli izlenmesi gereken cilt benidir.

Beta Glukan: Bağışıklık sistemini destekleyen, cilt onarımını hızlandıran doğal polisakarittir.

Beta-Hidroksi Asit (BHA): Cilt temizleyici ve peeling etkisi sağlayan asit türüdür özellikle yağlı ciltler için uygundur.

Bilateral: İki tarafı etkileyen, örneğin iki yüz yarısında eşit olan cilt lezyonlarını tanımlamak için kullanılır.

Bileşik Tedavi: Birden fazla tedavi yönteminin kombinasyonu ile gerçekleştirilen cilt tedavileridir.

Bireysel Terapiler: Kişinin cilt tipine ve ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş tedavi yöntemlerini ifade eder.

Biyoaktif Maddeler: Cilt onarımını ve yenilenmesini destekleyen, doğal içerikli ve etkili bileşenlerdir.

Biyobelirteç Analizi: Cilt hastalıklarının tanısında kullanılan biyolojik göstergelerin incelenmesidir.

Biyobelirteç: Cilt hastalıklarının tanısı ve tedavi takibi için kullanılan biyolojik göstergelerdir.

Biyofarmasötikler: Biyolojik temelli ilaçlar, özellikle cilt kanserleri ve otoimmün cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılır.

Biyofil: Cilt yüzeyinde biriken mikroorganizmalar ve proteinlerden oluşan yapışkan tabakadır.

Biyolojik Eklenti: Cilt tedavilerinde, doğal doku onarımını desteklemek amacıyla eklenen biyolojik maddelerdir.

Biyolojik İndüksiyon: Cilt hücrelerinin yenilenmesini teşvik eden süreçtir.

Biyolojik İnhibitör: Belirli cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılan ve patolojik süreçleri bloke eden ajanlardır.

Biyolojik Rezonans Terapisi: Cilt tedavisinde elektromanyetik dalgalar kullanılarak uygulanan alternatif bir yöntemdir.

Biyolojik Rezonans: Elektromanyetik dalgaların kullanıldığı, alternatif bir cilt tedavi yöntemidir.

Biyolojik Tedavi: Özellikle immün sistemle ilişkili cilt hastalıklarında kullanılan, hedefe yönelik tedavi yöntemleridir.

Biyomimetik: Doğal cilt yapısını taklit eden yapay maddeleri ifade eder.

Biyomimik: Doğal cilt yapısını taklit eden ürün ve teknolojiler, cilt onarımını destekler.

Biyopolimer Dolgular: Ciltte hacim kaybını gidermek için kullanılan, vücutla uyumlu biyolojik polimerlerden oluşan dolgu maddeleridir.

Biyosentetik: Doğal cilt yapılarını taklit eden ve cilt yenilemesini destekleyen sentetik biyolojik maddeleri ifade eder.

Biyostabilite: Bir ürünün veya tedavi yönteminin kullanım süresi boyunca stabil kalabilme özelliğidir.

Biyotip: Bireyin cilt ve saç özelliklerini belirleyen genetik özelliklerin genel ifadesidir.

Biyouyumluluk: Bir ürünün veya tedavi yönteminin ciltle uyumlu olması, alerjik reaksiyon riskini azaltması anlamına gelir.

Blefarit: Göz kapaklarının iltihaplanması sonucu oluşan, kızarıklık, kaşıntı ve yanma hissi ile karakterize durumdur.

Bromoderma: Brom içeren ilaçların ciltte neden olduğu iltihaplı lezyonlardır.

Bromoksin: Ciltte kolajen üretimini artırmaya yönelik araştırılan ve anti-aging etkisi olabilecek bir bileşiktir.

Bullöz Dermatoz: Ciltte su dolu kabarcıkların oluştuğu durum genellikle otoimmün nedenlere bağlı olarak gelişir.

Bullöz İmmün Dermatoz: Otoimmün mekanizmalardan kaynaklanan ve ciltte su dolu kabarcıkların oluştuğu inflamatuar hastalık grubudur.

Bullöz Pemfigus: Otoimmün bir hastalık olan pemfigus vulgaris’in su dolu kabarcıklı formudur.

Bullöz Skar: Deride su dolu kabarcık benzeri yara izleridir genellikle travma veya otoimmün hastalıklarla ilişkilidir.

Bütünsel Yaklaşım: Cilt hastalıklarının tedavisinde hem fiziksel hem de duygusal faktörlerin dikkate alındığı yöntemdir.

Büyüme Faktörleri: Cilt hücrelerinin yenilenmesini ve kolajen üretimini teşvik eden proteinlerdir.

C – Ç

Cilt: Vücudumuzun dış yüzeyini oluşturan ve dış etkenlere karşı koruma sağlayan organ.

Cilt Alerjisi: Ciltte alerjenlere karşı gelişen kızarıklık, kaşıntı ve döküntü gibi reaksiyonlar.

Cilt Antioksidanı: Cildi serbest radikallere karşı koruyan, yaşlanmayı yavaşlatan maddeler.

Cilt Bakımı: Cildin temizlenmesi, nemlendirilmesi ve korunması için düzenli uygulanan bakım rutinleri.

Cilt Bariyeri Onarımı: Hasar görmüş cilt bariyerinin tedavi ve bakım yöntemleriyle yenilenmesi.

Cilt Bariyeri: Cildin dış etkenlere karşı koruyucu işlevi gören doğal bariyer yapısı.

Cilt Botoksu: Mimik kaslarının geçici olarak gevşetilmesiyle kırışıklıkların azaltılmasını sağlayan uygulama.

Cilt Derinlemesi: Cilt dokusunun kalınlığı ve yoğunluğu cilt sağlığını gösteren bir parametredir.

Cilt Dolguları: Hyaluronik asit gibi maddeler kullanılarak ciltte hacim kaybının giderilmesi tedavisi.

Cilt Elastikiyeti: Cildin esnek ve geri dönüştürülebilir olma özelliği.

Cilt Elastin Üretimi: Cildin esnekliğini koruyan elastin liflerinin sentezi.

Cilt Estetiği: Cilt görünümünü iyileştirmeye yönelik uygulamalar ve estetik tedaviler.

Cilt Fotoyaşlanması: Güneş ışığının cilt üzerindeki hasarı sonucu meydana gelen erken yaşlanma belirtileri.

Cilt Işıltısı: Sağlıklı ciltte görülen doğal parlaklık ve canlılık.

Cilt İltihabı: Enfeksiyon veya irritasyon sonucu ciltte oluşan inflamasyon durumu.

Cilt İmmün Testleri: Ciltte alerji veya enfeksiyon gibi durumların tanısında kullanılan laboratuvar testleri.

Cilt İmmünitesi: Cildin enfeksiyonlara karşı doğal savunma mekanizması.

Cilt Kanseri: Deride kontrolsüz hücre çoğalması sonucu oluşan, erken teşhisle tedavi edilebilen kanser türü.

Cilt Kolajen Üretimi: Cildin genç kalmasını sağlayan kolajen liflerinin üretim süreci.

Cilt Lazer Tedavisi: Lazer teknolojisi kullanılarak cilt yüzeyinin yenilenmesi ve lekelerin, kırışıklıkların azaltılması işlemi.

Cilt Lekeleri: Ciltte pigment dengesizliği sonucu oluşan, koyulaşma veya renk farklılıkları gösteren lezyonlar.

Cilt Mezoterapisi: Cilt altına vitamin, mineral ve diğer aktif bileşenlerin mikro enjeksiyonuyla yapılan tedavi yöntemi.

Cilt Nemlendirme: Cildin nem dengesinin korunması için uygulanan temizlik ve bakım yöntemleri.

Cilt Onarıcı Serum: Cildin hasar görmüş dokusunu onarmaya ve yenilemeye yardımcı, yoğun aktif bileşen içeren serumlar.

Cilt Onarımı: Hasar görmüş cilt dokusunun, tedavi ve doğal yenilenme süreçleriyle iyileştirilmesi.

Cilt Peelingi: Kimyasal veya mekanik yöntemlerle cilt yüzeyindeki ölü hücrelerin temizlenmesi işlemi.

Cilt Permeabilitesi: Cildin dış etkenlere karşı ne kadar geçirgen olduğunun ölçüsü.

Cilt Radyofrekansı: Radyofrekans enerjisi kullanılarak cilt dokusunun sıkılaştırılması ve yenilenmesi uygulaması.

Cilt Rejenerasyonu: Cilt hücrelerinin yenilenme ve onarım süreci.

Cilt Renk Eşitsizliği: Pigment dengesizliği sonucu ciltte oluşan düzensiz renk dağılımı.

Cilt Toksisitesi: Zararlı maddelerin ciltte oluşturduğu toksik etkiler.

Cilt Tonu: Cildin genel renk dağılımı ve yoğunluğu. Sağlıklı ciltte eşit ve canlı bir ton hakimdir.

Cilt Yenileme: Cildin üst tabakasının soyulması veya onarılması yoluyla taze hücrelerin ortaya çıkması süreci.

Cilt Yenileyici Peeling: Cilt yüzeyindeki ölü hücreleri nazikçe soyarak yeni hücrelerin ortaya çıkmasını sağlayan yöntem.

Cilt Yüzey Pürüzlülüğü: Cilt yüzeyinde meydana gelen düzensizlik ve pürüzlülük genellikle yaşlanma belirtilerindendir.

Çatlak Tedavisi: Ciltte oluşan çatlakların görünümünü azaltmaya yönelik uygulamalar.

Çatlak: Ciltte aşırı gerilme veya incelme sonucu oluşan derin çizgiler genellikle hamilelik veya hızlı kilo kaybı sonrasında ortaya çıkar.

Çekirdek Ben: Yuvarlak, düzgün kenarlı, genellikle zararsız olan cilt benleri.

Çene Hattı: Yüzün alt kısmını oluşturan, zamanla sarkmaya ve kırışıklıklara neden olan anatomik yapı.

Çeşitli Dermatolojik Uygulamalar: Cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılan farklı yöntemlerin genel ifadesidir.

Çevresel Alerji: Hava kirliliği ve diğer çevresel faktörlerin neden olduğu cilt alerjileri.

Çevresel Faktörler: Hava kirliliği, güneş ışığı, ozon deliği gibi dış etkenler cilt sağlığını olumsuz yönde etkiler.

Çevresel Hasar: Hava kirliliği, UV ışınları gibi dış etkenlerden kaynaklanan cilt hasarı.

Çevresel Koruma: Cildin dış etkenlerden korunması için alınan önlemler ve kullanılan ürünler.

Çevrimsel Cilt Bakımı: Belirli aralıklarla düzenli olarak yapılan cilt bakım uygulamaları.

Çıplak Cilt: Koruyucu tabakasının inceldiği veya zarar gördüğü, hassas ve savunmasız cilt durumu.

Çift Taraflı Cilt Reaksiyonu: Cildin iki yüzeyinde eş zamanlı olarak görülen reaksiyonlar.

Çift Taraflı Enfeksiyon: Ciltte, vücudun iki bölgesinde eş zamanlı olarak görülen enfeksiyon durumu.

Çizgi Oluşumu: Ciltte yaşlanma, güneş hasarı veya diğer faktörler sonucu oluşan ince çizgiler.

Çökelti Lekeleri: Ciltte birikmiş pigment veya kir nedeniyle oluşan lekelerdir.

D

Dandruff (Kepek): Saçlı deride aşırı ölü deri hücrelerinin dökülmesi sonucu oluşan kepek sorunudur.

Dendritic Cell: Ciltte bulunan, bağışıklık sistemini aktive eden ve antijen sunumunda rol oynayan hücrelerdir.

Dendritic Melanocyte: Melanin üreten hücrelerin dallanmış yapıya sahip formunu tanımlar cilt pigmentasyonu için önemlidir.

Dermabrasion: Cilt yüzeyinin mekanik olarak aşındırılması yoluyla cilt yenilemesi sağlanan bir tedavi yöntemidir.

Dermal Collagen: Cildin esnekliğini ve sıkılığını sağlayan kollajen liflerini ifade eder.

Dermal Elastin: Cildin esnekliğini sağlayan ve yaşlanma sürecinde azalan elastin liflerini tanımlar.

Dermal Fibroblast: Ciltte kolajen ve elastin üretiminden sorumlu hücrelerdir cilt onarımında önemli rol oynarlar.

Dermal Fillers: Cilt altına enjekte edilen dolgu maddeleridir hacim kaybını giderir ve yüz hatlarını şekillendirir.

Dermal Hydration: Ciltteki nem dengesini korumaya yönelik uygulamaları ifade eder.

Dermal Matrix: Cildin destek yapısını oluşturan kolajen, elastin ve diğer yapısal proteinlerden oluşan matrisi ifade eder.

Dermal Regeneration: Cilt hücrelerinin yenilenmesi ve onarım sürecini ifade eden genel terimdir.

Dermal Resurfacing: Cilt yüzeyinin yenilenmesi ve iyileştirilmesi için uygulanan tedavi yöntemlerini kapsar.

Dermal Transplantation: Cilt onarımında, hasarlı bölgelerin tedavisi için sağlıklı cilt dokusunun nakledilmesi işlemidir.

Dermal Vascularity: Ciltteki damarların yoğunluğu ve dağılımını ifade eder cilt sağlığı açısından önemlidir.

Dermapen: Mikroiğneler kullanılarak cilt altına uygulama yaparak kolajen üretimini artıran ve cilt yenilemesini destekleyen cihazdır.

Dermaroller: Cilt yenileme ve kolajen üretimini tetiklemek amacıyla kullanılan, üzerinde küçük iğneler bulunan silindir şeklinde bir alettir.

Dermatit: Ciltte kızarıklık, kaşıntı, şişlik ve döküntü gibi iltihap belirtileriyle seyreden cilt hastalıklarının genel adıdır.

Dermatitis Atopica: Atopik dermatitin diğer adıdır genetik yatkınlık, çevresel faktörler ve bağışıklık sistemi etkileşimi sonucu ortaya çıkan, kaşıntılı ve kuru cilt lezyonlarıyla karakterizedir.

Dermatitis Herpetiformis: Çölyak hastalığı ile ilişkili, ciltte kaşıntılı kabarcıklar ve döküntüler şeklinde seyreden otoimmün dermatit türüdür.

Dermatitis Seborrheica: Yağ bezlerinin aşırı aktivitesi sonucu ciltte pullanma, kızarıklık ve kaşıntı ile seyreden kronik cilt iltihabıdır.

Dermatochalasis: Göz kapaklarında ve yüzün üst kısmında gevşemiş cilt birikimi yaşlanmanın belirgin bir işaretidir.

Dermatoendocrinology: Dermatoloji ile endokrinoloji arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim dalıdır hormonların cilt üzerindeki etkilerini araştırır.

Dermatofit: Deri, saç ve tırnaklarda enfeksiyona neden olan, mantar türlerinin genel adıdır.

Dermatolog: Cilt hastalıklarının tanı, tedavi ve takibi konusunda uzmanlaşmış tıp doktorudur.

Dermatolojik: Cilt hastalıkları ve tedavileriyle ilgili olan dermatolojiyle ilişkili uygulamalara denir.

Dermatopathology: Cilt hastalıklarının mikroskobik incelemesi ve patolojik analizini kapsayan bilim dalıdır.

Dermatosis Papulosa Nigra: Genellikle Asya kökenli bireylerde görülen, küçük, yuvarlak ve koyu renkli iyi huylu ben benzeri lezyonlardır.

Dermatosis: Deride meydana gelen her türlü hastalık ve lezyonun genel adıdır.

Dermatoskopi: Cilt lezyonlarını büyütülmüş olarak incelemek amacıyla kullanılan optik yöntemdir ben ve diğer lezyonların değerlendirilmesinde kullanılır.

Dermatosurgery: Cilt hastalıklarının cerrahi yöntemlerle tedavi edilmesi alanıdır.

Dermatoz: Ciltte meydana gelen hastalıkların genel adıdır örneğin egzama, sedef hastalığı gibi durumları kapsar.

Dermis: Cildin alt tabakası olup, kollajen ve elastin liflerini içererek cildin esnekliğini sağlar.

Dermocorticoid: Topikal kortikosteroid içeren kremler cilt iltihabını ve alerjik reaksiyonları azaltmak için kullanılır.

Dermoid Cyst: Doğuştan oluşan, genellikle yüz ve kafa bölgesinde görülen iyi huylu kistik lezyonlardır.

Dermopigmentasyon: Ciltte pigmentlerin dağılımı ve renk değişikliklerini ifade eden terimdir.

Dermoskop: Cilt lezyonlarının morfolojik özelliklerini incelemek amacıyla kullanılan, ışıklı büyütme cihazıdır.

Desquamation: Cilt yüzeyinde ölü hücrelerin dökülme sürecidir iyileşme aşamasında görülebilir.

Diffuse Alopecia: Ciltte yaygın saç dökülmesi durumunu ifade eder.

Diffuse Erythema: Ciltte yaygın kızarıklık oluşumunu ifade eden bir terimdir genellikle alerjik reaksiyonlarda görülür.

Diffuse Hyperkeratosis: Deride yaygın kalınlaşma ve keratin birikimi ile karakterize edilen durumdur.

Digital Dermatoscopy: Dijital cihazlar kullanılarak cilt lezyonlarının görüntülenmesi ve analiz edilmesi işlemidir.

Doxycycline: Akne tedavisinde kullanılan, bakteriyel enfeksiyonları kontrol altına alan bir antibiyotik türüdür.

Drug Reaction: İlaçlara bağlı olarak ciltte oluşan alerjik veya yan etki reaksiyonlarıdır.

Drug-Induced Dermatitis: İlaç kullanımına bağlı olarak ciltte meydana gelen iltihaplanma ve döküntü reaksiyonudur.

Dyschromia: Ciltte renk düzensizlikleri, lekeler ve pigmentasyon bozukluklarını ifade eder.

Dyshidrotic Eczema: Ellerde ve ayak parmaklarında su dolu kabarcıklarla seyreden, kaşıntılı egzema türüdür.

Dyskeratosis: Cilt hücrelerinin olumsuz farklılaşması sonucu normal keratinizasyon sürecinin bozulmasıdır.

Dysplasia: Hücrelerin anormal gelişimi, genellikle prekanseröz değişiklikleri ifade eden bir terimdir.

Dystrophic Epidermolysis Bullosa: Genetik bir hastalık olup, cildin aşırı hassaslaşması ve travmaya bağlı olarak su dolu kabarcıkların oluşması ile karakterizedir.

Dystrophic Scar: Ciltte derin hasar sonucu oluşan, düzensiz ve kalıcı yara izidir.

E

Eczama: Ciltte kaşıntı, kızarıklık ve döküntü ile seyreden kronik bir cilt hastalığı genetik ve çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıkar.

Eczematöz Dermatit: Egzama benzeri belirtilerin görüldüğü, alerjik veya irritan maddeler nedeniyle oluşan cilt iltihabıdır.

Edema: Cilt altı dokuda sıvı birikmesi sonucu oluşan şişlik genellikle inflamasyon veya dolaşım bozuklukları ile ilişkilidir.

Eksozom: Mezenkimal kök hücrelerden elde edilen, cilt hücrelerinin yenilenmesini destekleyen mikroskobik protein kesecikleridir.

Ektoderm: Embriyonal gelişim sırasında cilt ve sinir sisteminin oluştuğu dış tabakadır.

Elastin: Cilde esneklik ve gerilme kabiliyeti veren, yaşla birlikte üretimi azalan önemli bir protein.

Elastoz: Güneş hasarına bağlı olarak ciltte elastin liflerinde meydana gelen bozulma, cildin elastikiyetini yitirmesine yol açar.

Elastografi: Cilt dokusunun elastikiyetini ölçmeye yarayan görüntüleme yöntemidir.

Epidermis: Cildin en dış tabakası olup, dış etkenlere karşı koruyucu bariyer işlevi görür.

Epidermoliz Bullosa Simplex: Genetik bir cilt hastalığı olup, hafif travmalara bağlı su dolu kabarcıkların oluşması ile karakterizedir.

Epidermolipoma: Cilt altındaki yağ dokusunun epidermis ile birleşerek iyi huylu tümör oluşturmasıdır.

Epidermolysis Hyperkeratosis: Genetik bir bozukluk nedeniyle ciltte aşırı pullanma ve sertleşme oluşur.

Epidermolysis Bullosa: Genetik bir hastalık olup, cilt travmalarına karşı son derece hassas, su dolu kabarcıkların ve yaraların oluşmasına neden olur.

Epidermal Cysts: Ciltte, genellikle yağ bezlerinin tıkanması sonucu oluşan iyi huylu kistik lezyonlardır.

Epidermal Atrophy: Cilt hücrelerinin yenilenme hızının azalması sonucu cildin incelmesi ve zayıflaması durumudur.

Epidermolytic Hyperkeratosis: Ciltte aşırı keratin birikimi ve pullanma ile seyreden genetik bir bozukluktur.

Erythema: Ciltte inflamasyon sonucu ortaya çıkan yaygın kızarıklık durumudur.

Erythema Ab Igne: Uzun süre ısıya maruz kalma sonucu ciltte ızgara benzeri desenlerin oluşması durumudur.

Erythema Marginatum: Romatizmal ateşle ilişkilendirilen, ciltte geniş kenarlı, soluk kızarıklıkların oluştuğu durumdur.

Erythema Multiforme: Genellikle enfeksiyonlar veya ilaçlara bağlı olarak ortaya çıkan, hedef şeklinde lezyonların oluştuğu geçici cilt reaksiyonudur.

Erythroderma: Vücudun büyük bir kısmını kaplayan yaygın kızarıklık ve pul pul dökülme durumudur ciddi cilt hastalıklarının belirtisi olabilir.

Erythrasma: Corynebacterium minutissimum bakterisinin neden olduğu, ciltte kahverengi lekeler şeklinde görülen yüzeysel enfeksiyondur.

Eruptive Xanthomas: Yüksek trigliserid düzeyleri ve lipit metabolizması bozuklukları sonucu ciltte oluşan, sarımsı lezyonlardır.

Eruptive Vellus Hair Cysts: Genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkan, ince saç kılımlarının ciltte kistik yapılar halinde hapsolmasıdır.

Exfoliation: Cilt yüzeyindeki ölü hücrelerin doğal veya mekanik yollarla atılması sürecidir.

Excision: Şüpheli veya istenmeyen cilt lezyonlarının cerrahi olarak çıkarılması işlemidir.

Extracellular Matrix: Cildin destek yapısını oluşturan, kollajen, elastin ve diğer yapısal proteinlerden oluşan maddeyi ifade eder.

Extramammary Paget’s Disease: Genellikle genital bölgede görülen, prekanseröz ve nadir bir cilt kanseri türüdür.

Erythrokeratodermia: Genetik kökenli, ciltte kalınlaşma ve renk bozukluğu ile seyreden nadir bir durumdur.

Eruptive Prurigo: Çocukluk çağına özgü, ciltte yoğun kaşıntı ve küçük kabarcıkların oluştuğu, genellikle geçici durumdur.

Epithelioid Hemangioendothelioma: Ciltte nadir görülen, damar yapısına ait, iyi huylu ancak agresif olabilen tümördür.

Erythroplasia: Oral veya genital mukozalarda görülen, prekanseröz lezyonları ifade eden bir terimdir.

Erythrokeratoderma Variabilis: Genetik kökenli, ciltte değişken kalınlaşma ve renk bozukluklarına neden olan nadir bir durumdur.

Ectopic Sebaceous Glands: Normalde yağ bezlerinin bulunmadığı bölgelerde görülen, sebase bezlerinin anormal yerleşimidir.

Endogenous Melanogenesis: Cilt hücreleri tarafından doğal olarak melanin üretim sürecidir cilt rengini belirler.

Erythema Toxicum Neonatorum: Yeni doğan bebeklerde görülen, geçici ve zararsız cilt döküntüsüdür.

Exanthema: Vücut genelinde görülen, genellikle viral enfeksiyonlar sonucu oluşan döküntülerin genel adıdır.

Eccrine Sweat Glands: Vücudun ter üretiminde görev alan, özellikle yüzeysel ve yaygın bulunan bezlerdir.

Eccrine Porocarcinoma: Ter bezlerinden kaynaklanan nadir görülen kötü huylu tümördür.

Erythropoietic Protoporphyria: Güneşe duyarlılık nedeniyle ciltte ağrı, kızarıklık ve kabarcıkların oluştuğu, nadir görülen genetik bir porfiridir.

Epidermoid Cyst: Ciltte, genellikle saç foliküllerinin tıkanması sonucu oluşan, iyi huylu kistik lezyonlardır.

Extragenital Lichen Sclerosus: Genital bölgede beklenen lichen sclerosus durumunun, ciltte genital dışı bölgelerde görülmesidir.

Exuberant Granulation Tissue: Yara iyileşme sürecinde, aşırı granülasyon dokusunun oluşmasıdır iyileşmeyi geciktirebilir.

Endocrine Dermatoses: Hormon dengesizliklerinin ciltte oluşturduğu lezyonlar ve cilt problemlerini kapsayan terimdir.

Exogenous Dermatitis: Cilde dış etkenlerin (kimyasal, mekanik) neden olduğu iltihaplanma ve döküntü durumudur.

Epidermolytic Hyperkeratosis: Genetik bir bozukluk sonucu ciltte aşırı keratin birikimi ve pullanma ile seyreden durumdur.

Eruptive Syringoma: Genellikle genç kadınlarda görülen, ter bezlerinin benign tümörüdür ciltte küçük, beyaz kabarcık benzeri yapılar şeklinde ortaya çıkar.

Erythema Marginatum: Romatizmal ateşle ilişkili olarak ciltte geniş kenarlı, soluk kızarıklık lezyonlarının oluştuğu durumdur.

Eruptive Pruritic Papules: Çocuklarda görülen, yoğun kaşıntılı küçük kabarıklıkların oluştuğu geçici cilt reaksiyonudur.

Endothelial Dysfunction: Cilt damarlarındaki endotel hücrelerinin normal işlevini yerine getirememesi ciltte kan dolaşımını ve beslenmeyi olumsuz etkileyebilir.

F

Facial Dermatitis: Yüzde meydana gelen inflamatuar cilt reaksiyonu çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir.

Facial Dermatoscopy: Yüzdeki cilt lezyonlarının detaylı olarak incelenmesi için kullanılan dermatoskopik yöntem.

Facial Erythema: Yüzde inflamasyon sonucu oluşan yaygın kızarıklık genellikle alerjik reaksiyon veya enfeksiyon sonucu görülür.

Facial Flushing: Yüzde ani ve geçici kızarıklık genellikle alerjik reaksiyonlar veya duygusal durumlarla ilişkilidir.

Facial Hyperpigmentation: Yüzde aşırı melanin üretimi nedeniyle oluşan, cilt tonunda düzensizlik ve koyu lekeler güneş hasarı ve hormonal değişikliklerle ilişkilidir.

Facial Hypertrichosis: Yüzde anormal şekilde fazla tüylenme hormonal bozukluklar veya bazı ilaçların yan etkisi olabilir.

Facial Microdermabrasion: Yüzde cilt yüzeyinin mekanik yöntemlerle nazikçe soyulması cilt tonunun eşitlenmesi ve gençleştirilmesi amacıyla uygulanır.

Facial Rejuvenation: Yüz gençleştirme botoks, dolgu, lazer tedavisi gibi yöntemlerle cilt yenilemesini ve estetik görünümü iyileştirmeyi hedefler.

Facial Telangiectasia: Yüzde küçük, genişlemiş damarların görünmesi genellikle rosacea ve yaşlanma belirtilerinde rastlanır.

Fibril: Mikroskobik düzeyde cilt dokusunda bulunan ince, ipliksi protein lifleri cilt yapısının temel elemanlarındandır.

Fibrin: Yaraların iyileşmesi sırasında oluşan ve pıhtılaşmayı sağlayan protein ciltte hasar onarımında önemli rol oynar.

Fibrinolysis: Ciltte oluşan fibrin birikiminin parçalanarak temizlenmesi süreci yara iyileşmesinde etkilidir.

Fibroblast: Ciltte kolajen ve elastin üretiminden sorumlu hücreler yara iyileşmesinde önemli rol oynar.

Fibroelastik Doku: Fibroblastlar tarafından üretilen kolajen ve elastin liflerinin birleşiminden oluşan, cilde esneklik ve destek sağlayan doku.

Fibrokeratoma: İyi huylu, fibrotik ve keratinize cilt lezyonları genellikle küçük ve yuvarlak ben benzeri kitleler şeklinde görülür.

Fibroma: Ciltte ortaya çıkan, iyi huylu fibrotik tümör genellikle zararsızdır.

Fibrosis: Ciltte aşırı kolajen üretimi sonucu fibrotik doku oluşumu yara izleri ve sertleşme belirtileri ile karakterizedir.

Fibröz Skar: Yaralanma veya travma sonrası ciltte oluşan, fibroz doku ile kaplanmış yara izi.

Filiform Nevus: İnce, uzun ve ipliksi ben benzeri cilt lezyonları özellikle yüz bölgesinde rastlanır.

Fissuring: Ciltte aşırı kuruluk veya gerilme sonucu oluşan çatlaklar genellikle dermatit veya egzama durumlarında gözlemlenir.

Fitzpatrick Skala: Cilt tiplerini güneşe duyarlılıklarına göre sınıflandıran, dermatolojik tedavi planlamasında kullanılan sistem.

Fixed Dermatosis: Sabit cilt lezyonlarının tekrarlayan formu genellikle ilaç reaksiyonları ile ilişkilidir.

Fixed Drug Eruption: İlaçlara karşı ciltte tekrarlayan, sabit bölgede oluşan kızarıklık ve lezyonlar ilaç kullanımına bağlı reaksiyondur.

Flare Reaction: Kronik cilt hastalıklarında belirtilerin ani alevlenmesi hastalık kontrolünün bozulduğunu gösterir.

Flare-up: Kronik cilt hastalıklarında belirtilerin ani artışı egzama veya rosacea gibi durumlarda gözlemlenir.

Fluorescence Diagnosis: Cilt lezyonlarının ve enfeksiyonlarının, floresan ışık altında incelenmesi özellikle dermatolojik tanıda kullanılır.

Folikülöser İltihap: Saç foliküllerinde meydana gelen iltihaplanma akne benzeri lezyonlara yol açabilir.

Follicular Cyst: Saç foliküllerinde tıkanıklık sonucu oluşan iyi huylu kistik lezyon genellikle zararsızdır.

Follicular Hyperkeratosis: Saç foliküllerinde aşırı keratin birikimi sonucu oluşan, ciltte pürüzlü ve kalınlaşmış bölgeler genellikle genetik veya dermatolojik bozukluklarda görülür.

Follicular Occlusion: Saç foliküllerinin tıkanması sonucu ciltte iltihaplanma ve akne benzeri lezyonların oluşması.

Follicular Unit Extraction (FUE): Saç ekimi sırasında saç köklerinin mikroskobik olarak tek tek çıkarılması yöntemi.

Follicular Unit Transplantation: Saç ekimi sırasında saç foliküllerinin toplu halde nakledilmesi yöntemi saç yoğunluğunu artırır.

Follikülit: Saç foliküllerinin bakteriyel veya mantar kaynaklı iltihaplanması kızarıklık, şişlik ve kaşıntı ile seyreder.

Fotodermatit: Güneş ışığına bağlı olarak ciltte gelişen iltihaplanma genellikle güneş yanığı veya hassasiyet sonucu oluşur.

Fractional CO2 Laser: Cilt yüzeyine minimal hasar vererek kolajen üretimini tetikleyen, cilt yenileme ve gençleştirme tedavisinde kullanılan lazer türü.

Fractional Radiofrequency: Mikroiğneler yardımıyla cilt altına radyofrekans enerjisi uygulayarak kolajen üretimini artıran, cilt sıkılaştırma tedavisidir.

Fragrance Sensitivity: Parfüm ve kokulu ürünlere karşı cildin aşırı hassasiyet göstermesi alerjik reaksiyonlara yol açabilir.

Free Radicals: Ciltte oksidatif hasara yol açan, serbestçe dolaşan moleküller yaşlanmayı hızlandırabilir.

Friction Burns: Sürekli sürtünme sonucu ciltte oluşan yanık ve tahriş durumları genellikle spor veya mekanik etkileşim sonucu ortaya çıkar.

Friction Dermatitis: Sürekli sürtünme veya tahriş sonucu ciltte oluşan iltihaplanma genellikle ciltte kızarıklık ve pul pul dökülmelere neden olur.

Friction Melanosis: Sürekli sürtünme sonucu ciltte melanin üretiminin artması, koyu leke oluşumuna yol açması durumu.

Fungal Dermatophytosis: Deride mantar enfeksiyonuna bağlı olarak gelişen, yaygın olarak ayak mantarı olarak bilinen durum.

Fungal Elements: Mantar enfeksiyonlarında cilt örneklerinde mikroskobik olarak gözlemlenen mantar parçacıkları tanı ve tedavi sürecinde önemlidir.

Fungal Enfeksiyon: Deride mantarların neden olduğu enfeksiyon kaşıntı, kızarıklık ve pullanma ile karakterizedir.

Fungal Keratosis: Mantar enfeksiyonlarının neden olduğu, ciltte keratin birikimi ve kalınlaşması genellikle tedavi gerektirir.

Fungal Onychomycosis: Tırnaklarda oluşan mantar enfeksiyonu tırnaklarda kalınlaşma, renk değişikliği ve kırılganlık ile seyreden durumdur.

Fungal Scalp Infection: Saç derisinde mantar enfeksiyonu kepeklenme, kızarıklık ve saç dökülmesi ile karakterizedir.

Fungiform Papillae: Dilin yüzeyinde bulunan ve tat algısını sağlayan küçük, yumru şeklindeki dokulardır ciltte kullanılmaz, ancak dermatolojik değerlendirmelerde bazen referans alınabilir.

Fungus: Mantar, ciltte enfeksiyona neden olan mikroorganizma mantar enfeksiyonlarına yol açar.

G

Gelişmiş Dermal Onarım: Cilt hasarının tedavi edilerek, doğal kolajen ve elastin üretiminin desteklendiği modern tedavi yöntemlerini ifade eder.

Gençleştirici Peeling: Cilt yüzeyindeki ölü hücreleri soyarak yeni hücre oluşumunu teşvik eden ve cildi tazeler.

Genelleştirilmiş Epidermoliz: Ciltte geniş alanlarda görülen, hücreler arası bağlantıların bozulması sonucu oluşan iltihaplanmadır.

Genelleştirilmiş İmmün Reaksiyon: Bağışıklık sisteminin ciltte geniş çaplı aşırı tepkiler vermesi durumudur.

Genelleştirilmiş Sebore: Yağ bezlerinin aşırı aktif olması sonucu ciltte pullanma, kaşıntı ve kızarıklık oluşmasıdır.

Genetik Dermatoloji: Genetik faktörlerin cilt hastalıkları üzerindeki etkilerini inceleyen tıbbi alt dal.

Genetik Faktörler: Cilt hastalıklarında kalıtsal yatkınlığın rol oynadığını ifade eder.

Geniş Çaplı Alerjik Reaksiyon: Ciltte ve vücutta yaygın olarak görülen, alerjenlere karşı gelişen aşırı alerjik tepkidir.

Geniş Çaplı İmmün Reaksiyon: Ciltte bağışıklık sisteminin aşırı ve yaygın tepki vermesi sonucu oluşan inflamatuar durumdur.

Geniş Spektrumlu Güneş Koruyucu: Hem UVA hem de UVB ışınlarına karşı koruma sağlayan, cilt hasarını önleyen ürünlerdir.

Geniş Spektrumlu Koruma: Cildi UVA ve UVB ışınlarına karşı koruyan, geniş kapsamlı koruyucu ürünlerin genel adıdır.

Genital Dermatit: Genital bölgede ortaya çıkan iltihaplı cilt reaksiyonlarını ifade eder.

Genital Lichen Sclerosus: Genital bölgede cilt incelmesi, beyazlaşma ve kaşıntı ile seyreden kronik bir dermatolojik durumdur.

Geri Bildirim Mekanizması: Hastaların tedavi sonrası sonuçları değerlendirmeleri ve geri bildirim vermeleri için oluşturulan sistemdir.

Geri Dönüşümlü Cilt Onarımı: Ciltte hasar görmüş dokunun, yenilenme ve onarım sürecine destek sağlayan tedavi yöntemlerini ifade eder.

Geri Dönüşümlü Kapsül Teknolojisi: Cilt tedavisinde kullanılan aktif bileşenlerin kontrollü salınmasını sağlayan ileri teknoloji kapsül sistemleridir.

Geri Dönüşümlü Onarım: Cildin hasar görmüş dokusunun, tedavi yöntemleriyle yenilenmesi ve doğal yapısına kavuşturulması sürecidir.

Glikoprotein: Cilt dokusunun yapısında bulunan ve hücreler arası iletişimde rol oynayan, şeker ve protein içeren moleküllerdir.

Glikoz: Cilt hücrelerinin enerji metabolizmasında rol oynayan temel şeker cilt onarımında önemlidir.

Glikozamin: Cilt yenilenmesi ve eklem sağlığını destekleyen, doğal olarak bulunan bir polisakarittir.

Glikozid: Cilt bakım ürünlerinde kullanılan, cilt hücrelerinin enerji seviyesini artıran kimyasal bileşenlerdir.

Global Dermatoloji: Dünyanın her yerinde uygulanan, güncel ve yenilikçi dermatolojik tedavi yöntemlerinin genel ifadesidir.

Glukozamin HCL: Glukozaminin klorür formu olup, cilt yenilemesinde destekleyici bir bileşen olarak kullanılır.

Glukozamin: Cilt ve eklem sağlığını destekleyen, doğal olarak bulunan bir şeker türevidir cilt onarımında yardımcı etkileri vardır.

Glutation: Güçlü bir antioksidan olan bu madde, cildin serbest radikallere karşı korunmasına yardımcı olur ve yaşlanma belirtilerini azaltır.

Glycolic Acid (Glikolik Asit): Kimyasal peeling ve cilt yenileme işlemlerinde kullanılan, cilt yüzeyindeki ölü hücreleri temizleyen asittir.

Göz Altı Aydınlatıcı: Göz altı bölgesinde koyuluk ve yorgunluk görünümünü azaltan kozmetik ürünlerdir.

Göz Kapağı Dermatozu: Göz kapaklarında meydana gelen inflamasyon ve cilt problemlerini ifade eder.

Göz Kapaklarında Dermatoz: Göz kapaklarında görülen, hassas cilt yapısı nedeniyle oluşan iltihaplanma veya döküntü durumudur.

Gözaltı Aydınlatıcı: Göz çevresindeki koyu renkli lekeleri ve yorgun görünümü azaltmaya yardımcı kozmetik ürünlerdir.

Gözaltı Dolgusu: Göz altı bölgesindeki hacim kaybını ve çöküklüğü gidermek amacıyla uygulanan dolgu tedavisidir.

Gözaltı Işıltısı: Göz çevresinde aydınlık ve canlı bir görünüm oluşturmayı hedefleyen kozmetik uygulamalardır.

Gözaltı Mezoterapisi: Göz çevresinde cilt yenilenmesi ve nem dengesini sağlamak için mikro enjeksiyon yöntemiyle uygulanan tedavidir.

Gözaltı Morlukları: Göz çevresinde, özellikle göz altlarında oluşan koyu renkli lekeler genetik, yaşlanma veya yorgunluk gibi nedenlerle meydana gelir.

Gözaltı Pigmentasyonu: Göz çevresinde melanin birikiminin artması sonucu oluşan koyu lekeler ve renk dengesizliğidir.

Granülasyon Dokusu: Yaraların iyileşmesi sırasında ciltte oluşan, yeni damarlar ve bağ dokusunun birleşmesiyle meydana gelen doku kitlesidir.

Granülofibroz: Ciltte iltihap sonrası granülöz doku oluşumunu ifade eder.

Granülom: Ciltte inflamatuar hücrelerin bir araya gelerek oluşturduğu sert, yuvarlak lezyonlardır.

Gri Lekeler: Ciltte melanin dengesizliği nedeniyle oluşan gri tonlarda lekeleri ifade eder.

Grover Hastalığı: Genellikle orta yaşlı erkeklerde görülen, ani ortaya çıkan kaşıntılı cilt döküntüsü durumudur.

Guttate Melanoma: Genellikle küçük, damla şeklinde lezyonlarla başlayan ve hızla büyüyebilen bir tür melanomdur.

Guttate Psoriasis: Sedef hastalığının damla şeklinde küçük lezyonlar oluşturan alt tipidir.

Güçlü Antioksidanlar: Cildi serbest radikallerin zararlı etkilerinden koruyan, yaşlanmayı yavaşlatan etkili bileşenlerdir.

Güçlü Silikon Tabaka: Cilt yaralarının iyileşme sürecini destekleyen, yara izlerinin oluşumunu azaltan silikon bazlı ürünlerdir.

Güneş Işığı Hasarı: UV ışınlarının cilde verdiği zarar sonucu kolajen ve elastin kaybına yol açan durumdur.

Güneş Koruyucu: Cildi güneşin zararlı ışınlarına karşı koruyan, yüksek SPF’li ve geniş spektrumlu ürünleri ifade eder.

Günlük Cilt Bakımı: Cildin sağlığını korumak için düzenli olarak uygulanan temizlik, nemlendirme ve koruyucu bakım rutinlerini ifade eder.

Güvenli Enjeksiyon Teknikleri: Cilt altına madde enjeksiyonu yapılırken kullanılan, minimal travma ve yan etki riski ile uygulanan yöntemlerdir.

Güzellik Uygulamalarıyla Gençlik: Estetik tedavilerle cilt yaşlanmasını yavaşlatma ve genç görünümü destekleyen uygulamalardır.

H

Hair Follicle: Saçın çıktığı, cilt altındaki kıl köklerini oluşturan yapıdır.

Hair Loss: Saç dökülmesi genetik, hormonal veya çevresel faktörlere bağlı olarak saçın incelmesi veya dökülmesi durumudur.

Hair Regrowth: Saç dökülmesi tedavilerinde hedeflenen, saçların yeniden çıkması sürecidir.

Hair Shaft: Saçın temel yapısını oluşturan, keratin içeren yapıdır saçın kalınlığı ve sağlığı hakkında bilgi verir.

Hand-Foot Syndrome: Özellikle kemoterapi tedavilerinde görülen, ellerde ve ayaklarda ağrı, kızarıklık ve şişlik ile karakterize durumdur.

Heliotherapy: Cilt hastalıklarının tedavisinde kontrollü güneş ışığı kullanımını ifade eder.

Helium Laser: Dermatolojik tedavilerde kullanılan, belirli dalga boyunda lazer ışığı üreten cihaz türüdür.

Hemangioendothelioma: Damar kökenli, ara agresif özellikler gösterebilen tümör türüdür.

Hemangioma: Deride veya diğer organlarda oluşan, genellikle iyi huylu damar tümörüdür.

Hematoma: Travma sonucu cilt veya alt dokularda kan birikmesiyle oluşan morluk benzeri lezyondur.

Hemostaz: Yaralanma sonrası kan pıhtılaşması ve kan kaybının durdurulması sürecidir.

Herpes Simplex: Ağız ve genital bölgede sıklıkla görülen, su dolu kabarcıklar ve yanma hissiyle seyreden viral enfeksiyondur.

Herpes Zoster: Varicella zoster virüsünün reaktivasyonu sonucu sinirleri etkileyen ve zonaya neden olan enfeksiyondur.

Hidradenitis Suppurativa: Apokrin bezlerinin iltihaplanması sonucu, özellikle koltuk altı ve kasık bölgelerinde ağrılı, şişlikli lezyonlar oluşan kronik cilt hastalığıdır.

Hidradenitis: Apokrin bezlerin iltihaplanması sonucu meydana gelen inflamasyon durumudur hidradenitis suppurativa’nın bir parçasıdır.

Hirsutism: Kadınlarda hormonal dengesizlik sonucu istenmeyen aşırı tüylenme durumudur.

Histamine Release: Alerjik reaksiyonlar sonucu ciltte histamin salınımı, kaşıntı ve kızarıklığa neden olur.

Histamine: Ciltte alerjik reaksiyonlar ve inflamasyon sırasında salınan, kaşıntı ve kızarıklığa yol açan bir maddedir.

Histiocytic: Histiositlerin (bağışıklık hücreleri) ciltte oluşturduğu inflamatuar lezyonları ifade eder.

Histiocytoma: Ciltte histiyositlerin (bağışıklık hücreleri) aşırı çoğalması sonucu oluşan iyi huylu tümör.

Histiocytosis: Histiositlerin (bağışıklık hücreleri) anormal çoğalması sonucu ciltte lezyon oluşumunu ifade eder.

Histologic Examination: Cilt dokusunun mikroskobik incelenmesi hastalık tanısı ve tedavi planlaması için kritik öneme sahiptir.

Histopathology: Cilt dokusunun mikroskobik incelenmesiyle hastalıkların tanı konulması işlemidir.

Hyaluronic Acid: Cildin nemini ve elastikiyetini koruyan, doğal olarak vücutta bulunan, dolgu uygulamalarında kullanılan bir polisakarittir.

Hydration: Cildin nem dengesinin korunması, cilt sağlığı için temel bir özelliktir.

Hydrocolloid Dressing: Yara iyileşmesini desteklemek amacıyla cilt üzerine uygulanan, nemli bir ortam sağlayan yara örtüsüdür.

Hydroquinone: Cilt lekelerini açmak için kullanılan, melanin üretimini azaltan topikal bir bileşendir.

Hyperalgesia: Normalden daha fazla ağrı hissedilmesi durumu genellikle inflamasyon veya travma sonrası görülebilir.

Hyperemia Reactive: Cildin, inflamasyon sonrası tepkisel olarak artan kan akımını ifade eder.

Hyperemia: Ciltte kan akımının artması sonucu oluşan kızarıklık durumudur.

Hyperglycemia: Yüksek kan şekeri düzeyleri, ciltte inflamasyon ve enfeksiyon riskini artırabilir.

Hyperkeratosis: Ciltte aşırı keratin üretimi sonucu cilt yüzeyinin kalınlaşması ve pullanmasıdır.

Hyperkeratotic: Aşırı keratin birikimi ile ciltte kalınlaşma ve pullanma gösteren lezyonları tanımlar.

Hyperlipidemia: Yüksek yağ düzeyleri, ciltte yağ birikimine ve sivilce oluşumuna katkıda bulunabilir.

Hyperpigmentation: Ciltte melanin üretiminin artması sonucu ortaya çıkan koyu renkli lekelerdir.

Hyperplasia: Hücre sayısının artması, ciltte kalınlaşma ve bazen tümör oluşumuna zemin hazırlayabilir.

Hypersensitivity: Cildin alerjenlere karşı aşırı duyarlılık göstermesi sonucu iltihaplanma ve kaşıntı oluşmasıdır.

Hyperspectral Imaging: Cilt dokusunun renk ve pigment dağılımını detaylı analiz etmek için kullanılan gelişmiş görüntüleme tekniğidir.

Hypertrichosis: Normalden fazla tüylenme durumunu ifade eder genellikle hormonal bozukluklar veya bazı ilaçların yan etkisi olarak görülür.

Hypertrophy: Hücrelerin büyümesi sonucu dokunun kalınlaşması genellikle yara izlerinde görülür.

Hyperventilation: Hızlı ve derin solunum sonucu vücutta ortaya çıkan, ciltte geçici solgunluk ve diğer sistemik etkilerle ilişkilendirilen durumdur.

Hypnotherapy: Stres yönetimi ve duygusal iyilik hali için kullanılan, bilinçaltı terapisi cilt sağlığı üzerinde dolaylı etkileri olabilir.

Hypoalgesia: Ağrı eşiğinin artması, yani normalde hissedilen ağrının daha az hissedilmesi durumudur.

Hypopigmentation: Ciltte melanin eksikliği nedeniyle oluşan, normal cilt renginden daha açık alanlardır.

Hypoplasia: Hücre gelişiminin yetersiz olması sonucu oluşan doku incelmesi veya eksik oluşum durumudur.

Hypoxia: Cilt dokusunda oksijen yetersizliği hücre hasarına ve erken yaşlanmaya yol açabilir.

I – İ

Iatrogenic Dermatit: Tıbbi müdahaleler sonucu ciltte oluşan iltihaplanma veya reaksiyondur.

Iatrogenic Infection: Tıbbi müdahale sonucu ciltte ortaya çıkan enfeksiyonlardır.

Ichthyosis Vulgaris: En yaygın ichthyosis formudur ciltte pul pul dökülme, kuruluk ve kaşıntı ile karakterizedir.

Ichthyosis: Ciltte pul pul dökülme ve kurulukla karakterize, genetik veya edinsel bir bozukluktur.

Idiopathic Urticaria: Nedeni bilinmeyen ani ortaya çıkan kaşıntılı ve kabarık cilt reaksiyonlarıdır.

Imiquimod: Topikal uygulanan, bağışıklık sistemini aktive ederek cilt lezyonlarının tedavisinde kullanılan antiviral ve immünomodülatör ilaçtır.

Immunocytochemistry: Cilt hücrelerinin antikor kullanılarak mikroskobik incelemesini ifade eder hastalık tanısında kullanılır.

Immunofluorescence: Cilt lezyonlarının antikorlar yardımıyla floresan ışık altında incelenmesi yöntemidir.

Immunoglobulin: Bağışıklık sisteminde antikor işlevi gören proteinlerdir cilt enfeksiyonlarının tanısında ve tedavisinde referans alınır.

Immunomodulator: Bağışıklık sistemini düzenleyerek inflamasyonu kontrol altında tutan ilaç veya maddelerdir.

Immunophenotyping: Cilt lezyonlarındaki hücre tiplerini belirlemek için yapılan laboratuvar analizidir.

Immunoregulatory: Bağışıklık sistemi tepkilerini düzenleyen, cilt iltihabını kontrol eden süreç veya maddeleri ifade eder.

Immunosenescence: Yaşlanma sürecinde bağışıklık sisteminin zayıflaması cilt enfeksiyonlarına ve yavaş iyileşmeye neden olabilir.

Immunosuppressants: Bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar otoimmün cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılır.

Immunosuppressive Therapy: Bağışıklık sistemini baskılayarak otoimmün cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılan yöntemdir.

Immunotherapy: Bağışıklık sistemini modüle ederek cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılan yöntemdir.

Incontinence Dermatit: İdrar veya dışkı ile sürekli temas sonucu ciltte iltihaplanma ve tahrişin oluştuğu durumdur.

Infantile Hemangioma: Yenidoğanlarda ortaya çıkan, genellikle kendiliğinden gerileyen iyi huylu damar tümörüdür.

Inflammation: Ciltte iltihaplanmaya neden olan, kızarıklık, şişlik, ağrı gibi belirtileri içeren fizyolojik tepkidir.

Inflammatory Acne: İltihaplanma sonucu sivilce, kist ve nodüller şeklinde seyreden akne formudur.

Inflammatory Dermatit: Ciltte ani ve geçici iltihaplanma, kızarıklık ve kaşıntı ile seyreden dermatit türüdür.

Inflammatory Erythema: Ciltte inflamasyon nedeniyle yaygın kızarıklık oluşumudur.

Inflammatory Mediators: İltihap sürecinde ciltte salınan ve inflamasyonu yöneten moleküllerdir.

Inhibition: Ciltte patolojik hücre çoğalmasını veya inflamatuar süreçleri azaltma sürecidir.

Integument: Vücudu çevreleyen, cilt ve saç gibi yapıları kapsayan genel tıbbi terimdir.

Intercellular Adhesion: Epidermal hücrelerin birbirine tutunmasını sağlayan bağlantıların durumu cilt bütünlüğünü korur.

Interleukin: Bağışıklık hücreleri tarafından salınan, inflamasyonu ve hücre iletişimini düzenleyen sitokinlerdir.

Interstitial Granulomatous Dermatitis: Ciltte, özellikle deri altı dokuda granülomatöz inflamasyonun oluştuğu kronik bir durumdur.

Intertrigo: Cilt katlanmalarında, nem ve sürtünme nedeniyle ortaya çıkan iltihaplanma durumudur.

Intradermal Test: Ciltte alerji veya enfeksiyon gibi durumların tanısı için yapılan, cilt altına küçük miktarda test maddesi enjekte edilerek yapılan testtir.

Intradermal: Cilt altına yapılan enjeksiyon yöntemini ifade eder alerji testleri ve dolgu uygulamalarında kullanılır.

Intraepidermal: Epidermis içinde gerçekleşen, cilt lezyonlarının yüzeysel katmanda sınırlı kaldığını ifade eder.

Intralesional Corticosteroids: Cilt lezyonlarına doğrudan uygulanan, iltihaplanmayı azaltan kortikosteroid enjeksiyonlarıdır.

Intralesional Therapy: Cilt lezyonlarına doğrudan uygulanan tedavi yöntemlerini ifade eder.

Intravenous Immunoglobulin (IVIG): Cilt hastalıklarında, özellikle otoimmün durumların tedavisinde kullanılan, damar yoluyla uygulanan antikor preparatıdır.

Inverse Psoriasis: Genellikle cilt katlanmalarında görülen, klasik sedef hastalığından farklı seyreden psoriazis alt tipidir.

Involution: Ciltte yaşlanma sürecinde hücre sayısının azalması ve dokunun incelmesidir.

Iodine: Cilt dezenfeksiyonunda kullanılan, antiseptik özelliklere sahip elementtir bazı kişilerde alerjik reaksiyona neden olabilir.

Ionizing Radiation: Yüksek enerjili ışınların cilt dokusuna zarar vererek kanser riskini artırdığı durum.

Iontophoresis: Elektrik akımı kullanılarak cilt altına ilaçların iletilmesini sağlayan non-invaziv tedavi yöntemidir.

Iontophoresis: Elektrik akımı kullanılarak ilaçların cilt altına iletilmesini sağlayan non-invaziv tedavi yöntemidir.

Iontophoretic Drug Delivery: Elektrik akımı ile ilaçların cilt altına taşınmasını sağlayan yöntemdir.

Ipecacuanha: Bulantı ve kusmayı önlemek için kullanılan, bazı dermatolojik durumlarda yan etki olarak bildirilebilen bitkisel bir bileşendir.

Ipilimumab: İmmün sistemi modüle eden ve bazı cilt kanserlerinin tedavisinde kullanılan bir ilaçtır.

Irregular Nevus: Kenarları düzensiz, renk geçişleri olan ve dikkatle izlenmesi gereken cilt benidir.

Ischemia: Ciltte kan akımının azalması sonucu oluşan hücresel hasar durumudur.

Isoniazid: Tüberküloz tedavisinde kullanılan bir antibiyotiktir nadiren ciltte yan etkilere neden olabilir.

Isotonic Solution: Cilt uygulamalarında kullanılan, hücreler için uygun osmotik basınç sağlayan çözeltilerdir.

Isotretinoin: Şiddetli akne tedavisinde kullanılan A vitamini türevi bir ilaçtır cilt yağ üretimini azaltır.

Itraconazole: Mantar enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılan antifungal ilaçtır cilt mantarı tedavisinde etkilidir.

J

J-Lymphocyte: Bağışıklık sistemi içerisinde yer alan ve cilt enfeksiyonlarına karşı savaşan lenfosit türü.

J-Syndrome: Nadir görülen, ciltte anormal pigmentasyon ve doku bozukluklarına yol açan genetik durum.

J-Vascularity: Ciltte damar yoğunluğunun artması, genellikle inflamasyon veya yaşlanma sürecinde gözlemlenir.

J-Virus (Hypothetical): Ciltte nadir görülen viral enfeksiyonlara yol açan ve araştırılan hipotetik virüs.

JAK Inhibitor Cream: Topikal olarak uygulanan ve inflamasyonu azaltmak için kullanılan Janus Kinaz inhibitör kremi.

JAK Inhibitor Therapy: Cilt inflamasyonunu azaltmak için kullanılan Janus Kinaz inhibitör tedavi yöntemidir.

JAK Inhibitors: Bağışıklık sistemini modüle ederek inflamasyonu azaltan ilaçlar özellikle otoimmün cilt hastalıklarında kullanılır.

JAK-STAT Inhibitor: Hücre içi sinyal iletimini bloke ederek inflamasyonu azaltan ilaç dermatolojik inflamasyon tedavisinde kullanılır.

JAK-STAT Modulator: Bağışıklık yanıtını düzenleyerek cilt inflamasyonunu azaltmaya yardımcı olan ilaç.

JAK-STAT Pathway Inhibition: Hücre içi sinyal iletimini bloke ederek inflamatuar cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılan mekanizmadır.

JAK-STAT Pathway: Hücre içi sinyal iletiminde kullanılan ve bağışıklık yanıtını düzenleyen yol cilt inflamasyonu üzerinde etkili olabilir.

Jaundice Dermatitis: Sarılığa bağlı olarak ciltte oluşan iltihaplanma ve renk değişikliklerini ifade eder.

Jaundice-Related Hyperpigmentation: Sarılık nedeniyle ciltte melanin üretiminin artması sonucu oluşan leke ve renk değişiklikleri.

Jaundice: Sarılık karaciğer hastalıkları sonucu ciltte ve gözlerde sararmaya neden olan durum.

Jet Nebulizer: Dermatolojik tedavilerde topikal ilaçların cilde uygulanması için kullanılan cihaz.

Jigsaw Pattern Lesion: Cilt lezyonlarının düzensiz ve parçalı görünümünü tanımlayan dermatolojik terim.

Jitteriness in Skin: Ciltte stres veya hormonal değişikliklerden kaynaklanan hafif titreme ve rahatsızlık hissi.

Jittering Reaction: Ciltte, özellikle enjeksiyon sonrası geçici olarak hissedilen hafif titreme ve rahatsızlık durumu.

Jittery Skin: Stres veya hormonal değişikliklerden dolayı ciltte geçici titreme veya rahatsızlık hissi.

JNK Pathway: Hücre içi sinyal yolunu ifade eden, inflamasyon ve stres yanıtında önemli rol oynayan protein kinaz yoludur.

Jock Itch: Kasık bölgesinde mantar enfeksiyonu sonucu kaşıntı, kızarıklık ve pullanma oluşması.

Johnson’s Syndrome (Stevens-Johnson Syndrome): Cilt ve mukozalarda ciddi yan etkilere yol açan, nadir görülen ve hayatı tehdit eden ilaç reaksiyonu.

Joint Dermatitis: Eklem çevresinde meydana gelen, alerjik veya irritan etkenlere bağlı cilt iltihabıdır.

Jolt Reaction: Ciltte ani, kısa süreli inflamatuar yanıt genellikle travma sonrası gözlemlenir.

Jumbo Nevus: Normalden büyük olan, dikkat çeken cilt benleri estetik ve onkolojik kontrol gerektirebilir.

Junctional Cutaneous Reaction: Ciltte, farklı dokuların birleşim bölgesinde ortaya çıkan inflamatuar reaksiyon.

Junctional Dermal Melanocytosis: Epidermis ve dermis arasındaki bölgede görülen, melanositlerin anormal dağılımını ifade eder.

Junctional Epidermal Inflammation: Epidermis ile dermis arasındaki bölgede meydana gelen iltihaplanma.

Junctional Inflammatory Response: Ciltte, epidermis ve dermis arasındaki bölgede ortaya çıkan inflamatuar yanıt.

Junctional Melanocytic Nevus: Epidermis ile dermis arasındaki bölgede bulunan, pigment üreten hücre kümelerinden oluşan ben.

Junctional Melanoma: Melanomun epidermis ve dermis arasındaki bölgede başlayan formu erken tanı önemlidir.

Junctional Nevus: Epidermis ile dermis arasındaki bölgede bulunan, genellikle düz ve kahverengi ben.

Juvenile Atopic Dermatitis: Çocuklarda görülen atopik dermatit kaşıntılı, kuru ve kızarık cilt lezyonları ile seyreder.

Juvenile Atopic Eczema: Çocuklarda görülen atopik dermatit kaşıntı, kuruluk ve inflamasyon ile seyreden kronik bir durumdur.

Juvenile Autoimmune Blistering Disease: Çocuklarda görülen, otoimmün nedenli cilt kabarcıklarının oluştuğu durum.

Juvenile Chronic Actinic Dermatitis: Gençlerde güneşe bağlı cilt reaksiyonu uzun süreli UV maruziyetine bağlı olarak ortaya çıkar.

Juvenile Dermatomyositis: Çocukluk döneminde görülen, ciltte kızarıklık ve kas güçsüzlüğü ile seyreden otoimmün hastalık.

Juvenile Epidermolysis Bullosa: Çocukluk döneminde ortaya çıkan, ciltte aşırı hassasiyet ve kabarcıklarla seyreden genetik hastalık.

Juvenile Eruptive Syringoma: Gençlerde görülen, ter bezlerinin iyi huylu tümörleri ciltte küçük beyaz lezyonlar şeklinde ortaya çıkar.

Juvenile Granuloma Annulare: Genellikle çocuklarda görülen, ciltte yuvarlak veya halka şeklinde, kaşıntısız lezyonların oluştuğu durum.

Juvenile Granulomatous Disease: Genç yaşlarda ortaya çıkan, bağışıklık sistemi bozukluklarına bağlı cilt granulomlarının oluştuğu durum.

Juvenile Immunodeficiency Dermatitis: Genç yaşlarda bağışıklık sistemi eksikliği nedeniyle ortaya çıkan, ciltte tekrarlayan enfeksiyonlar ve iltihaplanmalar.

Juvenile Lupus: Gençlerde görülen, sistemik lupus eritematozusun cilt belirtileriyle seyreden formu.

Juvenile Melanoma: Genç yaşlarda ortaya çıkan melanom türü cilt kanseri.

Juvenile Onset: Genç yaşlarda başlayan cilt hastalıklarını tanımlayan terim.

Juvenile Psoriasis: Genç yaşlarda başlayan, ciltte pul pul dökülme, kızarıklık ve iltihaplanma ile seyreden sedef hastalığı formu.

Juvenile Rosacea: Genç yaşlarda başlayan, yüz kızarıklığı, akne benzeri lezyonlar ve damar genişlemesi ile karakterize cilt hastalığıdır.

Juvenile Seborrheic Dermatitis: Çocuklarda görülen, saçlı deride pullanma ve kızarıklık ile seyreden seboreik dermatit.

Juvenile Xanthogranuloma: Genellikle çocuklarda görülen, ciltte sarımsı, yuvarlak lezyonların oluştuğu iyi huylu tümör.

Juxtaposed Lesions: Ciltte birbirine yakın, farklı özellikteki lezyonların yan yana bulunması durumu.

K

Kalıcılık: Dermatolojik tedavilerin etkisinin ne kadar süre devam ettiğini ifade eder uzun süreli etkiler istenmektedir.

Kalıtsal Dermatolojik Hastalık: Genetik faktörlerin etkisiyle doğuştan veya erken yaşlarda ortaya çıkan cilt hastalıklarını ifade eder.

Kapatıcı Tedavi: Cilt lekelerini ve kusurları geçici olarak gizleyen kozmetik uygulamalar makyaj veya lazer tedavisi örneği.

Kapsül Ben: Ciltte, kapsüller içinde sınırlanan, genellikle zararsız olan ben türüdür.

Kapsül Teknolojisi: Dermatolojik ürünlerde aktif bileşenlerin kontrollü salımını sağlayan mikrokapsüllerin kullanılması.

Kapsül Uygulaması: Cilt tedavisinde, aktif maddelerin mikro kapsüller içinde kontrollü salımını sağlayan yöntem.

Kasıtlı Keratinizasyon: Ciltte kontrollü keratin üretiminin artırılması, cilt yenilemesini teşvik eden tedavi yöntemidir.

Katmanlı Onarım: Ciltte farklı katmanların tedavi edilerek bütünsel bir onarım sağlanması yöntemi.

Kavitasyon: Cilt altında oluşan boşluk veya kist şeklindeki lezyonlar genellikle travma veya inflamasyon sonucu ortaya çıkar.

Kayganlaştırıcı: Cilt bakım ürünlerinde, cildin nem dengesini korumaya yardımcı olan ve pürüzsüzleştiren bileşen.

Keloid: Yaralanma sonrası ciltte aşırı kolajen üretimiyle oluşan, normal yara izinden farklı, geniş ve yükselmiş yara izidir.

Keratin: Cilt, saç ve tırnakların temel yapısını oluşturan, koruyucu ve sertleştirici protein.

Keratinizasyon: Epidermisin (cildin dış tabakası) hücrelerinin olgunlaşma sürecinde keratin üretmeye başlaması cildin korunmasını sağlar.

Keratinosis Pilaris: Genetik bir durum olup, ciltte özellikle kollar ve kalçalarda küçük, kabarık, pürüzlü lezyonların oluşması.

Keratoakantinoma: Hızlı büyüyen, iyi huylu fakat invazif özellikler gösterebilen nadir cilt tümörüdür.

Keratoderma: Ciltte kalınlaşma, sertleşme ve pullanma ile karakterize durum genellikle ayak ve ellerde görülür.

Keratoit: Keratin üretimini etkileyen, cilt hücrelerinin morfolojisinde değişikliklere neden olan bozukluk.

Keratoliz: Keratin yıkımının artması sonucu cilt yüzeyinde ölü hücrelerin artması durumu.

Keratosis Pilaris: Genetik yatkınlıkla ortaya çıkan, kollar ve kalçalarda küçük, kabarık ve pürüzlü lezyonlar şeklinde görülen durum.

Kırık Cilt Bariyeri: Cilt bariyerinin hasar görmesi sonucu cildin nemini koruyamaması ve dış etkenlere karşı zayıflaması.

Kırışıklık Tedavisi: Yaşlanma belirtilerini azaltmaya yönelik, botoks, dolgu ve lazer gibi yöntemleri içeren tedavi seçeneklerinin genel adıdır.

Kırışıklık: Ciltte yaşlanma, güneş hasarı ve diğer faktörlerin etkisiyle ortaya çıkan, ince veya derin çizgiler.

Kırmızımsı İltihap: Ciltte inflamasyon sonucu ortaya çıkan ve kızarıklıkla seyreden durum.

Kıvrım Deseni: Cilt yüzeyinde doğal olarak oluşan dalgalı ve kıvrımlı desenler yaşlanma ve güneş hasarının izlerini gösterebilir.

Kıvrımlı Cilt: Doğal cilt yapısının oluşturduğu dalgalı ve kıvrımlı yüzey cilt sağlığını ve elastikiyeti gösterir.

Kinetik Etki: Dermatolojik tedavilerde uygulanan enerjinin cilt üzerinde yarattığı hareketli veya dinamik etki.

Kinetik İltihap: Hareket veya sürtünme nedeniyle ciltte meydana gelen inflamatuar reaksiyon.

Kinetik Reaksiyon: Ciltte ani ve kısa süreli inflamatuar tepki genellikle travma veya irritan etkilere bağlıdır.

Kireçlenme: Ciltte doğal yaşlanma sürecinde görülen, kolajen ve elastin kaybı sonucu oluşan sertleşme ve incelme durumu.

Kistik Lezyon: Ciltte, içeriğinde sıvı veya yumuşak doku bulunan, kist şeklinde ortaya çıkan lezyonlar.

Klinefelter Sendromu: Genetik bir bozukluk olup, erkeklerde cilt, saç ve diğer fizyolojik özelliklerin anormal gelişimine neden olabilir.

Klinik Deneyim: Dermatolojik tedavilerde uygulayıcının geçmişte edindiği tecrübe ve uygulamalara dayalı bilgi birikimi.

Koagülasyon: Ciltte veya kan damarlarında ısıl etkilerle proteinlerin pıhtılaşması lazer tedavilerinde kontrol edilen bir süreçtir.

Kolajen Destekleyici Ürünler: Cilt bakımında, kolajen üretimini teşvik eden ve cilt elastikiyetini artıran topikal ürünler.

Kolajen: Ciltte yapısal destek sağlayan, elastikiyeti ve sıkılığı koruyan önemli protein yaşlanma ile azalır.

Kollajen Stimülasyonu: Ciltte kolajen üretimini artırmaya yönelik tedavi yöntemlerini ifade eder.

Kombinasyon Terapisi: Birden fazla tedavi yönteminin eş zamanlı uygulanarak sinerji yaratması ve daha etkili sonuçlar alınması yaklaşımı.

Kombine Tedavi: Birden fazla dermatolojik tedavi yönteminin birlikte kullanılarak daha etkili sonuçlar alınması yaklaşımı.

Komedon: Gözeneklerin yağ ve ölü deri hücreleri ile tıkanması sonucu oluşan siyah veya beyaz nokta formundaki akne lezyonları.

Konsantrasyon: Topikal ürünlerde aktif madde yoğunluğu ciltte etkili sonuçlar elde etmek için önemlidir.

Konsültasyon: Dermatologun, tedavi sürecini değerlendirmek için diğer uzmanlardan ikinci görüş alması.

Koruyucu Tedavi: Cilt hastalıklarının önlenmesi amacıyla uygulanan, yaşam tarzı değişikliklerini ve topikal ürünleri içeren tedavi yöntemi.

Kök Hücre Terapisi: Cilt yenilemesi ve onarımında, kök hücrelerin kullanıldığı modern tedavi yöntemi.

Krem İmmün Reaksiyonu: Topikal ürünlerin ciltte alerjik reaksiyon oluşturması durumu genellikle içeriklere bağlıdır.

Kriyoterapi: Soğuk uygulama yöntemiyle cilt lezyonlarının tedavi edilmesi genellikle siğil ve ben gibi lezyonlarda kullanılır.

Kromatik Denge: Ciltte pigment dengesinin sağlanması renk farklılıklarını minimize etmek için önemlidir.

Kromogjen: Cilt pigmentlerinin oluşumunda rol oynayan, melanin üretimini tetikleyen moleküller.

Kutanöz: Deri ile ilgili, cilt hastalıklarını veya ciltle ilişkili durumları tanımlayan genel terim.

Kutikül: Tırnak kenarını örten, koruyucu işlevi olan ince deri tabakası.

L

Leukocytoclastic Vasculitis: Küçük damarların inflamasyonu ve immün kompleks birikimi sonucu ciltte purpura benzeri lezyonların oluşması.

Leukoderma: Ciltte pigment kaybı sonucu beyaz lekelerin oluşması vitiligo en bilinen örneğidir.

Lichen Amyloidosus: Ciltte amyloid birikimi sonucu kaşıntılı, hiperkeratotik lezyonların oluştuğu durum.

Lichen Aureus: Altın renkli, sabit ve lekeli cilt lezyonlarının görüldüğü iyi huylu pigmentasyon bozukluğu.

Lichen Bullosus: Nadir görülen, liken planusun bullöz (su dolu kabarcıklarla seyreden) formudur.

Lichen Cutaneous: Genel olarak ciltte liken benzeri döküntülerin oluştuğu durumu tanımlar.

Lichen Dermatitis: Liken benzeri döküntülerin görüldüğü cilt iltihabı çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir.

Lichen Dermatosus: Ciltte liken görünümde, inflamatuar döküntülerin oluştuğu genel durum.

Lichen Faciei: Yüz bölgesinde görülen, liken benzeri döküntülerin oluştuğu dermatolojik durum.

Lichen Follicularis: Saç foliküllerini etkileyen ve saç dökülmesine yol açabilen liken formu.

Lichen Granulomatosus: Ciltte granulomatöz inflamasyon ve liken benzeri lezyonların oluştuğu nadir bir durum.

Lichen Manifestation: Ciltte liken lezyonlarının ortaya çıkış biçimini ifade eden genel terim.

Lichen Melanoticus: Ciltte artan melanin üretimi ile oluşan koyu renkli lezyonlar nadir görülen bir durumdur.

Lichen Nitidus: Küçük, soluk ben benzeri lezyonların, özellikle çocuklarda görülen, zararsız cilt hastalığı.

Lichen Opificans: Nadir görülen ve ciltte solgun, pürüzsüz lezyonların oluştuğu liken tipi dermatit.

Lichen Pigmentosus: Ciltte hiperpigmentasyon ve liken benzeri döküntülerle seyreden nadir bir dermatit türü.

Lichen Planopilaris: Saçlı deriyi etkileyen, liken planusun saç foliküllerinde skar ve saç dökülmesine yol açan formu.

Lichen Ruber: Liken planusun morumsu, düz lezyonlarla seyreden formu.

Lichen Sclerosus et Atrophicus: Lichen sclerosus hastalığının atrofik formu ciltte ince, beyaz ve kırışıklıklı lezyonların oluşmasına neden olur.

Lichen Sclerosus: Genellikle genital bölgede görülen, ciltte beyaz, ince ve atrofik lezyonların oluştuğu kronik inflamatuar hastalık.

Lichen Scrofulosorum: Tüberküloz enfeksiyonu ile ilişkili, küçük papüller şeklinde görülen cilt lezyonları.

Lichen Simplex Chronicus: Sürekli kaşıntı ve sürtünme sonucu cildin kalınlaşıp likenleşmesi durumu.

Lichen Simplex: Ciltte sürekli kaşıntı ve sürtünme sonucu kalınlaşan, likenleşmiş bölgenin genel adıdır.

Lichen Spinulosus: Genetik yatkınlıkla ortaya çıkan, ciltte ince, pürüzlü ve kabarık lezyonların oluşması durumu.

Lichen Striatus: Çocuklarda ve gençlerde, blascko çizgileri boyunca lineer dağılım gösteren cilt lezyonları.

Lichen Ulceratus: Liken lezyonlarının ülserleşmesi sonucu ağrılı yaraların oluştuğu durum.

Lichen Vesiculosus: Su dolu kabarcıkların liken benzeri döküntülerle seyreden nadir bir dermatit formu.

Lichenification: Sürekli kaşıntı veya sürtünme sonucu cildin kalınlaşıp normal desenlerinin belirginleşmesi durumu.

Lichenoid Eruption: Liken planus benzeri döküntülerin ani ve geçici olarak ortaya çıkması durumu.

Liken Planus: Ciltte morumsu, düz ve düzensiz kenarlı lezyonların oluştuğu otoimmün bir cilt hastalığı.

Linear Erythroderma: Ciltte çizgisel yaygın kızarıklık ve döküntülerin oluştuğu inflamatuar durum.

Linear IgA Dermatosis: Genellikle çocuklarda görülen, ciltte lineer dağılım gösteren kabarcıkların oluştuğu, bağışıklık sisteminin etkili olduğu bullöz dermatit türü.

Linear Psoriasis: Psoriasisin çizgisel olarak yayılan formu ciltte belirgin lezyonlar oluşturur.

Lipid Deposition: Ciltte yağ dokusunun anormal birikimi dermal lezyonlara yol açabilir.

Lipid Disorder: Ciltte veya vücutta yağ metabolizmasındaki bozuklukların, pigmentasyon ve doku yapısını etkilediği durum.

Lipid Keratopathy: Ciltte yağ ve keratin birikiminin oluşturduğu kalınlaşma ve düzensiz doku, genellikle travma sonrası görülür.

Lipid Metabolism Disorders: Ciltte yağ metabolizmasının bozulması sonucu oluşan pigmentasyon ve doku değişikliklerini ifade eder.

Lipid Peroxidation: Ciltte serbest radikallerin etkisiyle yağların oksidasyonu sonucu hasarın oluşması yaşlanma sürecine katkıda bulunur.

Lipid-Lowering Therapy Effects: Kolesterol düşürücü ilaçların ciltte yan etki olarak oluşturabileceği döküntü ve hassasiyet durumunu ifade eder.

Lipoatrophy: Cilt altındaki yağ dokusunun kaybı sonucu cildin çökmesi ve incelmesi durumu.

Lipodystrophy: Vücutta yağ dağılımının bozulması sonucu, cilt altı yağ dokusunun eksikliği veya aşırı birikimi hali.

Lipoedema: Özellikle kadınlarda görülen, alt ekstremitelerde simetrik yağ birikimi ve hassasiyet ile karakterize kronik durum.

Lipofilling: Cilt altına yağ dokusunun alınarak enjekte edilmesiyle hacim kazandırma ve yüz konturunun düzeltilmesi işlemi.

Lipoid Granuloma: Yağ dokusunun inflamasyon sonucu granülom oluşturması genellikle travma veya enjeksiyon sonrası görülür.

Lipoid Proteinosis: Genetik bir bozukluk sonucu cilt, mukozalar ve iç organlarda hiyalin madde birikimiyle karakterize olan, kalınlaşma ve yara izlerine yol açabilen durum.

Lipopeptide: Cilt tedavilerinde kullanılan, anti-enflamatuar ve onarıcı etkilere sahip peptid bazlı bileşik.

Liposome: Aktif maddelerin cilde taşınmasını sağlayan yapay lipid kapsülleri cilt tedavilerinde etkili bir taşıyıcı sistemdir.

Livedo Racemosa: Daha düzensiz ve kırık desenli, kalıcı cilt kızarıklığı sistemik hastalıklarla ilişkilidir.

Livedo Reticularis: Ciltte ağ benzeri, düzensiz kızarıklık desenlerinin oluşması genellikle damar dolaşım bozukluklarıyla ilişkilidir.

Liver Disease-Associated Dermatosis: Karaciğer hastalıklarının neden olduğu cilt döküntüleri ve lezyonları genellikle sarılık ile ilişkilidir.

Lupus Erythematosus: Otoimmün bir hastalık olup, ciltte kızarıklık, döküntü ve lezyonlarla seyreden lupus formudur.

Lupus Pernio: Sarkoidoz hastalığının ciltte, özellikle yüz bölgesinde görülen, morumsu, kalın lezyonlarının oluştuğu durumu ifade eder.

Lymphadenitis Cutis: Ciltte veya cilt altı dokularda lenf düğümlerinin iltihaplanması genellikle enfeksiyon sonucu oluşur.

Lymphangiogenesis: Lenf damarlarının yeni oluşumunu sağlayan biyolojik süreç yara iyileşmesi ve kanser araştırmalarında önemlidir.

Lymphangioma: Lenfatik damarların anormal çoğalması sonucu oluşan, genellikle doğuştan gelen iyi huylu tümörler.

Lymphangiosarcoma: Kronik lenfödem sonrası gelişen, agresif seyreden nadir damar kanseri türüdür.

Lymphatic Drainage: Cilt altındaki lenf akışını artırarak ödemi azaltan ve iyileşmeyi destekleyen tedavi yöntemi.

Lymphatic Dysfunction: Lenfatik sistemdeki bozuklukların ciltte ödem, inflamasyon ve diğer değişikliklere yol açması.

Lymphatic Malformation: Doğuştan gelen, anormal lenfatik damarların oluşturduğu yumuşak, kompresible kitleler.

Lymphatic Obstruction: Lenf damarlarının tıkanması sonucu ciltte ödem ve inflamasyon oluşması durumu.

Lymphatic Stasis Dermatitis: Lenfatik dolaşım bozukluğu sonucu ciltte inflamasyon, kaşıntı ve tahrişin görülmesidir.

Lymphocyte Activation: Bağışıklık sistemi hücrelerinin, özellikle lenfositlerin ciltte aktive olması inflamasyon süreçlerini etkiler.

Lymphocytoma Cutis: İmmün sistemin aşırı yanıtı sonucu ciltte ortaya çıkan iyi huylu lenfositik lezyonlar.

Lymphoma Cutis: Ciltte görülen lenfoma infiltratları cilt kanserinin bir formu olarak değerlendirilir.

Lymphomatoid Papulosis: Kronik, tekrarlayan ve kendiliğinden iyileşen, lenfositik infiltratlarla seyreden cilt hastalığı.

Lymphoplasmacytic Infiltrate: Ciltte lenfosit ve plazma hücrelerinin karışık infiltrasyonunu ifade eder kronik inflamasyon belirtisidir.

Lymphoproliferative Disorder: Lenfositlerin aşırı çoğalması sonucu ciltte veya sistemde gelişen, prekanseröz veya kanser durumlarını ifade eden genel terim.

M

Macerasyon: Ciltte aşırı nemin neden olduğu, dokunun yumuşaması ve hasar görmesi durumudur.

Macula: Ciltte düz, belirgin renk değişiklikleri gösteren lekeler genellikle pigment dengesizliği sonucu oluşur.

Madarosis: Kaş, kirpik veya diğer kıl köklerinin dökülmesi veya eksikliği durumudur.

Malar Bölgesi: Yüzün elmacık kemiklerinin bulunduğu bölge estetik değerlendirmede önemli bir alandır.

Malassezia furfur: Yağlı ciltlerde yaygın olarak bulunan, mantar enfeksiyonlarına neden olabilen mikroskobik organizmadır.

Malign Melanom in situ: Erken evre melanom henüz derinin üst katmanları ile sınırlı olan kanser öncesi değişiklikleri içerir.

Malign Melanom: Melanositlerin kontrolsüz çoğalması sonucu oluşan, agresif seyreden kötü huylu cilt kanseri türüdür.

Mammillarity: Cilt yüzeyinde görülen küçük çıkıntıların oluşturduğu dokusal yapıyı ifade eder.

Mast Hücreleri: Ciltte alerjik reaksiyon ve inflamasyon süreçlerinde rol oynayan bağışıklık hücreleridir.

Melanin: Cilt, saç ve göz rengini belirleyen pigment melanositler tarafından üretilir.

Melanokortin: Melanin üretimini ve cilt pigmentasyonunu düzenleyen hormonlar grubudur.

Melanom: Melanositlerin anormal çoğalması sonucu ortaya çıkan, agresif cilt kanseri türü.

Melanosit: Ciltte pigment üreten hücreler melanin sentezinden sorumludur.

Melanosom: Melanin pigmentinin sentezlendiği ve depolandığı, melanositlerde bulunan organeldir.

Melasma: Genellikle kadınlarda hormonal değişiklikler ve güneş etkisi sonucu oluşan cilt lekeleridir.

Melazma: Hormonal değişiklikler ve güneş maruziyeti gibi faktörlerin etkisiyle yüz bölgesinde oluşan koyu lekeler.

Menstrüel Akne: Adet döngüsü sırasında hormonal dalgalanmalar nedeniyle ortaya çıkan akne formudur.

Mesoterapi: Cilt altına vitamin, mineral ve diğer aktif maddelerin mikroenjeksiyon yöntemiyle uygulanarak cilt onarımını ve gençleştirmeyi destekleyen tedavi yöntemidir.

Metabolik Dermatoz: Metabolik bozuklukların ciltte yol açtığı, renk ve yapı değişikliklerini ifade eden durumdur.

Metamorfik Değişim: Cilt hücrelerinin farklılaşma sürecinde meydana gelen ve hastalıkların belirti olarak görülebilen morfolojik değişikliklerdir.

Metamorphosis: Cilt hücrelerinin, hasar veya yaşlanma süreci sırasında normalden farklı şekilde değişmesi sürecidir.

Microbiome: Cilt üzerinde yaşayan mikroorganizmaların tümünü ifade eden topluluktur cilt sağlığında önemli rol oynar.

Microbiota: Cilt yüzeyinde ve derinliklerinde bulunan mikroorganizma topluluğudur cilt bariyerinin korunmasına katkı sağlar.

Microdermabrasion: Cilt yüzeyindeki ölü hücrelerin mekanik yöntemlerle nazikçe soya soyulması işlemidir.

Microneedling: Cilt altına mikro iğnelerle minimal travma uygulayarak kolajen üretimini artıran tedavi yöntemidir.

Microsampling: Ciltten çok küçük doku örnekleri alınarak yapılan tanısal işlemdir.

Microvascular: Ciltteki küçük damarların yapısı ve işlevini ifade eden terimdir.

Microvesicle: Cilt hücreleri tarafından salınan ve hücreler arası iletişimde rol oynayan küçük zarla çevrili partiküllerdir.

Milia: Ciltte ölü deri hücrelerinin küçük kistik yapılar oluşturarak beyaz veya sarımsı lezyonlar şeklinde kendini göstermesidir.

Miliaria: Ciltte ter bezlerinin tıkanması sonucu küçük, kaşıntılı döküntülerin oluşmasıdır genellikle sıcak ve nemli koşullarda görülür.

Mitosis: Cilt hücrelerinin bölünme sürecidir hızlı bölünme durumları bazı cilt hastalıklarının belirtisi olabilir.

Mohs Cerrahisi: Cilt kanserlerinin, özellikle bazal hücreli karsinomun, katman katman çıkarılarak en doğru şekilde tedavi edilmesini sağlayan cerrahi yöntemdir.

Monilethrix: Genetik bir saç hastalığı olup, saçlarda düzensiz incelme ve kırılganlıkla kendini gösterir.

Mucin: Ciltte, özellikle yaralanma sonrası, hücreler arası boşlukları doldurmak üzere üretilen mukus benzeri madde.

Mucinosis: Ciltte aşırı mukoid madde birikimi sonucu oluşan, genellikle iyi huylu bir durum.

Multifactorial Etiology: Cilt hastalıklarının genetik, çevresel, hormonal gibi birden fazla faktörün birleşimi sonucu ortaya çıkması durumu.

Multifocal Acantholysis: Ciltte farklı bölgelerde epidermal hücreler arası bağlantıların bozulması sonucu çoklu lezyonların oluşmasıdır.

Multilocular Cyst: Ciltte birden fazla odacıklı kistik lezyon genellikle iyi huylu olup, tıbbi müdahale gerekebilir.

Multinucleated Giant Cells: Ciltte inflamasyon veya granülom oluşumunda görülen, birden fazla çekirdeğe sahip dev hücrelerdir.

Mycobacterium: Tüberküloz ve diğer mikobakteriyel enfeksiyonlara neden olan bakterilerdir ciltte de enfeksiyona yol açabilir.

Mycosis Fungoides: T hücreli lenfomaya bağlı cilt kanseri türüdür kronik, kaşıntılı ve kırmızı lezyonlarla seyreder.

Mycosis: Ciltte veya vücutta mantar enfeksiyonlarının genel adıdır.

Mydriasis: Göz bebeğinin genişlemesi, bazı cilt tedavileriyle dolaylı ilişkili sistemik etki olarak ortaya çıkabilir.

Myeloperoxidase: Bağışıklık hücreleri tarafından üretilen ve inflamasyon süreçlerinde görev alan enzim cilt enfeksiyonlarında incelenir.

Myofascial Release: Cilt altı dokuların ve kasların gerginliğinin azaltılması için uygulanan manuel terapidir cilt sağlığını dolaylı olarak etkiler.

Myofibroblast: Yaraların iyileşmesinde kolajen üretimini artıran, hem kas hem de fibroblast özellikleri taşıyan hücrelerdir.

Myrmecia: Ciltte nadiren rastlanan ve araştırılması süren, antlere benzer mikroskobik organizmalarla ilişkili bir durum (bu terim dermatolojide yaygın kullanılmasa da bazı literatürlerde geçmektedir).

Myxedema: Hipotiroidizm gibi durumlarda ciltte ve alt dokularda mukoid madde birikimi sonucu oluşan şişlik ve kalınlaşma durumu.

Myxoid Degenerasyon: Cilt dokusunda mukoid madde birikiminin neden olduğu yapısal bozulmadır genellikle yaşlanma sürecinde görülür.

Myxoid Stroma: Cilt dokusunda mukoid madde içeren, yumuşak ve jel benzeri destek yapısıdır bazı tümörlerde gözlemlenir.

N

Nail Dystrophy: Tırnak yapısında şekil bozukluğu, incelme veya kalınlaşma çeşitli dermatolojik durumların belirtisidir.

Nail Matrix: Tırnakların oluştuğu, büyüme ve gelişimden sorumlu tırnak matrisidir tırnak sağlığı için önemlidir.

Nail Onychomycosis: Tırnaklarda mantar enfeksiyonu sonucu kalınlaşma, renk değişikliği ve kırılganlık oluşan durum.

Nail Plate: Tırnakların dış kısmını oluşturan sert, koruyucu yapıdır sağlıklı tırnaklar düzgün, parlak ve pürüzsüz görünür.

Nail Psoriasis: Tırnaklarda sedef hastalığı belirtilerinin görülmesi tırnaklarda pitting, kalınlaşma ve renk değişikliği ile kendini gösterir.

Necrobiosis Lipoidica: Genellikle diyabetik hastalarda görülen, ciltte altın sarısı lezyonların oluştuğu prekanseröz durum.

Necrobiosis: Ciltte hücre ölümü ve doku dejenerasyonu sonucu, inflamasyon ve skar oluşumuna yol açan süreç.

Nefritik Dermatit: Böbrek hastalıkları ile ilişkili olarak ciltte meydana gelen inflamatuar reaksiyonlar.

Nefrojenik İmmün Kompleks: Böbrek hastalıkları ile ilişkili cilt lezyonlarının oluşumunda görülen immün kompleks birikimi.

Neonatal Acne: Yeni doğan bebeklerde görülen geçici akne formu genellikle tedavi gerektirmez.

Neoplastik: Hücrelerin kontrolsüz çoğalması sonucu oluşan tümör veya kanser benzeri durumları ifade eder.

Nerve Fiber Density: Ciltteki sinir liflerinin yoğunluğunu belirten, cilt duyarlılığının ve ağrı algısının değerlendirilmesinde kullanılan ölçüttür.

Neural Crest Cells: Embriyonal gelişim sırasında cilt pigment hücrelerini oluşturan hücreler melanositlerin kaynağıdır.

Neurogenic Inflammation: Sinir uyarıları nedeniyle ciltte ortaya çıkan inflamasyon kaşıntı ve kızarıklık gibi belirtilerle seyreder.

Neuropeptid: Sinir hücreleri tarafından salgılanan ve ciltte inflamasyon ve ağrıya yol açan küçük protein parçacıkları.

Neuropeptide Y: Sinir hücrelerinden salgılanan, ciltte kan akışını ve inflamasyonu etkileyen peptiddir.

Neutrophilic Dermatosis: Nötrofillerin ciltte anormal birikimi sonucu oluşan inflamatuar lezyonlar Sweet sendromu gibi durumları içerir.

Nevoid Basal Cell Carcinoma Syndrome: Doğuştan gelen, ben benzeri lezyonlar ve bazal hücreli kanser riski taşıyan genetik hastalık.

Nevoid Melanoma: Ben gibi görünen ancak agresif özellikler taşıyan melanom türü erken tanı şarttır.

Nevus Comedonicus: Genetik yatkınlıkla ortaya çıkan, komedonlarla (siyah nokta) karakterize ben benzeri lezyonlar.

Nevus Dermal: Dermiste yer alan ve yüzeyde görünmeyen benler estetik müdahale gerektirmez.

Nevus Flammeus: Doğuştan gelen, sabit kırmızımsı lezyon port-wine stain olarak da bilinir.

Nevus of Ota: Yüzün belirli bölgelerinde mavi veya gri lekeler şeklinde ortaya çıkan, melanosit birikimine bağlı doğuştan gelen lezyon.

Nevus Sebaceous: Doğuştan gelen, genellikle saçsız ve renkli görülen ben benzeri lezyon ilerleyen yaşlarda tümörleşme riski taşır.

Nevus Sebaceus: Doğuştan gelen, yağ bezlerinin anormal büyümesiyle oluşan, genellikle saçsız cilt lezyonu ilerleyen yaşlarda tümörleşme riski taşıyabilir.

Nevus Spilus: Düzgün kenarlı, hafif pigmentli benler genellikle estetik açıdan izlenir.

Nevus: Deride pigment üreten hücrelerin kümelenmesi sonucu oluşan ben benzeri lezyon genellikle zararsızdır.

Nitröz Oksit: Cilt tedavilerinde kullanılan, kan akışını artırarak iyileşmeyi destekleyen gaz.

Nodular Melanoma: Deride hızlı büyüyen, düzensiz kenarlı nodüller şeklinde görülen agresif melanom türüdür.

Non-inflammatory Hyperpigmentation: Enflamasyon olmaksızın ortaya çıkan cilt lekeleri genellikle güneş hasarı veya genetik nedenlerle ilişkilidir.

Non-melanoma Skin Cancer: Melanom dışındaki cilt kanserleri bazal hücreli ve skuamöz hücreli kanserleri içerir.

Non-scar Alopecia: Yaralanma sonrası saç foliküllerinde kalıcı iz bırakmayan saç dökülmesi türüdür.

Non-scarring Alopecia: Kalıcı yara izi bırakmayan saç dökülmesi türü tedaviyle saçların yeniden çıkması beklenir.

Non-specific Dermatitis: Belirli bir neden veya patolojiye bağlı olmayan, genel cilt iltihabı durumunu ifade eder.

Nonscarring Alopecia: Kalıcı yara izi bırakmayan saç dökülmesi, saç foliküllerinin hasar görmemiş olması durumunu ifade eder.

Normale Epidermal Hücre: Sağlıklı, normal yapıda cilt hücreleri cildin bütünlüğünü korur.

Nörogenik İltihap: Sinir kaynaklı inflamasyon stres veya sinir hasarı sonucu ciltte kaşıntı ve kızarıklık oluşturabilir.

Nöropatik Ağrı: Sinir hasarı veya fonksiyon bozukluğu nedeniyle ciltte hissedilen kronik ve genellikle yanıcı ağrı.

Nötrofiller: Cilt enfeksiyonları sırasında bağışıklık sisteminde önemli rol oynayan beyaz kan hücreleri enfeksiyona karşı ilk savunma hattını oluşturur.

Nuclear Atypia: Hücre çekirdeklerinde anormal yapı ve büyüklük değişiklikleri prekanseröz durumların değerlendirilmesinde kullanılır.

Nuclear Hyperchromasia: Hücre çekirdeklerinde aşırı yoğunlukta renklenme malign hücrelerin tanısında kullanılan mikroskobik bir bulgudur.

Nummular Dermatitis: Aynı anlama gelen bir terim yuvarlak lezyonlarla karakterize cilt iltihabıdır.

Nummular Eczema: Yuvarlak, disk şeklinde, kaşıntılı döküntülerle seyreden kronik dermatit türüdür.

Nummular Lesion: Yuvarlak şekilli, disk benzeri cilt lezyonlarını ifade eder genellikle egzama veya psoriazis gibi durumlarda görülür.

Nutraceuticals: Cilt sağlığını desteklemek amacıyla kullanılan, gıda takviyesi şeklinde uygulanan doğal bileşenlerdir.

Nükleer Atipi: Hücre çekirdeklerinde görülen anormal şekil veya boyut değişiklikleri cilt kanseri tanısında önemli bir belirti olabilir.

Nükleer Değişiklik: Hücre çekirdeğinde meydana gelen morfolojik değişiklikler cilt kanserlerinin tanısında önemlidir.

Nystagmus: Göz hareketlerinin kontrolsüz ve tekrarlayan hareketi bazı cilt tedavileriyle dolaylı ilişkilendirilebilir.

O – Ö

Obezite İle İlişkili Dermatoz: Obezite sonucu ciltte meydana gelen inflamatuar ve mekanik hasarları ifade eden durum.

Obezite İlişkili Dermatoz: Obezite nedeniyle ciltte meydana gelen inflamatuar ve mekanik hasarları ifade eder.

Obliterasyon: Ciltte iltihaplanma sonrası dokunun tamamen fibrozlaşması ve normal yapısının kaybolması.

Ochronosis: Melanin metabolizmasında bozukluk sonucu deride koyu renk lekelerin oluştuğu, genellikle uzun süre güneşe maruz kalma veya bazı ilaçların yan etkisiyle ortaya çıkan nadir bir pigmentasyon bozukluğu.

Oklüzyon Terapisi: Cilt yaralarının iyileşmesini desteklemek amacıyla cilt yüzeyinde nemli ortam oluşturulmasını sağlayan tedavi yöntemidir.

Oklüzyon: Ciltte nemin tutulması için uygulanan örtü veya bariyer yöntemidir yaraların iyileşmesini destekler.

Oksidasyon: Ciltte serbest radikallerin etkisiyle meydana gelen kimyasal reaksiyonlar cilt hasarına ve yaşlanmaya yol açar.

Oksidatif Hasar: Ciltte serbest radikallerin neden olduğu hücresel zarar yaşlanma ve cilt bozulmalarında etkili olur.

Oksidatif Stres: Ciltte serbest radikallerin birikmesi sonucu hücresel hasarın meydana gelmesi, erken yaşlanmaya ve inflamasyona yol açar.

Oligopeptid: Cilt gençleştirme ve onarımında kullanılan kısa zincirli protein parçacıkları cilt hücrelerinin yenilenmesini destekler.

Onikoliz: Tırnak yüzeyinin tırnak yatağından ayrılması genellikle mantar enfeksiyonu, travma veya kimyasal etkileşim sonucu oluşur.

Onikomikoz: Tırnaklarda mantar enfeksiyonu sonucu tırnakların kalınlaşması, renk değişikliği ve kırılganlık göstermesi.

Onkofizyoloji: Kanser hücrelerinin cilt üzerindeki etkilerini inceleyen ve tedavi yöntemlerini geliştirmeye yönelik çalışmaların yapıldığı bilim dalıdır.

Onkogen: Kanser oluşumunu tetikleyebilen gen veya protein cilt kanserlerinde önemli rol oynar.

Onkogenik Mutasyon: Cilt hücrelerinde meydana gelen, kanser riskini artıran genetik değişiklikler.

Oral Acarbose: Diyabet tedavisinde kullanılan, kan şekeri düzeylerini kontrol altında tutan ilaç cilt sağlığını dolaylı etkileyebilir.

Oral Androjen Bloker: Akne tedavisinde kullanılan, erkek hormonlarının cilt üzerindeki etkisini azaltan ilaçlardır.

Oral Anti-inflamatuar: Ciltteki iltihaplanmayı azaltmak amacıyla ağız yoluyla kullanılan ilaçlardır.

Oral Antibiyotikler: Akne gibi bakteriyel cilt enfeksiyonlarını tedavi etmek için ağız yoluyla alınan ilaçlardır.

Oral Antifungal: Tırnak ve cilt mantarı enfeksiyonlarını tedavi etmek için ağız yoluyla alınan antifungal ilaçlar.

Oral Antihistaminikler: Alerjik cilt reaksiyonlarını ve kaşıntıyı azaltmak için ağız yoluyla alınan ilaçlardır.

Oral Antimicrobial: Akne ve diğer cilt enfeksiyonlarını tedavi etmek için ağız yoluyla alınan, mikroorganizmaları kontrol altına alan ilaçlar.

Oral Antioxidant Takviyesi: Cilt sağlığını desteklemek amacıyla ağız yoluyla alınan, serbest radikalleri nötralize eden vitamin ve mineraller.

Oral Antiproliferatif: Hücre çoğalmasını yavaşlatan ve cilt kanseri riskini azaltan, ağız yoluyla alınan ilaçlar.

Oral Dapsone: Akne vulgaris gibi inflamatuar cilt hastalıklarında kullanılan, antiinflamatuar etkisi olan ilaçtır.

Oral Doxycycline: Akne ve cilt enfeksiyonlarının tedavisinde yaygın olarak kullanılan, bakteriyel etki gösteren bir ilaçtır.

Oral Estrogen: Hormonal dengenin düzenlenmesinde kullanılan, cilt sağlığını dolaylı olarak etkileyen hormon türüdür.

Oral Itraconazole: Tırnak mantarı ve cilt mantar enfeksiyonlarını tedavi etmek için kullanılan antifungal ilaçtır.

Oral İmmün Modülatör: Bağışıklık sistemini düzenleyerek cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılan, ağız yoluyla alınan ilaçlardır.

Oral Minocycline: Şiddetli akne tedavisinde kullanılan, bakteriyel enfeksiyonları kontrol altına alan bir antibiyotiktir.

Oral Progestin: Hormon dengesini düzenleyerek ciltteki akne ve diğer hormonla ilişkili sorunları tedavi eden ilaç türüdür.

Oral Retinoid Terapisi: Cilt hastalıklarının tedavisinde ağız yoluyla uygulanan A vitamini türevi ilaçların tedavi protokolüdür.

Oral Retinoidler: Akne, sedef hastalığı gibi cilt rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılan A vitamini türevi ilaçlardır cilt hücrelerinin yenilenmesini destekler.

Oral Steroid Tedavisi: Ciltte şiddetli inflamasyon durumlarında kullanılan, sistemik kortikosteroidlerin ağız yoluyla alınarak uygulandığı tedavidir.

Oral Steroidler: Sistemik kortikosteroidler, ciltteki iltihaplanmaları azaltmak ve otoimmün reaksiyonları kontrol altına almak için kullanılır.

Oral Vitamin D: Cilt sağlığında önemli rol oynayan, kemik ve cilt dokusunun desteklenmesinde kullanılan vitamin güneş ışığından eksik kalınabilir.

Oral Zinc: Cilt onarımı ve inflamasyonun kontrolü için kullanılan, bağışıklık sistemini destekleyen önemli bir mineraldir.

Organik Antioksidanlar: Doğal kaynaklardan elde edilen ve cildi serbest radikallerin zararlarından koruyan maddelerdir.

Organik Peptitler: Cilt onarımını ve gençleşmeyi destekleyen, doğal peptid bazlı bileşikler cilt bakım ürünlerinde sıklıkla kullanılır.

Orthokeratosis: Ciltte düzgün keratinizasyonun sağlanması sonucu, normalden fazla keratin birikimi olmaksızın oluşan cilt yüzeyi düzeni.

Osmolarite: Cilt bakım ürünlerinde kullanılan çözeltilerin, cilt hücrelerinin sıvı dengesi ile uyumunu belirleyen ölçüdür.

Otoendoskopi: Cilt altı dokuların incelenmesi için kullanılan, endoskopik yöntemler cilt derinliği analizinde kullanılır.

Otoimmün Dermatit: Bağışıklık sisteminin, kendi cilt dokularına saldırması sonucu ortaya çıkan kronik iltihaplanma.

Otoimmün Fenomen: Bağışıklık sisteminin kendi dokularına karşı geliştirdiği reaksiyonları ifade eder cilt hastalıklarında sıklıkla görülür.

Otoimmün Reaksiyon: Vücudun bağışıklık sisteminin kendi dokularına karşı geliştirdiği, ciltte inflamasyon ve döküntülere yol açan yanıt.

Overlap Dermatitis: Birden fazla dermatolojik durumun aynı anda ciltte görülmesi tedavi planlamasında dikkat gerektirir.

Oxidative Stress Response: Ciltte oksidatif hasara karşı verilen doğal savunma tepkisidir serbest radikallerle mücadelede önemlidir.

Oxidized Lipids: Ciltte serbest radikallerin etkisiyle oksitlenen yağ molekülleri inflamasyona ve yaşlanmaya yol açar.

Ozon Terapisi: Cilt tedavisinde ozon gazının antiseptik, antiinflamatuar ve iyileştirici etkilerinden yararlanılarak uygulanan modern bir yöntemdir.

Ödem: Cilt altı dokuda sıvı birikmesi sonucu oluşan şişlik inflamasyon veya dolaşım bozuklukları nedeniyle ortaya çıkar.

P

Papulovesiküler Döküntü: Küçük kabarık lezyonların, su dolu kabarcıklarla birlikte seyretmesi akne veya viral enfeksiyonlarda görülebilir.

Papül: Cilt yüzeyinde küçük, kabarık, yuvarlak ve katı lezyonlar genellikle inflamatuar süreçlerin belirtisidir.

Papülom: İyi huylu, cilt yüzeyinde oluşan küçük tümör benzeri lezyonlar genellikle benzer görünüme sahip olup takip gerektirebilir.

Parakeratosis: Epidermiste, normalde bulunmaması gereken çekirdekli hücrelerin kalması iltihaplı cilt hastalıklarında sıkça rastlanır.

Paronychia: Tırnak etrafında meydana gelen akut veya kronik iltihaplanma genellikle bakteri veya mantar enfeksiyonu sonucu oluşur.

Pemphigoid: Genellikle yaşlı bireylerde görülen, bullöz (kabarcıklı) lezyonlarla seyreden otoimmün cilt hastalığı pemphigus’ten farklı olarak daha az agresiftir.

Pemphigus: Otoimmün bir cilt hastalığı olup, cilt ve mukozalarda su dolu kabarcıklar ve ülserler oluşturur.

Perifolik Akne: Yüzün kenar bölgelerinde yoğunlaşan akne lezyonları hormonal ve çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıkar.

Perifolik Dermatitis: Vücudun kenar bölgelerinde meydana gelen iltihaplanma genellikle irritan veya alerjik nedenlerle oluşur.

Perioral Dermatit: Ağız çevresinde görülen, hafif kızarıklık, döküntü ve irritasyon ile karakterize cilt iltihabı genellikle topikal steroid kullanımının yarattığı bir durumdur.

Periorbital Melanosis: Göz çevresinde, özellikle gözaltlarında, koyu lekelerin oluşması genetik, yorgunluk veya uyku eksikliği nedeniyle görülebilir.

Peripheral Psoriasis: Yüz, eller veya ayaklar gibi periferik bölgelerde görülen, kronik inflamatuar cilt hastalığı.

Perivascular Infiltrate: Ciltte kan damarları etrafında immün hücrelerin yoğunlaşması inflamasyonun bir göstergesidir.

Photoaging: Güneş ışınlarının uzun süreli etkisi sonucu ciltte erken yaşlanma belirtileri ince çizgiler, kırışıklıklar ve lekeler oluşur.

Photodamage: Güneşe maruz kalmanın ciltte yarattığı hasar cilt incelmesi, elastikiyet kaybı ve pigment değişikliklerine yol açar.

Photodermatitis: Güneşe veya yapay ışığa maruz kalmanın ciltte alerjik reaksiyon ve inflamasyona yol açması.

Photodynamic Therapy: Cilt kanserleri ve diğer cilt hastalıklarının tedavisinde, ışığa duyarlı bir ilacın kullanılmasıyla gerçekleştirilen tedavi yöntemi.

Phototoxic Reaction: Güneşe bağlı kimyasal reaksiyon sonucu ciltte aşırı yanma, kızarıklık ve kabarcıkların oluşması.

Pigmentasyon Bozuklukları: Ciltte melanin dengesinin bozulması sonucu oluşan leke, renk düzensizliği ve ton farklılıkları melazma, güneş lekeleri gibi durumları içerir.

Pigmentasyon: Ciltte melanin üretimi sonucu oluşan renk değişiklikleri hiperpigmentasyon veya hipopigmentasyon şeklinde görülebilir.

Pityriasis Alba: Genellikle çocuklarda görülen, hafif kızarıklık ve soluk lekeler şeklinde seyreden, geçici cilt döküntüsü.

Pityriasis Rosea: Genellikle gençlerde ortaya çıkan, viral enfeksiyona bağlı, başlangıçta tek bir ana lezyon ve sonrasında yayılan hafif kaşıntılı döküntüler.

Pityriasis Versicolor: Malassezia mantarının neden olduğu, ciltte renk değişikliği ve hafif döküntü ile seyreden mantar enfeksiyonu.

Postinflammatory Hyperpigmentation: Ciltte iltihap sonrası melanin üretiminin artmasıyla ortaya çıkan koyu lekeler genellikle akne veya yaralanma sonrası görülür.

Postinflammatory Hypopigmentation: Ciltte iltihap sonrası melanin kaybı nedeniyle oluşan açık renkli lezyonlar.

Progeria: Genetik bir hastalık olup, çocukluk döneminde erken yaşlanma belirtileri, özellikle cilt ve kemik dokusundaki değişikliklerle karakterizedir.

Proliferative Dermatosis: Cilt hücrelerinin aşırı çoğalması sonucu oluşan lezyonları ifade eder bazen iyi huylu, bazen malign olabilir.

Prophylactic Treatment: Hastalıkların önlenmesi amacıyla uygulanan tedavi cilt bakımında da önleyici önlemler önemlidir.

Pruritus: Ciltte kaşıntı hissi çeşitli dermatolojik durumların yaygın belirtisidir.

Pseudocarcinoma: Kanser benzeri lezyonların inflamasyon veya travma sonucu, gerçek kanser olamayan formu.

Pseudocarcinomatous Hyperplasia: Ciltte inflamasyon sonrası görülen, kanser benzeri ancak iyi huylu hücre çoğalması genellikle travma veya irritasyona bağlıdır.

Pseudofolliculitis Barbae: Tıraş sonrası sakal köklerinin cilt içine batması sonucu oluşan inflamatuar reaksiyon genellikle erkeklerde görülür.

Pseudolymphoma: Ciltte lenfositlerin aşırı çoğalması sonucu ortaya çıkan, genellikle iyi huylu ve kendiliğinden iyileşen lezyonlar.

Pseudomelanosis: Ciltte melanin benzeri pigmentlerin anormal birikimi genellikle zararsızdır.

Pseudomonas Folliculitis: Pseudomonas bakterisinin neden olduğu, genellikle spor sonrası ciltte sivilce benzeri lezyonların oluşması.

Pseudoporphyria: Pörforik cilt hastalıklarına benzer lezyonlar oluşturan, ancak porfirin düzeylerinin normal olduğu durum.

Psoriasiform Dermatitis: Psoriasise benzer döküntü ve lezyonlarla seyreden, ancak tam olarak psoriasisin kriterlerini taşımayan cilt iltihabı.

Psoriasiform: Psoriasis benzeri görünüme sahip, ancak farklı patofizyolojiye sahip cilt durumlarını tanımlayan terim.

Psoriasis: Kronik inflamatuar cilt hastalığı olup, ciltte kalınlaşmış, pullu, kızarık lezyonlarla seyreden ve genetik, immünolojik faktörlerle ilişkilidir.

Psoriatic Arthritis: Psoriasis ile ilişkili olarak eklemleri de etkileyen inflamatuar hastalık cilt ve eklem belirtileri birlikte görülür.

Punctate Erosion: Cilt yüzeyinde küçük, nokta şeklinde erozyonların oluşması genellikle hafif travma veya irritasyon sonucu meydana gelir.

Pustular Psoriasis: Akne benzeri, irin içeren ve sıklıkla vücudun belirli bölgelerinde ortaya çıkan, kronik inflamatuar cilt hastalığı.

Pustule: Ciltte küçük, irin dolu kabarcıklar akne, dermatit veya enfeksiyon gibi durumlarda ortaya çıkar.

Pustüller: Ciltte irin dolu, kabarcık şeklinde lezyonlar akne veya enfeksiyon gibi durumlarda ortaya çıkar.

Pyoderma Gangrenosum: Nadir görülen, ciltte hızla ilerleyen ve derin yara izlerine yol açan inflamatuar cilt hastalığı.

Pyoderma: Bakteriyel enfeksiyon sonucu ciltte irinli, püstüler lezyonların oluşması genellikle akne ve yaranın enfeksiyonuyla ilişkilidir.

Pyogenic Granülom: Genellikle travma sonrası oluşan, hızlı büyüyen ve kanama eğiliminde olan iyi huylu tümör benzeri lezyonlar.

Pyogenic Infection: Ciltte bakteriyel enfeksiyon sonucu irin üretimi ve lezyon oluşması tedavi edilmezse yara izine yol açabilir.

Q

Q-factor: Lazer cihazlarının verimliliğini ve enerji dağılımını etkileyen teknik bir parametredir.

Q-Switch: Yüksek enerji darbeleri veren lazer sistemlerini genel olarak ifade eden terim.

Q-switched Alexandrite: Dövme ve pigment tedavilerinde tercih edilen, Alexandrite kristalinden üretilen Q-switched lazer türüdür.

Q-switched Fractional Laser: Geleneksel Q-switched lazer teknolojisinin, ciltte daha ince ve kontrollü etkiler için fraksiyonel modda çalışan gelişmiş versiyonudur.

Q-switched Laser Parameter Optimization: Lazer tedavilerinde cihaz ayarlarının cilt tipine uygun olarak optimize edilmesi sürecidir.

Q-switched Laser: Kısa darbe süreleriyle cilt pigmentasyon bozukluklarını hedef alan lazer türü.

Q-switched Nd:YAG: Nd:YAG lazer teknolojisinin Q-switched versiyonu, özellikle dövme ve leke tedavisinde kullanılır.

Q-switched Pico Laser: Pico saniyelik darbe süreleriyle cilt pigmentasyon bozukluklarını tedavi eden ileri teknoloji lazer türüdür.

Q-tip Application: Cilt temizliği ve makyaj temizliği için kullanılan pamuklu çubuk hijyen açısından önemlidir.

Qid (quater in die): Tıbbi reçetelerde kullanılan, günde dört defa anlamına gelen kısaltmadır.

QRS Analysis in Laser-Tissue Interaction: Lazer tedavilerinde, cilt dokusuyla etkileşim sırasında enerji dağılımının ölçülmesidir.

Quadrant Analysis: Cilt lezyonlarının dağılımını bölgesel olarak analiz etmeye yönelik yöntemdir.

Qualitative Skin Assessment: Cilt görünümünü nitel olarak değerlendiren, görsel ve dokunsal incelemeleri içeren yöntemdir.

Quality Adjusted Life Year (QALY): Dermatolojik tedavilerin maliyet-etkililik analizinde, yaşam kalitesini sayısal olarak ölçmek için kullanılan bir parametredir.

Quality Assurance: Dermatolojik tedavi süreçlerinde, ürün ve hizmet kalitesinin belirlenen standartlara uygunluğunu garanti altına alan sistemlerdir.

Quality Control in Dermatology: Cilt tedavilerinde kullanılan ürün ve yöntemlerin kalite standartlarına uygunluğunun sürekli izlenmesi sürecidir.

Quality Improvement Initiatives: Dermatolojik kliniklerde tedavi süreçlerinin ve hasta memnuniyetinin artırılması için yürütülen iyileştirme projeleridir.

Quality of Health Life (QHL): Dermatolojik tedavilerin hastaların yaşam kalitesi üzerindeki etkilerini değerlendiren ölçüt.

Quality of Life Assessment (QoL): Dermatolojik tedavilerin, hastaların yaşam kalitesi üzerindeki etkilerini ölçen değerlendirme aracıdır.

Quantification of Pigmentation: Ciltteki leke ve renk farklılıklarının sayısal olarak belirlenmesi sürecidir.

Quantitative Analysis of Skin Surface: Cilt yüzeyindeki leke, kırışıklık ve dokusal bozuklukların sayısal olarak analiz edilmesi yöntemidir.

Quantitative Dermoscopy: Dermoskopik görüntülerin sayısal analizini içeren cilt lezyonlarının detaylı değerlendirilmesi yöntemidir.

Quantitative Epidermal Thickness Measurement: Ciltte epidermis kalınlığının sayısal olarak ölçülmesi yaşlanma ve hastalıkların değerlendirilmesinde kullanılır.

Quantitative Fluorescence Imaging: Ciltteki pigmentasyon ve kollajen düzeylerinin floresan ışık kullanılarak sayısal olarak değerlendirilmesidir.

Quantitative Histology: Cilt biyopsilerinde, hücre yoğunluğu, kolajen miktarı gibi parametrelerin sayısal analizini ifade eder.

Quantitative Light-induced Fluorescence: Ciltteki pigmentasyon ve kollajen yapısının ölçülmesi için kullanılan görüntüleme teknolojisidir.

Quantitative Skin Analysis: Cilt özelliklerinin nem, elastikiyet ve pürüzlülük gibi parametrelerinin sayısal olarak ölçülmesi yöntemidir.

Quantitative Skin Biometrics: Cilt özelliklerinin, yaşlanma ve hastalık belirtilerinin sayısal verilerle ölçülmesi ve analiz edilmesi yöntemidir.

Quantitative Ultrasound: Cilt kalınlığı ve elastikiyetinin ultrason dalgaları ile sayısal olarak ölçülmesi yöntemidir.

Quantum Efficiency: Lazer cihazlarının cilt dokusuna ilettiği enerji verimliliğinin ölçülmesidir.

Quarantine in Dermatology: Enfeksiyon riski yüksek cilt durumlarında, hastaların geçici olarak izole edilmesi uygulamasıdır.

Quasi-carcinomatous Hyperplasia: Travma veya kronik inflamasyon sonucu ciltte görülen, kanser benzeri fakat iyi huylu hücre çoğalmasıdır.

Quasi-experimental Study: Dermatoloji alanında yapılan, kontrol grubu olmadan gerçekleştirilen deneysel çalışmaların tanımıdır.

Quasi-linear Regression Analysis: Dermatolojik tedavi sonuçlarının istatistiksel olarak analizinde kullanılan, lineer olmayan veri modellerinin değerlendirilmesidir.

Quasi-stable Formulation: Dermatolojik ürünlerin, aktif bileşenlerinin stabilitesini koruyarak etkili sonuç vermesini sağlayan formülasyon türüdür.

Quaternary Ammonium Compounds: Cilt dezenfeksiyonunda ve antiseptik ürünlerde kullanılan, mikroorganizmaları öldüren kimyasal bileşiklerdir.

Quaternary Structure: Proteinlerin üç boyutlu yapısını tanımlayan bilimsel terim ciltteki kollajen ve elastin gibi yapısal proteinlerin işlevini etkiler.

Quercetin: Doğal bir flavonoid olup antioksidan etkisi sayesinde cilt inflamasyonunu azaltır.

Quick Cure Products: Hızlı etkili olduğu iddia edilen topikal cilt tedavi ürünlerinin genel adıdır.

Quick Freeze Cryotherapy: Siğil ve ben gibi cilt lezyonlarını dondurarak tedavi etmeye yönelik kriyoterapi yöntemidir.

Quick Patch Test: Cilt alerjisi değerlendirmesinde, belirli maddelerin ciltte kısa süreli temasından sonra oluşan reaksiyonların ölçülmesi testidir.

Quick Release Formulation: Cilt bakım ürünlerinde, aktif maddelerin hızla salınmasını sağlayan formülasyon teknolojisidir.

Quick Response Time: Dermatolojik tedavi sonuçlarının kısa sürede gözlemlenebilme özelliğini ifade eder.

Quiescence: Hücrelerin dinlenme veya geçici hareketsiz kalma durumunu ifade eden tıbbi terim cilt yenilenmesinde önemlidir.

Quiescent State: Cilt hücrelerinin geçici olarak dinlenme halinde olması tedavi öncesi ve sonrası değerlendirmelerde kullanılır.

Quinacrine: Cilt enfeksiyonları ve bazı inflamatuar durumların tedavisinde kullanılan anti-paraziter bir ilaçtır.

Quinoline Derivatives: Bazı cilt enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılan, quinoline yapısına sahip antibakteriyel ilaçlar.

Quinolones: Cilt enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılan, bakteriyel etkiye sahip antibiyotik sınıfıdır.

Quorum Sensing Inhibition: Bakterilerin cilt üzerinde biofilm oluşturmasını engellemek amacıyla kullanılan moleküler stratejileri ifade eder.

Quorum Sensing: Bakterilerin, ciltte biofilm oluşturarak dayanışma içinde hareket etmelerini sağlayan kimyasal iletişim mekanizmasıdır.

R

Radyasyon Dermatitisi: Güneş ışınları veya radyasyon kaynaklı cilt hasarı ciltte kızarıklık, tahriş ve inflamasyon oluşturur.

Radyasyon Terapisi: Kanser tedavisinde kullanılan, yüksek doz radyasyonun cilt ve tümör dokularını hedef aldığı tedavi yöntemidir.

Radyofrekans Modülasyonu: Cilt tedavilerinde radyofrekans enerjisinin etkisini optimize edecek şekilde ayarlanmasıdır.

Radyofrekans Stimülasyonu: Cilt altındaki dokuları uyararak kolajen üretimini artırmayı hedefleyen uygulamadır.

Radyofrekans Terapisi: Yüksek frekanslı elektromanyetik dalgaların cilt altına uygulanarak kolajen sentezini artırıp cildi sıkılaştırdığı tedavi yöntemidir.

Radyofrekans Uygulaması: Cilt gençleştirme ve sıkılaştırma amacıyla radyofrekans enerjisinin cilt altına iletilmesi işlemidir.

Radyoloji: Tıbbi görüntüleme alanında, cilt hastalıklarının değerlendirilmesi ve tanısı için kullanılan yöntemler bütünüdür.

Radyolojik İnceleme: Cilt hastalıklarının tanısında kullanılan X-ışını ve diğer görüntüleme yöntemlerinin uygulanması sürecidir.

Radyoterapi: Kanser tedavisinde kullanılan, yüksek doz radyasyonla hedef dokuların yok edilmesini sağlayan tedavi yöntemidir.

Reabilitasyon: Cilt hastalıkları sonrası, cilt fonksiyonlarının ve görünümünün eski haline getirilmesi amacıyla uygulanan iyileşme sürecidir.

Reaktif Alerjik Reaksiyon: Ciltte alerjenlere bağlı olarak ani ve geçici inflamasyon ile kaşıntı oluşmasıdır.

Reaktif İmmün Yanıt: Ciltte alerjik veya enfeksiyöz etkenlere karşı bağışıklık sisteminin aşırı tepkisidir.

Reaktif İnflamasyon: Ciltte, belirli tetikleyicilere bağlı olarak ortaya çıkan ani ve geçici iltihaplanma yanıtıdır.

Reaktif Melanin Üretimi: İltihap sonrası ciltte artan melanin üretimi nedeniyle koyu lekelerin oluşması durumudur.

Reaktif Pigmentasyon: Ciltte inflamasyon sonrası artan melanin üretimi sonucu ortaya çıkan renk farklılıklarıdır.

Reaktif Trombosit: Yaraların iyileşme sürecinde ciltte salınan, inflamasyonu kontrol altına almaya yardımcı trombosit yanıtıdır.

Reflü Dermatitisi: Mide asidinin ciltle teması sonucu, özellikle cilt kıvrımlarında ortaya çıkan iltihaplanma durumudur.

Regeneratif Onarım: Hasar görmüş cilt dokusunun modern tedavi yöntemleriyle yeniden yapılandırılarak onarılması sürecidir.

Regeneratif Terapiler: Cilt onarımını ve yenilenmesini teşvik eden, modern biyoteknolojik tedavi yöntemlerini ifade eder.

Rejenerasyon: Cilt hücrelerinin doğal olarak yenilenme ve onarım sürecidir.

Rekombinant Büyüme Faktörü: Genetik mühendislik yoluyla üretilen, cilt onarımını ve kolajen üretimini destekleyen biyolojik etkendir.

Remisyon: Kronik cilt hastalıklarında belirtilerin azalması veya geçici olarak kaybolması durumudur.

Renk Aydınlatma: Ciltteki pigmentasyon bozukluklarını azaltarak daha aydınlık bir görünüm elde etmeye yönelik kozmetik uygulamadır.

Renk Düzeltici Ürünler: Cilt tonunu eşitlemeye yardımcı olan, leke ve renk farklılıklarını gidermeyi amaçlayan kozmetik ürünlerdir.

Renk Eşitleme: Ciltteki renk farklılıklarını azaltarak daha homojen bir cilt tonu sağlanmasını amaçlayan tedavi yöntemidir.

Renk Regülasyonu: Ciltte melanin üretiminin ve pigment dağılımının düzenlenmesi sürecidir.

Renk Tonu Eşitleme: Ciltte oluşan lekeleri ve renk dengesizliklerini gidererek düzgün bir cilt tonu elde edilmesini sağlar.

Reoksidatif Stres: Ciltte serbest radikallerin birikmesi sonucu ortaya çıkan oksidatif hasar, yaşlanma ve inflamasyona yol açar.

Reparatif Onarım: Ciltte oluşan hasarların, uygun tedavi yöntemleri ile tamir edilmesidir.

Reparatif Terapiler: Cilt dokusunun hasar görmüş bölgelerinin onarılmasını sağlayan tedavi yöntemlerini kapsar.

Resorpsiyon: Tedavi sonrası yara izlerinin veya uygulanan maddelerin vücut tarafından zamanla emilerek etkisinin azalması sürecidir.

Resveratrol: Üzüm kabuğundan elde edilen, güçlü antioksidan özelliklere sahip, cilt yaşlanmasını geciktiren doğal bileşendir.

Retin-A: Tretinoin içeren topikal tedavi, akne ve cilt yaşlanmasını azaltmak için kullanılır.

Retinoidler: A vitamini türevleri cilt hücrelerinin yenilenmesini hızlandırarak akne, kırışıklık ve lekeleri azaltmaya yardımcı olur.

Retinoik Asit: A vitamini türevi, ciltte hücre yenilenmesini ve kolajen üretimini destekleyen etkili bileşendir.

Retinol: Cilt bakım ürünlerinde kullanılan, cilt gençleştirme ve onarım sürecini destekleyen A vitamini formudur.

Retinopati: Özellikle sistemik hastalıklar sonucu cilt ve göz çevresinde mikro damar hasarının ortaya çıkması durumudur.

Reversiblite: Uygulanan tedavinin etkisinin geçici olduğunu, tedavi kesildiğinde cildin eski haline dönebileceğini ifade eder.

Rhinophyma: Burun dokusunun aşırı kalınlaşması sonucu oluşan, genellikle erkeklerde görülen ve akne rosacea ile ilişkili komplikasyondur.

Risk Faktörleri: Cilt hastalıklarının ortaya çıkmasında etkili olan genetik, çevresel ve yaşam tarzı unsurlarını ifade eder.

Rosacea Subtipleri: Rosacea hastalığının, klinik özelliklerine göre farklı alt tiplerini ifade eden terimdir.

Rosacea: Yüzde sürekli kızarıklık, damar genişlemesi ve akne benzeri lezyonlarla seyreden kronik cilt hastalığıdır.

Rubeosis: Ciltte artan damar görünürlüğü ve kan akımının etkisiyle ortaya çıkan, genellikle inflamasyonla birlikte görülen kızarıklık durumudur.

Ruj Lekesi: Dudaklarda veya yüzün diğer bölgelerinde, kozmetik kullanımına bağlı olarak meydana gelen renk değişikliklerini ifade eder.

Rutin Cilt Bakımı: Cildin sağlığını korumak için günlük temizlik, nemlendirme ve bakım uygulamalarının düzenli olarak yapılmasıdır.

Rutin Dermokozmetik: Günlük cilt bakım rutininde kullanılan, cilt sağlığını destekleyen kozmetik ürünler ve uygulamalardır.

S – Ş

Sarkma Tedavisi: Ciltteki sarkmaları azaltmak veya ortadan kaldırmak için uygulanan botoks, dolgu, lazer ve sıvı yüz germe gibi tedavi yöntemlerini ifade eder.

Sarkma: Cilt elastikiyetinin kaybolması sonucu, yerçekiminin etkisiyle cildin aşağı doğru sarkması durumudur.

Sebore: Deri bezlerinin aşırı yağ üretmesi sonucu ciltte parlaklık, pullanma ve bazen akneye benzer lezyonların oluşmasıdır.

Seboreik Dermatit: Yağlı cilt tiplerinde görülen, kızarıklık, pullanma ve kaşıntı ile seyreden kronik cilt iltihabıdır.

Sebum: Deri tarafından üretilen doğal yağ cilt bariyerinin korunması ve nem dengesinin sağlanması için gereklidir.

Sedef Hastalığı: Ciltte pullu döküntüler, kaşıntı ve inflamasyonla seyreden, kronik inflamatuar cilt hastalığıdır.

Selülit: Cilt altındaki yağ dokusunun düzensiz birikimi sonucu ciltte pürüzlü ve portakal kabuğu görünümünün oluşmasıdır.

Senolitik Tedavi: Yaşlanmış hücrelerin yok edilmesiyle cilt yenilenmesini destekleyen modern bir tedavi yöntemidir.

Sensitivite Dermatiti: Ciltte, çeşitli irritan ve alerjenlere maruz kalma sonucu oluşan duyarlı ve inflamatuar reaksiyon.

Sensitizasyon: Ciltte alerjenlere karşı duyarlılığın artması sürekli maruziyet sonucu bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi durumudur.

Serbest Radikaller: Oksidatif stres sonucu cilt hücrelerinde oluşan reaktif moleküller cilt yaşlanmasına ve hasarına yol açar.

Sertifikalı Cilt Bakım Ürünleri: Belirli kalite standartlarına uygunluk belgeleri ile desteklenen, dermatologlar tarafından önerilen cilt bakım ürünleridir.

Sertifikasyon: Dermatolojik ürün ve tedavilerin, uluslararası ya da yerel kalite standartlarına uygunluğunun belgelenme sürecidir.

Serum: Cilt bakımında kullanılan, aktif maddelerin yoğun olduğu ve cilt onarımını destekleyen sıvı formülasyonlardır.

Sıvı Dolgu: Ciltte hacim kaybını gidermek için enjeksiyon yoluyla uygulanan, genellikle hyaluronik asit içeren dolgu maddeleridir.

Sıvı Yüz Germe: Cilt altına dolgu maddeleri enjekte edilerek, yüz hatlarının düzeltilmesi ve sarkmaların giderilmesini sağlayan minimal invaziv bir tedavi yöntemidir.

Silikon Bant: Yaraların iyileşmesini desteklemek için kullanılan, ciltte nemi koruyan ve iz oluşumunu azaltan elastik bantlardır.

Silikon Jel: Yara izlerinin görünümünü azaltmaya yardımcı olan, ciltte nem dengesi sağlamada etkili olan silikon bazlı topikal ürünlerdir.

Sinerjik Tedavi: Farklı dermatolojik tedavi yöntemlerinin bir arada uygulanarak, tedavinin etkinliğinin artırılmasıdır.

Sinirsel İmmün Yanıt: Ciltte sinir ve bağışıklık sisteminin etkileşimi sonucu ortaya çıkan inflamatuar yanıt, genellikle kaşıntı ve kızarıklık ile kendini gösterir.

Sistin: Saç ve tırnak gibi keratin yapısında bulunan temel amino asit sağlıklı yapı için önemlidir.

Skar: Yaralanma veya cerrahi müdahale sonrası ciltte oluşan, düzensiz kolajen üretimi nedeniyle kalan yara izi.

Skin Barrier: Cildin dış etkenlere karşı koruyucu bariyerini oluşturan, nem kaybını ve enfeksiyonu önleyen yapıdır.

Skin Peeling: Cilt yüzeyindeki ölü hücrelerin nazikçe soyulmasıyla cilt yenilenmesini sağlayan kozmetik uygulamadır.

Skin Rejuvenation: Lazer, kimyasal peeling veya mezoterapi gibi yöntemlerle cilt hücrelerinin yenilenmesini sağlayarak gençleşmeyi hedefleyen tedavi.

Skin Resurfacing: Lazer, kimyasal peeling ve mikrodermabrazyon gibi yöntemlerle cilt yüzeyinin yenilenmesi ve onarılması sürecidir.

Skin Tightening: Ciltteki gevşemeyi ve sarkmayı azaltarak daha sıkı bir görünüm elde edilmesini sağlayan tedavi yöntemidir.

Skleroderma: Otoimmün bir hastalık olup, cilt ve iç organların sertleşmesine neden olan kronik inflamatuar durum.

Skleroz: Cilt veya diğer dokularda fibrozis sonucu ortaya çıkan, sertleşme ve incelme durumudur.

Solar Elastosis: Uzun süre güneşe maruz kalma sonucu ciltte elastin liflerinin hasar görmesiyle erken yaşlanmanın ortaya çıkması.

Solaryum: Yapay ultraviyole ışık kaynağı cilt bronzlaşması için kullanılsa da uzun süreli kullanımı cilt yaşlanmasını hızlandırabilir.

Sonik Temizlik: Ultrasonik dalgalar kullanılarak cilt yüzeyinin derinlemesine temizlenmesini sağlayan modern bir temizlik yöntemidir.

Stabilizasyon: Cilt tedavilerinde cilt dokusunun mevcut durumunun korunarak iyileşmenin desteklenmesi sürecidir.

Standart Protokol: Dermatolojik tedavi süreçlerinde uygulanan, belirli kalite ve güvenlik standartlarını içeren yöntemler bütünüdür.

Steroid: İnflamasyonu azaltmak için topikal veya sistemik olarak uygulanan, sentetik hormon benzeri ilaçlardır.

Stratum Corneum: Cildin en dış tabakasını oluşturan, keratinositlerin tamamen keratinle kaplandığı bölgedir cilt bariyerinin korunmasında önemlidir.

Stratum Granulosum: Epidermisin, keratinositlerin granüller içerdiği ve olgunlaştığı tabakası cilt yenilenmesinde kritik rol oynar.

Streptokok: Cilt enfeksiyonlarına neden olabilen gram pozitif bakterilerdir akne ve impetigo gibi durumlarda rol oynar.

Stridulation: Ciltte, özellikle travma sonrası, mikro düzeyde meydana gelen titreşimsel reaksiyonları ifade eder.

Su Bazlı Formülasyonlar: Cilt bakım ürünlerinin, su içeriği yüksek formüllerle hazırlanması hafif ve nemlendirici özellik taşır.

Subkutan: Cilt altındaki dokuları ifade eden, enjeksiyon ve dolgu uygulamalarında hedef alınan bölgedir.

Sulfur: Cilt tedavisinde, özellikle akne tedavisinde kullanılan, antibakteriyel ve antiinflamatuar özelliklere sahip elementtir.

Sünnet Lekesi: Özellikle erkeklerde, sünnet sonrası ciltte oluşan pigment değişikliklerini ifade eder.

Süperficial Peeling: Cilt yüzeyinin hafifçe soyularak ölü hücrelerin temizlenmesi, cilt yenilenmesini destekleyen nazik bir peeling türüdür.

Süperinhibisyon: Ciltte belirli enzim aktivitesini baskılayarak inflamasyonu azaltmayı hedefleyen tedavi yaklaşımıdır.

Süreç İzleme: Dermatolojik tedavi sürecinde, tedavinin etkilerini ve ciltteki değişimleri düzenli olarak değerlendirme yöntemidir.

Süreklilik: Tedavi sürecinde uygulamaların düzenli ve aralıksız olarak sürdürülmesinin, tedavi etkinliğini artırmasıdır.

Synchysis: Ciltte hücreler arası bağlantıların zayıflaması sonucu ortaya çıkan doku bozulmasıdır.

Şeffaf Cilt: Ciltte pigment eksikliği veya ince cilt yapısı nedeniyle alt damarların belirginleşmesi durumu genellikle estetik endişe yaratır.

Şiddetli Akne: Yoğun inflamasyon ve yaygın lezyonlarla seyreden, tedavi edilmediğinde kalıcı izlere yol açabilen akne formudur.

T

Talg Bezleri: Ciltteki yağ bezlerinin çoğul hali sebum salgısını düzenleyerek cilt bariyerinin korunmasına yardımcı olur.

Talg: Derinin yağ üreten bezlerinden salgılanan doğal yağ cilt nem dengesinin sağlanmasında önemli rol oynar.

Tanin: Bitkisel kaynaklı, antioksidan özelliğe sahip doğal bileşik cilt bakım ürünlerinde leke giderici ve aydınlatıcı etki sağlar.

Tarama: Saçların düzenli olarak taranması saç derisinin uyarılarak kan dolaşımını artırır ve saç sağlığını destekler.

Tedavi İzleme: Dermatolojik tedavi sürecinde hastanın cilt durumunun düzenli olarak kontrol edilmesi tedavi etkinliğini artırır.

Tedavi Planlaması: Hastanın cilt durumu göz önüne alınarak oluşturulan, kişiye özel tedavi programı optimal sonuçlar sağlar.

Tedavi Protokolü: Dermatolojik hastalıkların tanı ve tedavisinde uygulanan standart yöntemler dizisi klinik başarıyı destekler.

Terapötik Dermabrasion: Cilt yüzeyinin kontrollü şekilde soyularak, cilt onarımını hızlandıran cerrahi olmayan tedavi yöntemi derinlemesine yenilenme sağlar.

Terapötik Mikrodermabrazyon: Cilt yüzeyinin mekanik olarak soyulmasıyla, cilt yenilenmesini ve gençleşmeyi destekleyen tedavi yöntemi hafif soyma yaparak iyileşmeyi hızlandırır.

Termal Hasar: Isı kaynaklarının ciltte oluşturduğu hasar genellikle lazer veya radyasyon tedavileri sırasında kontrol edilmesi gereken durumdur.

Termal Terapiler: Isı uygulaması ile cilt onarımını ve sıkılaşmasını destekleyen tedavi yöntemleri kolajen üretimini teşvik eder.

Thermal Injury: Isı kaynaklarının ciltte oluşturduğu hasar termal tedavi uygulamaları sırasında dikkat edilmesi gereken yan etki.

Thermotherapy: Isı kullanılarak cilt tedavisi uygulanması termal enerji ile kolajen üretimini ve cilt yenilenmesini destekler.

Toksik Epidermal Nekroliz (TEN): (Tekrardan girmemek için atlandı, zaten 11 numarada var)

Toksik Epidermal Nekroliz (TEN): Şiddetli ilaç reaksiyonu sonucu ciltte geniş alanlarda epidermisin ölmesi acil müdahale gerektiren ciddi yan etki.

Tolerans: Cildin topikal ilaçlara karşı geliştirdiği adaptasyon uzun süreli kullanımda tedavi etkinliğinin azalmasına neden olabilir.

Tonik: Cilt bakımında kullanılan, cilt pH dengesini ve nem oranını koruyan hafif sıvı ürün cilt ferahlığını artırır.

Topikal Anti-aging: Cilt yaşlanmasını geciktirmeye yönelik kullanılan, genç görünümü destekleyen topikal ürünler kırışıklıkları azaltır.

Topikal Antialerjik: Ciltte alerjik reaksiyonları azaltmak için doğrudan uygulanan ilaç hassas ciltlerde kullanılır.

Topikal Antibiyotikler: Cilt enfeksiyonlarını tedavi etmek amacıyla kullanılan, cilde doğrudan uygulanan antibiyotik ürünler enfeksiyon kontrolünde etkilidir.

Topikal Antifungal: Cilt ve tırnak mantarı enfeksiyonlarına karşı kullanılan, doğrudan cilde uygulanan ilaçlar mantarların büyümesini engeller.

Topikal Antiinflamatuar: Ciltteki inflamasyonu azaltmaya yönelik, topikal olarak uygulanan ilaçlar kızarıklık ve şişlik gibi belirtileri hafifletir.

Topikal Antioxidant: Cildi serbest radikallerin zararlı etkilerinden koruyan, antioksidan içeren ürünler cilt yaşlanmasını yavaşlatır.

Topikal Barrier Ürünleri: Cilt bariyerini güçlendiren ve dış etkenlere karşı koruyan topikal ürünler cilt bütünlüğünü destekler.

Topikal Dermokozmetik: Dermatolojik özelliklere sahip, cilt bakımında kullanılan kozmetik ürünler cilt görünümünü iyileştirir.

Topikal İlaç: Cilt hastalıklarının tedavisinde doğrudan cilde uygulanan ilaçlar lokal etki gösterir.

Topikal İmmünomodülatörler: Ciltteki bağışıklık yanıtını düzenleyen ve inflamasyonu kontrol eden topikal ilaçlar otoimmün cilt hastalıklarında kullanılır.

Topikal İmmünoterapi: Cilt kanserleri ve inflamatuar cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılan, bağışıklık modülatörlerinin cilde uygulanması tedavi etkinliğini artırır.

Topikal Krem Formülasyonları: Aktif maddelerin etkili olduğu krem bazlı cilt tedavi ürünleri nemlendirici ve iyileştirici özellik taşır.

Topikal Nemlendirici: Cildin nemini koruyan ve bariyer fonksiyonunu destekleyen ürünler kuru ciltlerde temel bakım sağlar.

Topikal Peeling: Cilt yüzeyindeki ölü hücrelerin kimyasal olarak nazikçe soyulması cilt yenilenmesini ve parlaklığını artırır.

Topikal Peptid Kompleksleri: Birden fazla peptidin kombinasyonuyla oluşturulan, cilt onarımını ve gençleşmeyi destekleyen formülasyon kolajen sentezini artırır.

Topikal Peptid: Cilt onarımını ve gençleşmeyi destekleyen, küçük protein parçacıkları içeren topikal ürün kolajen sentezini teşvik eder.

Topikal Retinoidler: A vitamini türevlerinin cilt tedavisinde kullanılması akne, ince çizgiler ve renk düzensizliklerini giderir.

Topikal Steroidler: Ciltte iltihabı azaltmak için kullanılan, kortikosteroid içeren topikal ilaçlar inflamatuar durumların yönetiminde etkilidir.

Topikal Tedavi: Cilt üzerine uygulanan ilaç ve ürünlerle gerçekleştirilen tedavi yöntemi lokal etki gösterir.

Toxemia: Vücutta toksik maddelerin birikmesi sonucu ciltte inflamasyon ve hasara yol açan durum sistemik sağlık sorunlarına işaret eder.

Transcutaneous Electrical Nerve Stimulation (TENS): Cilt üzerinde elektriksel uyarım uygulayarak ağrıyı azaltan non-invaziv tedavi yöntemi ağrı kontrolünde kullanılır.

Transdermal Sistem: İlaçların cilt yoluyla emilimini sağlayan, sistemik etki oluşturmak için kullanılan uygulama yöntemi alternatif dozaj sağlar.

Transepidermal Water Loss (TEWL): Cilt bariyer fonksiyonunun ve nem kaybının sayısal olarak ölçülmesi cilt sağlığının değerlendirilmesinde kullanılır.

Transient Erythema: Tedavi sonrası ortaya çıkan geçici cilt kızarıklığı genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden düzelir.

Transient Hyperpigmentation: Geçici hiperpigmentasyon tedavi sonrası ciltte meydana gelen ve zamanla azalan renk değişiklikleri.

Transplantasyon: Cilt nakli işlemi geniş yanıklar veya ciddi cilt hasarlarında, sağlıklı cilt dokusunun yeniden oluşturulmasını sağlar.

Tretinoin: A vitamini türevi topikal ilaç cilt hücrelerinin yenilenmesini hızlandırarak akne ve yaşlanma belirtilerini azaltır.

Trombosit Zengin Plazma (PRP): Kişinin kendi kanından elde edilen, cilt ve saç tedavisinde kolajen üretimini destekleyen plazma rejeneratif tedavilerde kullanılır.

Trombosit: Yaraların iyileşmesinde rol oynayan kan hücreleri cilt tedavilerinde doku onarımına katkıda bulunur.

Turgor: Cilt dokusunun elastikiyet ve dolgunluk durumunu gösteren fizyolojik parametre cilt sağlığının bir göstergesidir.

Tümör Markırlari: Cilt kanserlerinin tanısında kullanılan, hastalığın seyrini izleyen biyobelirteçler erken teşhis için önemlidir.

Tümör: Ciltte anormal hücre çoğalması sonucu oluşan kitle iyi huylu veya kötü huylu olabilir.

U – Ü

Ultra Derin Lazer: Ciltte derin tabakalara nüfuz edebilen lazer tedavisi kolajen üretimini teşvik eder.

Ultra Yüksek Frekans: Cilt tedavilerinde kullanılan, yüksek frekanslı dalga boyları özellikle radyofrekans uygulamalarında etkilidir.

Ultralateks Maskesi: Cilt üzerinde koruyucu bariyer oluşturan, esnek ve dayanıklı maskeler cilt hasarlarını önlemeye yardımcı olur.

Ultraviyole Aşısı: UV ışınlarına karşı cilt korumasını artırmak amacıyla kullanılan, cilt gençleştirici tedavi yaklaşımlarında destekleyici ürünler.

Ultraviyole Filtre: Cilt bakım ürünlerinde UV ışınlarını emen veya yansıtan aktif maddeler.

Ultraviyole Işınlar: Güneşten gelen UV ışınları ciltte hasara ve erken yaşlanmaya neden olabilir.

Ultraviyole Koruyucu: UV ışınlarına karşı cildi koruyan, geniş spektrumlu güneş kremleri.

Ultraviyole: Güneş ışığının cilt üzerindeki etkilerini belirten, kısa dalga boylu (400-490 nm) ışık türüdür.

Ustalaşmış Tedavi: Dermatolojik uygulamalarda uzmanlık kazanmış, deneyimli hekimlerin uyguladığı tedavi yöntemleri.

Uyarıcı İmmün Yanıt: Ciltte, alerjenlere veya irritanlara maruz kalındığında bağışıklık sisteminin verdiği tepkidir.

Uyarım Süresi: Cilt tedavileri sırasında uygulanan tedavi protokollerinde, belirli aktivite ve yanıt süresini ifade eder.

Uygulama Yöntemi: Dermatolojik tedavilerde kullanılan teknik ve prosedürlerin genel adıdır her hastanın ihtiyacına göre seçilir.

Uygulamalı Dermatoloji: Klinik deneyime dayalı olarak gerçekleştirilen, hastanın cilt durumuna özel tedavi yöntemlerinin uygulanmasıdır.

Uygun Dozaj: Dermatolojik tedavilerde kullanılan ilaç veya ürünlerin, cilt tipine uygun miktarda uygulanmasını ifade eder.

Uykunun Cilt Sağlığına Etkisi: Yeterli uyku alınmadığında cilt onarımının ve yenilenmenin yavaşlaması, erken yaşlanmaya yol açabilir.

Uykusuzluk İle İlgili Dermatit: Uyku eksikliği sonucu ciltte ortaya çıkan inflamatuar durum ciltte solgunluk ve hassasiyet görülür.

Uysal Dermatit: Hafif seyreden, genellikle irritan maddelere bağlı olarak ortaya çıkan cilt iltihabıdır.

Uyumlu Cilt Bakımı: Kişinin cilt tipine uygun, düzenli temizlik, nemlendirme ve bakım uygulamalarını içeren günlük rutin.

Uyumlu Tedavi: Hastanın cilt tipine uygun, kişiye özel tedavi yöntemlerinin belirlenmesi ve uygulanması.

Ülserasyon: Ciltte yaralanma sonucu ortaya çıkan, derin yara izleri veya ülserlerin oluşması durumu.

Ülseratif Dermatit: Ciltte ülserlerin oluştuğu şiddetli inflamatuar durum genellikle kronik cilt hastalıklarında gözlemlenir.

Ünite Dozajı: Dermatolojik tedavi ürünlerinin standart dozaj miktarını belirleyen ölçü birimi.

Üre: Cilt tarafından üretilen doğal bir madde olup nemin korunmasında ve cilt bariyerinin sağlanmasında rol oynar.

Üretim Hattı: Dermatolojik ürünlerin seri üretiminin gerçekleştirildiği tesis veya süreçler bütünü.

Üretim Optimasyonu: Ürünlerin maliyet ve kalite açısından en verimli şekilde üretilmesini sağlamak amacıyla yapılan iyileştirmeler.

Üretim Standardı: Dermatolojik ürünlerin, ulusal veya uluslararası kalite ve güvenlik standartlarına uygun üretilmesi.

Üretim Sürekliliği: Dermatolojik ürünlerin, kalite standartlarına uygun olarak düzenli ve kesintisiz üretilme sürecidir.

Üretim Verimliliği: Dermatolojik ürünlerin, kalite ve miktar açısından verimli üretim süreçlerine sahip olması.

Üretken Hücreler: Ciltte onarım ve yenilenmeyi sağlayan, aktif şekilde çalışan hücreler (örneğin, fibroblastlar).

Üriner Reflü Dermatitisi: Mide asidinin ciltle temas etmesi sonucu oluşan iltihaplanma ve tahriş.

Ürodermatoloji: Ürogenital bölgedeki cilt hastalıklarının tanı ve tedavisiyle ilgilenen dermatoloji alt dalı.

Ürün Etiketi: Dermatolojik ürünlerin içerik, kullanım ve güvenlik bilgilerini taşıyan ambalaj etiketi tüketiciye bilgi verir.

Ürün Etkinliği: Dermatolojik ürünlerin vaat ettiği sonuçları sağlama derecesi klinik sonuçlarla ölçülür.

Ürün Formülasyonu: Dermatolojik ürünlerin, aktif maddelerin stabilitesi ve etkisini artıracak şekilde hazırlanması sürecidir.

Ürün Güvenilirliği: Dermatolojik ürünlerin, klinik testlerden geçirilmiş ve güvenlik standartlarına uygun olduğunu gösteren özellik.

Ürün Güvenliği: Dermatolojik ürünlerin, kullanıcı sağlığına zarar vermeyecek şekilde formüle edilip test edilmesi.

Ürün İncelemesi: Dermatolojik ürünlerin etkinlik ve güvenlik açısından yapılan değerlendirme sürecidir.

Ürün İnnovasyonu: Dermatoloji alanında yeni ve yenilikçi ürünlerin geliştirilmesi, teknolojik ilerlemelerle cilt bakımında fark yaratması.

Ürün Stabilitesi: Dermatolojik formülasyonların, zaman içinde etkinliğini ve güvenliğini koruması.

Ürünün Biyouyumluluğu: Dermatolojik ürünlerin cilt ile uyum içinde çalışarak alerjik reaksiyon veya irritasyona yol açmaması.

Üst Doku Onarımı: Hasarlı üst cilt tabakasının, tedavi ve bakım ile yeniden yapılandırılması süreci.

Üst Katman: Cildin en dış tabakası (epidermis) dış etkenlere karşı koruyucu bariyer görevi görür.

Üst Üstte Tedavi: Birden fazla tedavi yönteminin aynı anda uygulanarak sinerji yaratılması kombine tedavi yaklaşımı.

Üstte Dökülen: Ciltte dış etkenlere maruz kalma sonucu epidermisin kalınlaşması ve dökülmesi durumu.

Üstteki Katman: Stratum corneum cildin en dış tabakası ve koruyucu bariyer işlevi görür.

Üstün Formülasyon: Maksimum etki ve uyum sağlayacak şekilde geliştirilmiş dermatolojik ürün formülasyonları.

Üstün Klinik Sonuç: Dermatolojik tedavilerde hastalarda elde edilen yüksek başarı oranlarını ifade eder.

Üstün Koruyucu: Cildi dış etkenlerden maksimum düzeyde koruyan, yüksek SPF içeren ürünler.

Üstün Nem Desteği: Cilt bakım ürünlerinin, ciltte nem dengesini korumaya yönelik sağladığı yüksek destek.

Üstün Performans: Ürün veya tedavi yöntemlerinin beklenen etkiyi fazlasıyla karşılaması durumu.

V

Varyasyon: Cilt hastalıklarının klinik form ve şiddetinde gözlenen farklılıkları tanımlayan terim.

Vaskülarizasyon: Yeni kan damarlarının oluşumu cilt yenilenmesi ve yara iyileşmesi süreçlerinde kritik rol oynar.

Vaskülarize: Ciltteki damarların genişlemesi veya belirginleşmesi durumunu ifade eder.

Vasküler Distrofi: Kan damarlarının yapısal bozukluklarını ifade eden terim ciltte anormal damar yapıları oluşturur.

Vasküler Distrofi: Kan damarlarının yapısal bozukluklarını ifade eden, ciltte anormal damar oluşumlarına neden olan durumdur.

Vasküler İnfiltrasyon: Ciltte kan damarları etrafında immün hücrelerin yoğunlaşarak yerleşmesi inflamasyonun bir göstergesidir.

Vasküler İnterstisyum: Ciltte damarların arasında bulunan ve destekleyen bağ dokusunu ifade eder.

Vasküler Lezyonlar: Ciltte anormal kan damarlarının oluşumu sonucu meydana gelen, kızarıklık, morarma veya şişlik gibi belirtiler gösteren lezyonlardır.

Vasküler Permeabilite: Kan damarlarının sıvı geçirme kapasitesinin artması ciltte ödem ve inflamasyona yol açabilir.

Vasküler Proliferasyon: Ciltte kan damarlarının anormal artışı inflamasyon veya hasar sonrası oluşan iyileşme tepkisi.

Vasküler Regülasyon: Ciltteki kan damarlarının genişlemesi veya daralmasını kontrol eden biyolojik mekanizmadır.

Vasküler Rejenerasyon: Ciltte hasar görmüş damar yapılarının onarılması ve yenilenmesi sürecidir.

Vasküler Tonus: Kan damarlarının normal kasılma ve gevşeme durumunu ifade eder cilt sağlığında önemlidir.

Vasküler Yanıt: Ciltteki damarların, dış etkenlere karşı verdiği reaktif tepki inflamasyon ve iyileşme süreçlerini etkiler.

Vaskülit: Kan damarlarının iltihaplanması sonucu ciltte ağrı, kızarıklık ve bazen döküntülerin ortaya çıkması durumudur.

Vazodilasyon: Kan damarlarının genişlemesi ciltte ısı artışı ve kızarıklığa yol açabilir.

Vazokonstriksiyon: Kan damarlarının daralması ciltte soğukluk hissi ve renk değişikliklerine neden olabilir.

Venerik Dermatit: Genital bölgede görülen, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara bağlı cilt iltihabını ifade eder.

Venöz Yetmezlik: Vücudun alt ekstremitelerinde kan damarlarının kanı yeterince taşımaması sonucu ciltte şişlik ve renk değişikliklerine yol açan durumdur.

Vibrasyon Terapisi: Cilt ve kas tonusunu artırmak amacıyla kullanılan, titreşim teknolojisine dayalı non-invaziv tedavi yöntemidir.

Vimentin: Cilt hücrelerinin iskelet yapısında yer alan, hücre onarım ve hareketliliğinde rol oynayan protein dokunun bütünlüğünü destekler.

Viskozite: Cilt bakım ürünlerinin kıvamını ve yoğunluğunu tanımlayan özellik ürünün ciltle uyumunu etkiler.

Vitamin A Türevi: Retinoidler gibi cilt yenilenmesini ve onarımını destekleyen, A vitamininden türeyen maddeler cilt bakımında sıklıkla kullanılır.

Vitamin C: Güçlü antioksidan özelliğe sahip, kolajen üretimini destekleyen ve cilt tonunu eşitleyen vitamin cilt bakım ürünlerinde yaygındır.

Vitamin E: Cildi serbest radikallerden koruyan ve onarım sürecini destekleyen antioksidandır cilt bakımında önemli bir rol oynar.

Vitamin Kompleksi: Cilt sağlığını destekleyen, çeşitli vitaminlerin bir araya gelmesiyle oluşturulan formülasyon antioksidan ve onarıcı etkiler sunar.

Vitiligo Arası: Vitiligo hastalığının, ciltte pigment kaybı nedeniyle meydana gelen renk farklılıklarını ifade eder.

Vitiligo: Ciltte pigment kaybına yol açan otoimmün bir hastalıktır beyaz lekeler şeklinde görülür.

Vitrin Dermatoskopi: Cilt lezyonlarının detaylı incelenmesi için kullanılan dermatoskopik görüntüleme yöntemidir.

Vize: Cilt bakım ürünlerinin etiket bilgilerinde yer alan, ürünün kullanım talimatları ve içerik bilgilerini ifade eden terim.

Vocal Cord Lesion: Ses tellerinde oluşan lezyonları ifade eden, dermatolojik olarak ciltle ilişkilendirilemeyen ancak bazen sistemik hastalıkların belirtisi olan terim.

Vokalize: Ciltte, özellikle yüz bölgelerinde ortaya çıkan, stres veya hormonal değişikliklere bağlı belirginleşen lezyonları ifade eden terim.

Volüm: Cilt altı dokusunda yer alan yağ ve bağ dokusunun hacmini ifade eden terim dolgu tedavilerinde hedef alınır.

Votasi: Ciltte görülen, genellikle kötü huylu olmayan pigmentasyon bozukluklarını ifade eden terim.

Vulvar Dermatit: Vulva bölgesinde görülen inflamatuar cilt reaksiyonudur kaşıntı, kızarıklık ve tahriş ile kendini gösterebilir.

Vulvar Liken Planus: Vulva bölgesinde görülen, kronik inflamatuar ve lichen planus benzeri lezyonların oluşmasıdır.

Vulvovaginitis: Vulva ve vajinada inflamasyonun meydana gelmesi genellikle enfeksiyon veya alerjik reaksiyonlardan kaynaklanır.

Vücudun Dış Görünümü: Cilt, saç ve tırnak gibi dışsal belirtilerin tümünü kapsayan genel sağlık ve estetik görünümü ifade eder.

Vücut Direnci: Cilt ve genel sağlık için vücudun enfeksiyonlara ve çevresel etkenlere karşı geliştirdiği savunma mekanizmasıdır.

Vücut Döküntüsü: Genel vücutta veya belirli bölgelerde görülen, döküntü şeklinde cilt lezyonlarının oluşmasıdır.

Vücut Elektroliti: Ciltteki hücrelerin sağlıklı işleyişi için gerekli olan, iyon dengesini sağlayan minerallerdir.

Vücut İmajı: Kişinin kendi cilt ve genel görünümüne dair algısını ifade eden kavramdır dermatolojik tedavilerde psikolojik öneme sahiptir.

Vücut İmmün Yanıtı: Ciltte enfeksiyonlara karşı verilen bağışıklık yanıtıdır inflamasyon ve iyileşme süreçlerini etkiler.

Vücut Kitle Endeksi: Kişinin kilosunun boyuna oranla değerlendirilmesi cilt sağlığını etkileyen önemli bir parametredir.

Vücut Onarımı: Cilt dokusunun hasar görmüş bölgelerinin tedavi ve bakım ile yenilenme sürecidir.

Vücut Rezonansı: Cilt tedavileri sırasında kullanılan cihazların cilt dokusu ile etkileşimini optimize eden titreşim veya dalga özelliklerini ifade eder.

Vücut Sıvısı: Cilt hücrelerinin ve dokuların sağlıklı işleyişi için gerekli sıvı dengesini ifade eder.

Vücut Terapisi: Dermatolojik tedavilerde, cilt ve genel sağlığı destekleyen bütünsel yaklaşımı ifade eder.

Vücut Yenilenmesi: Cildin doğal hücre döngüsüyle kendini onarması ve yenilemesi sürecidir.

Vücuttaki Melanin: Cilt rengini belirleyen pigment melanin dengesizliği ciltte hiperpigmentasyon veya hipopigmentasyona yol açar.

W

Wound Assessment: Yaraların boyutu, derinliği, enfeksiyon ve iyileşme durumunun klinik olarak değerlendirilmesidir.

Wound Bed: Yarayı oluşturan doku iyileşme sürecinde granülasyon dokusunun geliştiği alandır.

Wound Care: Yaraların temizlenmesi, korunması ve uygun şekilde iyileşmesinin sağlanması sürecidir.

Wound Closure Device: Cerrahi müdahalelerde yaranın hızlı ve etkili şekilde kapatılmasını sağlayan cihazlardır.

Wound Closure Technique: Yaraların kapatılmasında kullanılan farklı dikiş veya yapıştırıcı tekniklerin genel adıdır.

Wound Closure: Yaraların cerrahi veya doğal yöntemlerle kapatılması işlemidir.

Wound Contraction: Yaraların iyileşme sürecinde kenarlarının birbirine yaklaşarak yaranın küçülmesidir.

Wound Contracture: Yaraların iyileşme sürecinde bağ dokusunun kasılarak yaranın işlev kaybına yol açmasıdır.

Wound Debridement: Ölü veya enfekte olmuş dokuların cerrahi veya mekanik yöntemlerle temizlenmesidir.

Wound Dressing: Yaraların iyileşmesini desteklemek amacıyla kullanılan, steril malzemelerden oluşan örtüdür.

Wound Edge: Yarayı çevreleyen ve iyileşme sürecinde önemli olan doku bölgesidir.

Wound Exudate: Yaradan sızan, inflamasyon belirtisi olabilen sıvıdır.

Wound Granulation: Yarada yeni doku oluşumunun bir göstergesi olan granülasyon dokusunun gelişmesidir.

Wound Healing Index: Yaraların iyileşme derecesinin ölçülmesi için kullanılan endeks klinik değerlendirme için önemlidir.

Wound Healing Time: Yaraların tamamen iyileşmesi için gereken zaman aralığıdır.

Wound Healing: Yaralı dokunun onarım ve iyileşme sürecidir.

Wound Infection: Yaraların uygun şekilde bakılmadığında bakteriyel veya mantar enfeksiyonlarına yakalanmasıdır.

Wound Infiltrate: Yarada inflamatuar hücrelerin yoğunlaşmasıdır enfeksiyon veya inflamasyon belirtisi olabilir.

Wound Irrigation: Yaraların temizlenmesi amacıyla antiseptik solüsyonlarla yıkanmasıdır.

Wound Management: Yaraların tedavi ve iyileşme sürecinin kontrol altına alınmasıdır.

Wound Margin: Yaranın sınırları iyileşme sürecinde sağlıklı doku ile enfekte dokunun ayrımını sağlar.

Wound Observation: Yaraların iyileşme sürecinin düzenli olarak takip edilmesidir.

Wound Ostomy Appliance: Yara ostomisinin bakımında kullanılan, sızıntıları önleyen yardımcı cihazlardır.

Wound Ostomy: Cerrahi müdahale sonucu oluşan ve dışkı veya idrarın boşaltımını sağlayan yapay açıklıktır.

Wound Perfusion: Yaranın kan akımının değerlendirilmesidir iyileşme sürecinde önemli bir parametredir.

Wound Remodeling: Yarada kolajen ve elastin dokusunun yeniden düzenlenmesi sürecidir yara iyileşmesinin son aşamasıdır.

Wound Repair: Yaralı dokunun onarım ve iyileşme sürecidir tedavi ile desteklenir.

Wound Scarring: Yaraların iyileşme sürecinde oluşan kalıcı izlerdir tedavi ile minimize edilebilir.

Wound Sealant: Yaraların kapatılmasını destekleyen, özel formüle edilmiş yapıştırıcı ürünlerdir.

Wound Smear: Yaradan alınan örneklerin mikroskobik incelemesidir enfeksiyon tanısında kullanılır.

Wound Stabilization: Yaraların uygun şekilde iyileşmesi için gerekli olan doku bütünlüğünün korunmasıdır.

Wound Sterilization: Yaraların enfeksiyonu önlemek için antiseptik solüsyonlarla temizlenmesidir.

Wound Suction: Yaradan sıvının çekilmesi işlemidir özellikle aşırı sıvı birikimi durumlarında kullanılır.

Wound Surface Area: Yaranın kapladığı yüzeyin ölçülmesidir tedavi planlamasında önemlidir.

Wound Suture: Cerrahi dikişlerle yaranın kapatılması işlemidir.

Wound Swab: Yaradan örnek alınarak yapılan mikroorganizma kültürü ve analizidir.

Wound Therapy Regimen: Yaraların tedavi sürecinde uygulanan düzenli protokoldür etkin iyileşme sağlar.

Wound Therapy: Yaraların iyileşmesini hızlandırmak için uygulanan çeşitli tedavi yöntemlerinin bütünüdür.

Wound Tracking: Yaraların zaman içindeki iyileşme ve değişimlerinin kayıt altına alınmasıdır.

Wound Ulceration: Yaralarda kronikleşen, iyileşmeyen açık yaraların oluşmasıdır tedavi edilmezse ciddi komplikasyonlara yol açar.

Wound VAC (Vacuum-Assisted Closure): Vakum terapisi kullanılarak yaranın iyileşme sürecinin hızlandırılmasıdır.

Wound Vacuum: Vakumlu yara tedavisi yöntemi yaranın temizlenmesi ve iyileşmesinin desteklenmesi için kullanılır.

Wound Verification: Yaraların, tedavi öncesi ve sonrası klinik olarak değerlendirilmesidir.

Wound Video Documentation: Yaraların iyileşme sürecinin video ile kaydedilmesidir tedavi takibi için kullanılır.

Wound Visualization Technique: Yaraların detaylı incelenmesi için kullanılan görüntüleme tekniklerinin genel adıdır.

Wound Visualization: Yaraların, görüntüleme teknikleri kullanılarak detaylı incelenmesidir.

Wound Volume Measurement: Yaraların hacim ölçümünün yapılmasıdır tedavi etkinliğini değerlendirmede kullanılır.

Wound Wash: Yaraların antiseptik solüsyonlarla temizlenmesi işlemidir.

Wound Water Content: Yaradaki sıvı miktarının ölçülmesidir iyileşme sürecinin değerlendirilmesinde kullanılır.

Wound Whiteness: Yaraların iyileşme sürecinde görülen, pigment kaybı nedeniyle oluşan beyazlaşma durumudur.

X

X-linked Ichthyosis Severity Scale: X kromozomuna bağlı istihit hastalığının şiddetini değerlendirmek için kullanılan ölçek.

X-linked Ichthyosis Variant: X kromozomuna bağlı istihitin, tipik klinik görünümün hafif farklılık gösteren varyantı.

X-linked Ichthyosis: X kromozomuna bağlı kalıtsal bir cilt hastalığı olup, ciltte kalın, pullu ve kuruyan lezyonların oluşumuna neden olur.

X-linked Inheritance in Dermatology: X kromozomuna bağlı kalıtsal cilt hastalıklarının genel tanımı.

X-linked Reticulate Dysplasia: X kromozomuna bağlı, nadir görülen ve ciltte retiküler (örgü şeklinde) desenlerle karakterize kalıtsal bir hastalıktır.

X-linked Steroid Sulfatase Deficiency: X kromozomuna bağlı, steroid sulfataz enzim eksikliği nedeniyle ciltte pullanma ve kurulukla seyreden kalıtsal bir hastalık.

X-ray Imaging in Dermatology: Cilt altı yapılarının incelenmesinde kullanılan, X-ışını teknolojisinin dermatolojik uygulamaları.

Xanthate: Endüstriyel kimyasallar arasında yer alan ve ciltte irritasyona neden olabilen bileşik.

Xanthelasma Fissuratum: Göz kapaklarında oluşan çatlaklı, derinleşmiş xanthelasma lezyonları.

Xanthelasma Palpebrarum: Göz kapaklarında oluşan, genellikle iyi huylu, sarımsı yağ birikimi lezyonları.

Xanthelasma: Göz kapaklarında yağ birikimi nedeniyle oluşan sarımsı lekeler.

Xanthin: Saç, tırnak ve cilt sağlığını etkileyebilecek, pürin metabolizmasıyla ilişkili bir bileşik.

Xanthine Oxidase: Pürin metabolizmasında rol oynayan enzim, serbest radikallerin oluşumuna katkıda bulunur.

Xanthinuria: Vücutta xantin birikimi sonucu ciltte renk değişiklikleri ve diğer sistemik belirtilerin ortaya çıkması.

Xanthoceras: Ciltte görülen, yağ birikimi sonucu oluşan, nadir rastlanan lezyon türüdür.

Xanthochromia: Kan örneklerinde görülen, genellikle hücre parçalanması sonucu oluşan sarımsı renk değişikliği cilt lezyonları ile ilişkilendirilemez, ancak bazen referans verilebilir.

Xanthoderm: Ciltte sarı renkli pigment değişikliklerini tanımlayan terim.

Xanthofibroma: Ciltte nadir görülen, yağ içeren fibrotik lezyon genellikle cerrahi eksizyon gerekmez.

Xanthogranuloma Juvenile: Çocuklarda görülen, ciltte sarımsı lezyonların oluştuğu, genellikle iyi huylu bir dermatolojik durum.

Xanthogranuloma: Genellikle çocuklarda görülen, ciltte sarı-turuncu renkli, iyi huylu granülomatöz lezyon.

Xanthogranulomatous Inflammation: Ciltte yağ birikimi ve inflamasyonun birlikte seyrettiği nadir durum.

Xantholysis: Cilt hücrelerinin ayrışması sonucu pigmentin kaybolması nadiren görülen bir durum.

Xanthoma Disseminatum: Vücudun geniş bölgelerinde çoklu xantoma lezyonlarının ortaya çıkması nadir görülen bir lipid bozukluğudur.

Xanthoma: Ciltte lipid birikimi sonucu oluşan sarı nodüller genellikle kolesterol metabolizması bozuklukları ile ilişkilidir.

Xanthomatosis: Vücudun çeşitli bölgelerinde xantoma lezyonlarının yaygın olarak görülmesi lipid metabolizması bozukluklarını işaret eder.

Xanthomatous Cyst: Ciltte yağ birikimi nedeniyle oluşan kistik lezyon.

Xanthomatous Dermatitis: Ciltte xantoma benzeri lezyonların inflamatuar reaksiyon eşliğinde oluşması durumu.

Xanthomatous Infiltration: Ciltte yağ birikimi ve granülom oluşumu ile karakterize, inflamatuar hücre infiltrasyonu.

Xanthomatous Plaque: Ciltte geniş, plak şeklinde, sarımsı lezyonların oluşumunu ifade eder.

Xanthophyll: Doğal antioksidan özellikte, bitkilerden elde edilen pigment cilt bakım ürünlerinde kullanılır.

Xanthosis Cutis: Ciltte geniş alanlarda görülen sarı renkli pigmentasyon artışı.

Xanthosis Pigmentosa: Ciltte yaygın sarı pigment birikimi genellikle benign bir durumdur.

Xanthosis Syndrome: Ciltte ve diğer organlarda anormal yağ birikimi ile kendini gösteren, genellikle metabolik bozukluklarla ilişkilendirilen durum.

Xanthosis: Ciltte aşırı melanin üretimi veya lipid birikimi nedeniyle oluşan koyu renk değişiklikleri.

Xenoantigen: Yabancı bir antijen olup, ciltte bağışıklık tepkisine neden olabilen molekülleri ifade eder.

Xenobiotic Sensitivity: Vücudun, cilt yoluyla temas eden yabancı kimyasallara karşı duyarlılığı irritasyon ve alerjik reaksiyon riski taşır.

Xenoestrogen: Çevresel kimyasalların östrojen benzeri etkiler göstererek cilt hormon dengesini bozması.

Xenograft: Başka bir türden alınan doku veya hücrelerin, cilt yenilenmesi veya onarımında kullanılması genellikle araştırma amaçlı uygulanır.

Xerochilia: Genetik veya çevresel faktörlerden kaynaklanan aşırı cilt kuruluğu ve çatlaması.

Xeroderma Pigmentosum: Genetik bir hastalık olup, ciltte UV ışınlarına karşı aşırı hassasiyet ve erken yaşlanmaya yol açar.

Xeroderma: Ciltte kuruluk ve pullanma ile karakterize, genetik veya çevresel faktörlerden kaynaklanan durum.

Xerosis: Ciltte aşırı kuruluk, nem kaybı sonucu cilt bariyerinin zayıflaması.

Xiphodynia: Göğüs kemiği bölgesinde meydana gelen ağrı nadiren cilt ile ilişkili olarak tanımlanır.

Xiphoid Dermatitis: Göğüs kemiğinin alt kısmında, ciltte irritasyon veya inflamasyon sonucu oluşan dermatit.

Xiphoid Process-Related Dermatitis: Göğüs kemiği çevresinde meydana gelen, travma veya irritasyon sonucu oluşan cilt iltihabıdır.

Xiphos: Cilt üzerinde kullanılan, cilt yenilenmesini destekleyen ve minimal invaziv yöntemlerle uygulanan tedavi yöntemlerine referans olabilir.

Xylitol-Based Moisturizer: Xylitol içeren, cildi nemlendiren ve yumuşaklık sağlayan formülasyonlar.

Xylitol: Cilt bakım ürünlerinde nemlendirici ve antibakteriyel özellikleri nedeniyle kullanılan doğal şeker alkolü.

Xylocaine Jelly: Lokal anestezi sağlamak amacıyla cilt yüzeyine uygulanan jel formundaki Xylocaine ürünü.

Xylocaine: Lokal anestezik olarak kullanılan, cilt tedavilerinde uygulama öncesinde konfor sağlamaya yardımcı olan ilaç.

Y

Yara İyileşmesi: Yaralı bölgenin onarım ve yenilenme sürecidir.

Yara İzi: Yaradan sonra ciltte kalan, kolajen üretiminin düzensizliğinden kaynaklanan kalıcı izler.

Yara: Deride oluşan hasarlı bölge doğal iyileşme sürecine girer.

Yetersiz Nem: Ciltte yeterli nemin olmaması sonucu bariyer fonksiyonunun bozulması kuruluk ve tahrişe yol açar.

Yumuşak Doku: Cilt ve altındaki bağ dokusunu ifade eden, esnek ve destekleyici doku.

Yüksek İrritasyon: Ciltte aşırı tahriş veya duyarlılık irritan maddelere maruz kalma sonucu oluşur.

Yüz Alerjisi: Ciltte alerjik reaksiyonların yüzeysel belirtileri kaşıntı, kızarıklık ve döküntü ile kendini gösterir.

Yüz Anatomisi: Yüzdeki kemik, kas, yağ ve cilt yapılarının incelenmesi kişiye özel tedavi planlaması için temel oluşturur.

Yüz Bakım Rutinleri: Düzenli olarak uygulanan temizlik, nemlendirme ve bakım protokollerinin bütünüdür.

Yüz Botoksu: Botulinum toksin enjeksiyonu ile mimik kaslarının geçici olarak felç edilmesi kırışıklıkları azaltır.

Yüz Cerrahisi: Yüzde estetik bozuklukları düzeltmek için uygulanan cerrahi müdahaleler.

Yüz Derinliği: Yüzün anatomik katmanlarının kalınlık ve düzenini ifade eden parametre estetik tedavi planlamasında önemlidir.

Yüz Detoksu: Ciltte biriken kir, toksin ve ölü hücrelerin temizlenmesi cilt sağlığını ve parlaklığını artırır.

Yüz Dolgusu: Hyaluronik asit gibi maddelerin enjeksiyonu ile yüzde hacim kaybının giderilmesi.

Yüz Elastikiyeti: Cilt dokusunun esnek ve gerilebilir özellikleri yaşlanmayla birlikte azalır.

Yüz Estetiği: Yüzün görünümünü güzelleştirmeye yönelik cerrahi veya non-invaziv uygulamalar.

Yüz Estetik Revizyonu: Önceden yapılmış yüz estetiği işlemlerinin, yeni tekniklerle yeniden düzenlenmesi.

Yüz Fotoyaşlanması: Uzun süre güneşe maruz kalmanın ciltte erken yaşlanmaya neden olması ince çizgiler, lekeler ve elastikiyet kaybı.

Yüz Gençleştirme Protokolü: Ciltte yaşlanma belirtilerini azaltmak için uygulanan, botoks, dolgu, lazer ve PRP gibi tedavilerin kombinasyonunu içeren plan.

Yüz Hacmi: Yüzdeki yağ ve bağ dokusunun dolgunluğu yaşlanma sürecinde azalabilir.

Yüz Hassasiyeti: Cildin, çevresel veya kimyasal etkilere karşı artan duyarlılığı irritasyon ve inflamasyona neden olabilir.

Yüz Işıltısı Artırıcı: Cildin doğal parlaklığını ve canlılığını geri kazandırmayı amaçlayan bakım ürünleri ve yöntemler.

Yüz Işıltısı: Sağlıklı cilt görünümünü ve canlılığı ifade eden estetik özellik.

Yüz İmplant Cerrahisi: Yüzde hacim kaybı veya asimetri gibi estetik sorunları düzeltmek amacıyla implantların yerleştirilmesi işlemi.

Yüz İmplantı: Hacim kaybını telafi etmek için yüz dokusuna yerleştirilen implantlar.

Yüz İnflamasyonu: Ciltte iltihaplanma sonucu ortaya çıkan kızarıklık, şişlik ve hassasiyet.

Yüz İnvaziv Olmayan Tedavi: Cerrahi müdahale gerektirmeyen, minimal invaziv estetik uygulamalardır.

Yüz İnvaziv Tedavi: Cerrahi olmayan yöntemlerle, cilt yaşlanmasını ve deformasyonlarını düzeltmeyi amaçlayan tedaviler.

Yüz Kırışıklığı: Yaşlanma ve dış etkenler nedeniyle yüzde oluşan ince veya derin çizgiler.

Yüz Kolajen Desteği: Kolajen üretimini artırmaya yönelik tedaviler cilt gençleştirme ve sıkılaştırmada etkilidir.

Yüz Konturu: Yüz hatlarının belirginleşmesi dolgu ve botoks uygulamalarıyla iyileştirilebilir.

Yüz Lekesi: Ciltte pigment bozuklukları sonucu oluşan, genellikle güneş, hormonal değişiklik veya yaşlanma nedeniyle ortaya çıkan lekelerdir.

Yüz Liftingi: Cerrahi veya non-invaziv yöntemlerle yüz hatlarının yeniden şekillendirilmesi.

Yüz Mezoterapisi: Vitamin, amino asit ve diğer aktif maddelerin mikro enjeksiyon yöntemiyle cilde uygulanması.

Yüz Nemlendirme: Cilt bariyerini güçlendirmek ve kuruluğu önlemek amacıyla yapılan, nemlendirici ürünlerin kullanılmasıdır.

Yüz Onarımı: Yaralanma, yaşlanma veya enfeksiyon sonucu zarar gören yüz dokusunun onarım süreci.

Yüz Peelingi: Cilt yüzeyindeki ölü hücrelerin kimyasal ya da mekanik yöntemle nazikçe soyulması.

Yüz Pigmentasyonu: Yüzde melanin üretimindeki artış ya da azalış sonucu ortaya çıkan renk farklılıkları.

Yüz PRP Tedavisi: Kişinin kendi kanından elde edilen trombosit zengin plazmanın yüz tedavisinde kullanılması.

Yüz Radyofrekansı: Radyofrekans enerjisinin cilt altına uygulanarak kolajen üretimini artırması.

Yüz Reaksiyonu: Uygulanan tedavilere cildin verdiği yanıt inflamasyon, kızarıklık veya iyileşme olarak gözlemlenir.

Yüz Rejenerasyonu: Yüz dokusunun onarım ve yenilenme sürecinin desteklenmesi kolajen sentezinin artırılması.

Yüz Rejuvenasyonu: Yüzün gençleştirilmesi, kırışıklık ve sarkmaların azaltılması için uygulanan tedaviler bütünüdür.

Yüz Revizyonu: Önceden yapılmış estetik işlemlerin, güncel tekniklerle yeniden düzenlenmesi.

Yüz Sarkması: Yaşlanma, yerçekimi ve elastikiyet kaybı sonucu yüz dokusunun aşağı doğru sarkması.

Yüz Şekillendirme: Estetik müdahalelerle yüz hatlarının yeniden düzenlenmesi genç ve dengeli bir görünüm sağlar.

Yüz Terapisi: Yüz sağlığını korumaya yönelik uygulanan, çeşitli tedavi ve bakım yöntemlerini kapsar.

Yüz Toleransı: Cildin topikal tedavilere karşı gösterdiği adaptasyon ve uyum aşırı kullanım durumunda etki azalabilir.

Yüz Yenilenmesi: Cilt hücrelerinin doğal döngüsünün desteklenmesi ve yeni hücrelerin oluşması cilt sağlığını artırır.

Yüzeysel Döküntü: Cilt yüzeyinde hafif döküntülerin meydana gelmesi genellikle irritasyon sonucu oluşur.

Z

Zaman Faktörü: Cilt yaşlanmasında içsel ve dışsal etmenlerin etkisinin zamanla birikmesi tedavi planlamasında dikkate alınır.

Zaman İçinde Değişim: Ciltte yaşlanma ve yenilenme süreçlerinin, zamanla meydana gelen doğal değişikliklerini ifade eder.

Zamanında Müdahale: Cilt hastalıklarının erken teşhis ve tedavi edilmesi kalıcı hasarların önlenmesi için kritik öneme sahiptir.

Zamanlanmış Tedavi: Dermatolojik uygulamalarda, belirli zaman aralıklarıyla düzenli olarak uygulanan tedavi protokolleridir.

Zat: Ciltte doğal pigmentasyon ve renk düzenlemesini etkileyen endojen maddelerin genel adıdır.

Zayıf Bariyer: Cilt bariyerinin zayıflaması sonucu, cildin dış etkenlere karşı korumasının azalması nem kaybına ve irritasyona yol açar.

Zayıf İmmün Yanıt: Ciltte enfeksiyonlara karşı yetersiz bağışıklık tepkisi kronik inflamasyon ve enfeksiyon riskini artırır.

Zayıf Kollajen: Ciltte kolajen üretiminin yetersiz olması sonucu oluşan elastikiyet kaybı cilt yaşlanmasının önemli bir belirtisidir.

Zayıf Rejenerasyon: Cilt hücrelerinin yavaş yenilenmesi yaşlanma ve çevresel faktörlerin etkisiyle ciltte belirgin hasarlar meydana gelebilir.

Zayıflama: Cilt dokusunun elastikiyetini kaybederek incelmesi yaşlanma belirtilerinin artmasına yol açar.

Zeaxanthin: Antioksidan özellikte bir karotenoid ciltte serbest radikallerin zararını azaltarak yaşlanma belirtilerini yavaşlatır.

Zedelenme: Ciltte meydana gelen herhangi bir fiziksel hasar veya yaralanma tedavi gerektirebilir.

Zedoary Extract: Zedoary bitkisinden elde edilen öz antioksidan ve antiinflamatuar özellikleriyle cilt yenilenmesini destekler.

Zengin Antioksidan: Cilt bakım ürünlerinde bulunan, serbest radikallerle mücadelede etkili antioksidan maddelerin yoğunluğu cilt yaşlanmasını yavaşlatır.

Zenker’s Diverticulum (Dermatolojik Bağlamda Kullanımı Sınırlıdır): Genellikle yutak bölgesinde görülen, fakat nadiren cilt enfeksiyonlarına referans olarak kullanılabilir.

Zenkers Enzim Aktivitesi: Ciltte belirli enzimlerin fonksiyonunu ifade eder bu enzimler cilt onarımında rol oynar.

Zeta Potential: Dermatolojik ürünlerin partikül stabilitesini belirleyen elektrokimyasal bir ölçüttür formülasyon kalitesinde kullanılır.

Zeytinyağı Özütü: Doğal antioksidan ve nemlendirici özellikleriyle cilt bakım ürünlerinde kullanılan, cildi besleyen bitkisel öz.

Zıt Etki: Uygulanan tedavinin beklenenin aksine ciltte olumsuz sonuçlar doğurması durumudur genellikle ilaç etkileşimlerinden kaynaklanır.

Zıt Reaksiyon: Cilt tedavilerine beklenmedik, ters yönde yanıt verilmesi nadiren de olsa ortaya çıkabilir.

Zihinsel Stres: Cilt sağlığını etkileyen, psikolojik faktörlerin ciltte inflamasyon ve yaşlanma belirtilerini artırması stres yönetimi önemlidir.

Zinc Acetate: Çinko içeren bu bileşik, ciltteki inflamasyonu ve akne problemlerini hafifletmeye yardımcı olur.

Zinc Finger Protein: Genetik düzenleme ve hücre fonksiyonlarının kontrolünde rol oynayan, çinko içeren protein yapıları cilt hücrelerinin onarımında etkilidir.

Zinc Gluconate: Akne tedavisinde ve cilt onarımında kullanılan, çinko içeren bir bileşiktir.

Zinc Methionine: Çinko ve amino asit metiyoninin birleşimi cilt onarımını ve yenilenmesini destekler.

Zinc Orotate: Çinko minerali, vücuttaki emilimini artırmak ve cilt sağlığını desteklemek için kullanılan formudur.

Zinc Oxide: Güneş kremlerinde ve cilt bakım ürünlerinde UV ışınlarını yansıtarak cildi koruyan doğal bir mineraldir.

Zinc Pyrithione: Kepek ve seboreik dermatit tedavisinde kullanılan, antifungal ve antibakteriyel özellikte bir bileşiktir.

Zinc Sulfate: Ciltte iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olan ve iyileşme sürecini destekleyen çinko tuzudur.

Zinc Transporter: Cilt hücrelerinde çinkonun taşınmasını sağlayan proteinler cilt sağlığı için önemlidir.

Zincirleme Enzim Aktivasyonu: Ciltte bir enzim aktivitesinin, diğer enzimleri tetikleyerek ardışık reaksiyonlara yol açması sürecidir.

Zingiber Officinale Extract: Zencefil bitkisinin özütü anti-inflamatuar ve antioksidan etkileriyle cilt bakımında kullanılır.

Zirconia: Zirkonium oksidin sentetik formu kozmetik ürünlerde, özellikle implantlarda ve cilt tedavilerinde referans olarak kullanılabilir.

Zirconium: Cilt bakım ürünlerinde kullanılan, cilt onarımını destekleyen ve antioksidan özelliklere sahip metal elementidir.

Zirkonyum Dioksit: Cilt bakım ürünlerinde kullanılan, UV ışınlarını yansıtan ve cildi koruyan bir mineral bileşiğidir.

Zorlanma İndeksi: Cilt üzerinde uygulanan mekanik ve kimyasal tedavilere bağlı hasarın ölçümü tedavi etkinliğinin değerlendirilmesinde kullanılır.

Zorlanma: Ciltte mekanik strese bağlı olarak oluşan mikro hasar kronik irritasyon sonucu inflamasyon gelişebilir.

Zorlayıcı Faktörler: Cilt sağlığını olumsuz etkileyen çevresel ve yaşam tarzı faktörleri güneş, sigara, stres gibi etkenleri kapsar.

Zorunlu İyileşme: Cilt hasarı sonrası, vücudun doğal iyileşme süreçlerinin zorunlu olarak devreye girmesi tedavi ile desteklenir.

Zorunlu Onarım: Ciltte oluşan hasarın, vücudun kendi iyileşme mekanizmalarıyla zorunlu olarak tamir edilmesi sürecidir.

Zoster: Varicella zoster virüsünün neden olduğu, sinirlerde ağrılı döküntülerin oluştuğu cilt hastalığıdır.

Zosteriform: Herpes zoster lezyonlarının sinir dağılımı doğrultusunda oluştuğu desen şeklinde cilt lezyonlarını tanımlar.

Zümrüt Yeşili Pigment: Bazı cilt lekelerinin renk tonunu tanımlamak için kullanılan, nadiren görülen pigmentasyon ifadesidir.

Zygoma: Yüz kemikleri arasında yer alan elmacık kemiğini ifade eder yüz estetiğinde önem taşır.

Zygomatic Arch: Elmacık kemiği çıkıntısı yüz hatlarının şekillenmesinde rol oynar.

Zygomatic Complex: Yüzün orta kısmındaki kemik yapısını ifade eder yüz estetiği ve onarımında referans alınır.

Zymoenzim: Cilt onarımında kullanılan, belirli enzimlerin karışımını ifade eder doku yenilenmesini destekler.

Zymogen: Ciltte enzimlerin aktif hale gelmeden önceki inaktif formudur normal metabolizma ve onarım süreçleri için gereklidir.

Zymography: Cilt dokusunda enzim aktivitesini ölçmek için laboratuvar ortamında uygulanan görüntüleme yöntemidir.

Zymosterol: Kolesterol üretiminde ara madde olarak görev yapan bileşik cilt hücrelerinin yapısal bütünlüğünde rol oynar.

This post is also available in: English (İngilizce)